--Beni vuramaz ki. Luke başka birine ok attı. Bu sefer vurabilmişti. Vurması ile dört köylü birleşip tek bir tane oldu.
--Auç. Demek oyun oynamak istiyorsun, diyen köylü parmağını şıklatarak Luke'a körlük etkisi verdi.
--Bakalım şimdi de canımı acıtabilecek misin ? İleriyi simsiyah gören Luke nereye ok atacağını bilemiyordu. Sesin geldiği yere odaklanmaya çalıştı ama onu vuran shulker topların dikkatini dağıtıyordu. Bir tane fırlattığında köylü yine dalga geçti.
Onlara çarpan shulker topları canlarını acıtmaya başlamıştı. En az otuz blok yüksekteydiler. Teyze daha fazla yükselmek istemiyordu. Üzerine gelen toplara yumruk atmaya başladı. Topları bu şekilde parçalayabileceğini öğrendi. Bunu gören kardeşler de topları parçaladı. Bilmedikleri bir şey vardı, o da topların etkisinin kısa sürmesiydi. İlk teyzenin etkisi kayboldu. Parkurun bir bloğunun üzerinde uçtuğu için düşüşü sert olmadı. Aynısı kardeşler için söylenemezdi. Onlar direkt yere çakıldı.
Bir tek dede ve köylü havadaydı. Dede köylünün hizasına geldiğinde köylü onu tuttu.
--Bakın burada kimler varmış. Bu yaşlıya bir tur attırmamı ister misiniz ? Mark yerde köylüyü görebildi.
--Dedemi bırak pijamalı soytarı.
--Pijamalı mı ? Bu özel illüzyoncu kıyafetidir. Ben illüzyoncuyum.
--Bence komedyen olmalısın. Bu kılıkla insanları sihirbaz olduğuna inandıramazsın. İllüzyoncunun suratı değişerek öfkeli bir hal aldı. Kafasındaki şapkayı çıkarıp içinden beyaz bir tavşan çıkardı.
--Komedyenler bunu yapabilir mi ha ? Mark illüzyoncunun kafasına bakıp gülmeye başladı.
--Kel, koca burunlu bir komedyen. Yapabildiğin en iyi numara şapkadan tavşan çıkartmak mı ?
Bu sefer daha da kızmıştı. Elindeki tavşanı yere attı. Yayını çıkarıp Mark'a ok fırlattı. Mark yana kayarak oktan kurtuldu. Bu sefer o illüzyoncuyla dalga geçti.
--Iska, ıska, beceriksiz. Kızan illüzyoncu parmağını şıklatarak yere düşen tavşanın gözlerini kırmızıya çevirdi. Mark ne yaptığını fark etmemişti.
--Beceriksiz, hiçbir şey yapamadı ki. Bunu derken tavşan onun üzerine atladı. Burnunu dişledi.
--Avv burnum. Burnum ! Bırakmıyor, alın şunu üzerinden. Luke olanları güler izliyordu ama kardeşinin acı çekmesine göz yummadı. Bir okla tavşanı vurdu. Johnson sessiz sessiz uçarak dedesine yaklaşıyordu. İllüzyoncunun dikkati o kadar dağınıktı ki onu göremedi. Dede:
--Şuraya çıkmalıyım. Kurtulacağım, deyince illüzyoncu ona baktı. Johnson'ı gördü. Yakalandığını fark eden Johnson, dedesini tutmak için hamle yaptı.
Devam Edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
Acción*BİTTİ* Kendi dünyalarına ulaşan üç kardeşi bu sefer ne bekliyor. O kükreme neydi, portala ne olmuştu, dedeleri neredeydi ve daha fazlası bu serinin 3. kitabında. Herobrine'ı farklı şekilde ele alan bir kitap.