12🔮

964 97 21
                                    

(Müziği tam dediğim yerde açın lütfen.♥️)

Yazar'dan

İsminin Rose olduğunu öğrendiği kız odadan bir hışımla çıktığında Jimin öfkeyle kalktığı sandalyesine öfkeyle oturdu. Kızgındı ancak neye kızgın olduğunu kendi de bilmiyordu. Ne kadar agresif ve umursamaz gözükse de yumuşacık bir kalbi vardı ve ilk defa tanımadığı bir kıza bu şekilde davranıyordu. 

Tanımadığı konusu ise birazcık yalan olabilirdi çünkü Jimin'in son zamanlarda rüyalarını süsleyen kız tam da o kızdı. Jimin normalde özel güçlerini seviyordu. Bazen rüyalarında gelecekten kesitler görüyor bazen de ancak çok güçlü kahinlerin ve cadıların yapabildiği şeyi yani ikinci boyuttaki hayatını görebiliyordu. 

Rüyalarından genellikle buradaki acı dolu geçmişinin aksine mutlu bir şekilde uyanıyordu. En azından oradaki hayatım huzurlu diye düşünüyordu fakat o hayatında aşık olabileceğini hesaba katmamış olmalıydı. 

Son birkaç gündür rüyalarında kızıl saçları beline kadar uzanan, masum ve bir o kadar güzel o kızı görüyordu. Sürekli aynı sahne gerçekleşiyordu rüyasında. Elini beline yerleştiriyor ve hiçbir fikri olmadığı o kıza en samimi gülüşünü sunuyordu. Jimin kendini bildi bileli kimseye böyle gülmemişti. Sadece birinci boyuttaki hali olsa keşke. İkinci boyuttaki halini de hiçbir rüyasında bu kadar mutlu görmemişti. 

Rüyasından her uyandığında kalbindeki o hissi duyumsamak onu kahrediyordu. Kendini bu hayattaki en sevdiği kişiye ihanet etmiş gibi hissediyordu. Üstelik o kişi kendisi için canını bile vermişken. Gözleri o kişiyi hatırlayınca dolu dolu oldu. Gemini Krallığı'nın çok sevgili prensesi Kim Da Hyun onun hayatının aşkıydı. Fakat her uyandığında rüyasından, rüyasının kızın arkadaşım çağırıyor diyerek gitmesiyle son bulmasına deliriyordu. Burada öfkelendiği şeyin ne olduğunu anlayamamıştı hala. Fakat idrak etmesi çok da uzun sürmeyecekti. Rüyasının devam etmeyişine mi, rüyasında gördüğü kızın ona değil de ikinci boyuttaki haline ait oluşuna mı yoksa o kızın yüreğinin derinliklerinde hissettirdiklerine mi kızgındı kendisi de bilmiyordu. Tek umudu ise son seçeneğe kızgın olmuş olmasıydı.

O sebeple düşünmeden bağırıp çağırmıştı her şeyden habersiz o kıza. Şimdi ise pişmanlıktan kavruluyordu. Yemek masasında gördüğünde şok geçirmişti fakat duygularını belli etmemekte ustaydı Jimin. Kızın gözlerindeki o saf sevgiyi görmek onu daha da celallendirmişti. Çünkü ona göre Da Hyun'un onun için canını feda etmesi sevgisinin kanıtıydı. Fakat daha ilk kez canlı olarak gördüğü kızın gözlerindeki aşkı Da Hyun'da görememişti. Ve bu konuda tek tesellisi Da Hyun'un şu anki kendisi gibi duygularını belli etmemiş olma ihtimaliydi.

O bir suikastçı tarafından okla vurulacakken Da Hyun kendini Jimin'in önüne atmıştı. Üstelik daha aşkını itiraf edememişti sevdiğine. Bu krallığın kurulduğu zamanlardan kalma antika yakut kolyeyi Da Hyun'a takalı birkaç dakika olmuştu. Sözlerine başlayacağı sırada da vurulmuştu genç kız. O anın şokuyla ne yapacağını bilemeyen Jimin hekimi çağırmak için saraya koşturmuştu. Geri hekimle ve yardımcılarıyla döndüğünde ise kızı yattığı yerde bulamamıştı. Böylece Da Hyun ve boynundaki Jimin'in hediye ettiği yakut kolye sırra kadem basmış oldu.

O zamanlar Gemini Krallığın'ın veliaht prensi şimdilerde ise diğer aile üyelerinin ölümüyle tahta geçmiş olan Kim Junmyeon ortalığı birbirine katmıştı kardeşinin cesedini bile bulamadığı için. Jimin, Junmyeon'dan hiçbir zaman haz etmezdi fakat kendisinin de bir kız kardeşi vardı. Bu nedenle o etrafı özel gücüyle buz kütlesine çevirirken Jimin sessiz kalmıştı. O zamandan beri ise bu iki krallık birbirine sonsuz bir nefret duyuyordu.

Magic Shop ❦ bts & bpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin