Ve çiçek sardı yaralı kelebeği...
-P.Y-
Yorucu maçın ardından yorgunluktan sıramdan kalkamadım bile. Okulun nasıl bittiğini bilmiyorum. Poyraz'ın bana bakmasına bile karşılık verememiştim. Ama nasıl yendim onu. HehehŞuan ise okul bahçesinden çıkışa doğru ilerlerken Berkay yanıma geldi. Karşıma geçip beni süzmeye başladı. Evde az görüşüyor galiba.
"Ne bu hal tır çarpmış gibi?" Tır olarak Poyraz olabilir.
"Voleybol maçı kazandı ablan. Hah neyse ne istiyorsun söyle?" Bir şey istemese yanıma gelmez. Allah'ın cezası.
"Hal hatır soranda kabahet zaten. Neyse ben bu akşam Selimlerde kalacağım. Ders bahane pes şahane. Hadi neyse sen camları sıkıca kapat, kapının tüm kilitlerini de yap. Hırsız falan girmek isterse portmantodaki beyzbol sopasını kafasına geçir. " Şarkınlıkla ona baktım. Ne saçmalıyor bu ? Portmantoda beyzbol sopası mı var!
"Lan gerizekalı böyle bir ihtimal var sen neden beni yalnız bırakıyorsun? Salak ya adam ben açar açmaz beni bayıltırsa. Gençecik yaşımda toprak olurum ayol." diye sitemle kızdım ona. Göz göre göre ablasını ,her şeyini yalnız bırakıyor. Ay ay. Bu ne nankörlük. Ki ben sen hastayken yorganını alan, tatlılarda sana ayırmayan, paralarının üstünü cepleyen, annemin sana vermemi istediği sana vermeyen, dur bir dakika! Ben ne kadar da harika bir ablayım!
"İyi mezarına toprak atarım." diyip güldü.
"Pislik!" diyip kolunu cimciklledim. Acıyla inledi. Oh olsun. Ben bunları Güneş anadan öğrendim yiğidim. Şimdi sg.
***
Televizyonda belgesel vardı hem de hastane belgeseli. Elimde meyvem -Yiyin diye alıyorum ben onları diyen annem için.- vardı.Herkesin yardımına koşan insanlar. OMG.
Hasta ameliyata girince biri zile bastı. Kim ki acep? Ben umursamazdan gelince yine çaldı. Ya ama arkadaşlar ben burda bir şey izliyorum. Hiç oluyor mu böyle? Yine çaldı. Tedirginlikle yerimden kalktım. Kim lan bu dengesiz de gece gece beni rahatsız ediyor?
Pencereden aşağıdakine bakmalıyım. Yani Berkay olsa anahtarı var. Annem o nöbette. Çete evde. Bu yoksa hırsız mı? Hırsız olsa neden kapıyı çalsın. Saat de geç oldu. Kim lan bu ?Yavaşça perdeyi araladım. Zil hala çalıyordu. Arkası dönük genç birisi. Yani öyle gözüküyor. Belki başkasına geldi. Bu aparatmanda bir çok kişi var. Perdeyi kapatıp koltuğuma giderken bir anda telefonum çaldı. Korkmuştum. Annemdir her hal diye aldım telefonu ama bilinmeyen bir numaraydı.
"Alo" diye açtım telefonu. Hafifçe bir korku sardı bedenimi.
Karşı taraftan ses gelmedi ilk başta. "Aç kapıyı.." kapıdaki manyak numaramı bulmuş. Sesi de buğulu geliyordu. Lan ne yapacağım? Aaaa sapık!
"Kimsiniz kardeşim siz? Numaramı nereden buldunuz? Geçenin bu saatinde beni niye rahatız ediyorsunuz?" Acıyla bir inleme geldi.
"Hilal ben Poyraz yaralıyım. Ah lütfen aç kapıyı. Ah.""Poyraz? Nasıl? Ne yaralı mısın? Tamam tamam açıyorum kapıyı." Diyip açtım kapıyı. Sesi o kadar kötüydüki. Yani sevmesem de içime dokundu. Ona yardım etmek için merdivenleri inmeye başladım. Vicdanım ve iyi niyetim. Şu Poyraz'ın muhtaç hâline bile koşuyorum.
Onu görmemle yerime sabitlendim. Yüzü kanlar içindeydi. T-shirtü , pantolon yırtık halde ve kanlar içindeydi. Bugün bana maçta alayla bakan o çocuk yoktu. Kim ona böyle bir şey yaptı ki?
Ayılınca koşup kolunun altına girdim. Bana öyle bir baktı ki bir garip oldum.
"Tamam dördüncü kata kadar dayan ondan sonra yarana yaralarına bakarım artık. Uf. Bu hale nasıl geldin sen?" Karşılık olarak acıyla inledi. Onun inlemesi ile kalbim sızladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Kanadında
Novela Juvenil"Hop ! Ne yapıyorsun sen ya! Güpegündüz hırsızlık bu yaptığın! Çabuk bırak bisikletimi. Vallahi hırsız var diye bağırırım." Karşımdaki genç bana nefes nefese bakıyordu. "Ya ben polisim ve aracınıza ihtiyacım var. Çabuk ver. Gelicekler şimdi. " "Ge...