Multimedya = Gül ve Çınar
10k olduk 🥀 kesinlikle ağlamıyorum...
Size ne kadar teşekkür etsem az benim küçük kitlem. Umarım 100k da oluruz.
Yeni bölüm haftaya çarşamba gelecek siz sormadan söylemek istedim. Hem yb yerine bölüm ve kitap hakkında yorum yaparsınız 😇
Yeni bölüm ve kitap hakkındaki bilgileri duvarımda paylaşıyorum. Beni takip ederek görebilirsiniz. (İyice youtuber lara bağladım. Heyecandan.)
Daha fazla uzatmadan buyrun okuyun efendim. ❤
Hayatım, bitmeyen dert küpü gibiydi. Sürekli bir şeylerden kurtulmaya çalıştıkça üstüne birşey daha ekleniyordu ve bu beni ölmekten beter ediyordu.
Benden bir çocuk isteniyor. Çınar ve benden olan masum, günahsız bir melek. Nasıl sürüklerdim onu bu hayata? Çınar bana iyi davranmazken çocuğuma nasıl davranırdı? Bu susuz kalıp fakat en sevmediğiniz insandan su isteyip içmek gibiydi. Ve siz sevmediğiniz insanın verdiği suyu içiyordunuz fakat yüzünüzü buruşturmaktan kendinizi alıkoyamıyordunuz.
Durum tamamiyen böyleydi. Ben bu aileye evlat veremezdim. Ya Çınar ilerleyen zamanlarda babamın bana davrandığı gibi, bizim çocuğumuza da öyle davranırsa? Düşüncesi bile kötüydü. Özellikle annem gibi tepkisiz durmam beni öldürürdü.
Düşündüm. Benden evlat istiyorlardı. Peki neden istiyorlardı? Soylarının devam etmesi için. Peki bir babanın soy ismini kim devam ettirirdi? Erkek çocuk. Ya benim kızım olursa? Ya onu sevmez, hor görüp istemediği bir adama verirlerse? Düşüncesi bile kötüydü.
"Saçmalama Çınar! Bu evliliğe koşulsuz, şartsız engel olacaksın. Ben seninle kardeşim kurban gitmesin diye evlendim. Onun için neler yapacağımı biliyorsun."
Tehdit ettiğimi apaçık söylemiştim. Sözüme uyup uymamak ona kalmıştı. Ne olursa olsun kardeşimi Soylu ailesine kurban etmeyecektim.
"Diyeceğimi dedim. Ya bir bebek verirsin yada kardeşin evlenir ve kılımı bile kıpırdatmam. Beni bilirsin tek sözümle herşeyi yaparım."
Pekala şunu kabul edelim ki Çınar tek sözüyle bu evliliği bozacak kadar güçlüydü. Çünkü o Mardin ağasıydı ve herkes onun sözünü dinlemekle mükellefti.
Şunu da kabul edelim ki benim adım Gül'dü ve gözüm kararınca dünyayı bile yakardım.
"Babamın yanına gideceğim Çınar. Kapıdaki korumalara söyle beni bıraksınlar."
Beni umursamayıp yatağına uzandı. Ellerimi saçıma geçirip derin nefes aldım. Neden kimse benim sözümü dinlemiyordu? Neden burada kadınlar bu kadar önemsiz sayılıyordu?
"Pekala bende zorla gitmesini bilirim."
Kapıyı açıp çıktığımda arkamdan seslendiğini duydum. Kimseyi umursamıyordum. Bana istediklerini yapabilirlerdi. Bir şekilde altından kalkardım fakat Soylu'ların aileme el sürmesine dayanamazdım.
Alt katta oturanlara kısa bir bakış attım. Herkesin yüzü sirke satıyordu. Ne sanıyorlardı? Mutlu olup sevinçten yerimde oynayıp zıplamamı mı? Rüyalarında görürlerdi.
Emine anne de birkaç defa seslenmişti fakat onu da umursamadım. Bu evde en sevdiğim insan oydu ve o bile beni sırtımdan vurmuştu. Bundan sonra kimseye güvenmeyeceksin Gül. Senin, senden başka dostun yok. Düşersen kendin kalkacaksın. Hep yaptığın gibi direneceksin bu hayata, insanlara. Senin, senden başka düşünen bile yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Hanım (TÖRE)
Fiksi Remaja"Benden kaçabileceğini mi sandın? Nereye kaçsan bulurum seni. İntikamımı almadan sana yaşamak yok." O, Çınar Soyluydu. Bir çift yakıcı mavi gözlerin sahibi. * "Ben birşey yapmadım. Yalvarırım boşa beni artık. Bitir bu acıyı." Ben Gül Zaloğlu, berdel...