"Eve gitmek istemediğimi söyledim" gömleğinin düğmelerini ilikleyen Jungkook'un karşısına geçmiştim.
"Ben de senin isteklerinin umrumda olmadığını söylemiştim" karşında durmamdan pek hoşlanmamış olacak ki, bana arkasını dönmüş ve birkaç adım uzaklaşmıştı.
"Neden bana karşı bu kadar kötüsün?"
"Eğer senin her istediğini yerine getiren biri olsam, hizmetçilerinden farkım kalmaz. Ben senin korumanım. İsteklerini yerine getirecek kölen değil"
Gömleğinin yakasını düzeltmiş, ceketini de giydikten sonra silahını beline koyup yanıma gelmişti. Sert bakışları gözlerimdeydi şimdi. Belki de yapısı böyleydi. Tüm hareketlerinden kendime pay çıkarmamalıydım.
"Çıkalım mı?" kaşlarını kaldırıp bakışmamızı bozmadan sorduğunda. Başımı hafifçe sallamış ve önden yürümüştüm. Odanın kapısından çıktığımızda duraksamıştım. Buraya geldiğimizde baygındım ve çıkışı da bilmiyordum. Jungkook durmamın sebebini anlamış, belimden tutup soldaki koridora yönlendirmişti.
Metal kapılı asansörün önüne geldiğimizde düğmeye basmış. Asansörün gelmesini beklemiştik. Eli hala belimdeydi ve teni, omuzlarımdaki kürkün kapatmadığı çıplak belime değdikçe aklım başka yerlere kayıyordu.
"Jungkook, elin..." önce ne olduğunu anlayamamış öylece yüzüme bakmıştı. Yerimde biraz kıpırdanınca da elini hızla çekmişti.
Asansörün geldiğini belli eden zil sesi duyulmuş, kapı sürüklenerek açıldığında, sadece iki kişinin bulunduğu asansöre dalmıştım. Arkamdan Jungkook gelmiş, köşede duran bedenimin önüne geçip beni oraya sıkıştırmıştı.
"Ya, ah! Ne yapıyorsun? Sıkıştım!" ellerimi sırtına koyup itmeye çalışmıştım. Yerinden birazcık oynamış ama bacaklarını öne atarak dengesini sağlamıştı.
"Yapmam gerekeni yapıyorum" çekilmeyeceğini anladığımla pes etmiş, alnımı sırtına sertçe vurmuştum. Asansördeki iki sıska adamın bana bir şey yapacağını düşünmüyordum. Zaten bizim çıkış zamanımızı nasıl bilebilirlerdi ki? Saçmaydı bu.
Asansör bizim katımızdan yukarı çıkmış ve orada durmuştu. Jungkook'un kolunun kenarından baktığımda bir kadının bindiğini görmüştüm ama iki adam inmemişti.
Asansör büyüktü ve fazlasıyla yavaştı. Bu da yetmezmiş gibi en üst kattaydık ve kapı hala kapanmamıştı. Sıkılmıştım ve karşımdaki heybetli bedene dokunmak istiyordum.
Alnımı sırtından çekmiş, omuzlarından başlayarak beline kadar sürüklemiştim ellerimi. Kasları çok sıkıydı ve öyle güzel hissettiriyordu ki dizlerimi titretiyordu. Ellerimi biraz daha aşağılara indirmiş, sıkı kalçalarını avuçlarım arasına almıştım.
İrkilmiş, hafifçe yerinden sıçramıştı. Sinirlendiğini biliyordum. Bunu, burnundan verdiği uzun ve sert nefesinden anlamıştım ama umrumda değildi. Onu sinirlendirmek hoşuma gitmişti.
"Güzellermiş" diye fısıldamıştım. tırnaklarımı etine geçirdiğimde asansörün metal tutacaklarına tutunmuştu. Başını omzunun üzerinden bana çevirdiğinde, gözlerinden saçtığı ateşi görmüş ellerimi çekmiştim. Gülmek istiyordum ama dikkat çekmeye hiç niyetim yoktu. Tırnaklarımın, kalçasında iz bıraktığına emindim. Bunu bana ödetmesini istiyordum.
Asansör alt katlara inmeye başladığında, üç kat sonra asansör durmuş, iki adam ve kadın aynı katta inmişlerdi. Jungkook, onların inmesinin ardından bana dönmüş, çenemden tutarak kafamı arkadaki aynaya yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanficŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]