-1-

3.7K 199 91
                                    

Ben Jisoo. 24 yaşındayım. Üniversitemi bitireli 2 yıl oldu. Şuan bir şirkette çalışıyorum.
Annem ve babam ayrılar. Babamı çok sevdiğim söylenemez.
Hayatımda değer verdiğim 2 kişi var. Annem ve Jennie. Kardeşim olsa Jennie daha ağır basardı. Bana babamdan daha ilgi göstermiştir. Ondan büyük olmama rağmen bana ablalık gösterirdi.

Yine bir gün işten çıkmış, Jennie'nin kafesine gidiyodum. Çok tatlı bir kafesi vardı. Ona yardım ediyodum.

  Geldiğimde direk işe başladım. Zaten içerisi doluydu.
Jennie beni görüp;
- Öpücük zamanım bile yok. Bugün çok önemli müşteriler geldi. Üzgünüm.
- Önemli değil. Sen ilgilen.
- Aslında sen bak dicektim.
- Peki. 

Bana menüyü verdi. Bende onların masasına gittim. 2 kişilerdi.
Aralarından beyaz tenli olanı;
- Ah çok teşekkürler.
- Öne-
Lafımı kesen yanındaki kumral tenli çocuktu.
- Onun işi o. Niye teşekkür ediyosun hyung?
- Doğru diyor efendim. Benim işim bu.

Onlara menüyü verip Jennie'nin yanına gittim. Biraz sinirlenmiştim.
Jennie:
- Noldu sana?
- Şu kumral tenli çocuk sinirimi bozdu.
- Naptıki?
- İşte benim işim buymuş falan filan. Aptal.
- Sakın onlara kabalık gösterme. Çok önemli kişiler. Heleki o dediğin kişi Kim Holding'in sahibi.
- Eee napıyım?
- Napıyım mi? Asıl senin bunları bilmen lazım. Sen şirkette çalışıyosun.
- Evet duymuştum ama çokta beni ilgilendirmiyor.
- İstersen  ben ilgileniyim.
- Gerek yok. Şimdi sana bağırmasın.
- Unniem benimm.

Yanımdan gitmişti. O sırada o çocuğun sesini duydum. Bağırıyodu.
- Nerde bu çalışanlar? Kaç saattir bağırıyorum.

Hemen yanına gidip;
- Geldim efendim.
- Gerçekten bunları şikayet edicem. Bu ne yavaşlık?
- Özür dilerim efendim.

Yanındaki beyaz tenli çocuk;
- Sakin ol Taehyung.

Demek adı Taehyung'du. Adı ona uyuyodu.

- Hyung sus.

O çocukta hemen susmuştu.

Taehyung:
- Siparişleri veriyorum. Eksik getirme.
- Tamam efendim.

Bana siparişleri verdikten sonra hemen gidip birisine verdim. Çok fazla vermişti zaten.

Siparişler hazır olana kadar onu düşünmüştüm. Yakışıklıydı, karizmatikti ama çok kabaydı. Bu her şeyi bitiriyodu.
İlerdeki eşim böyle olucaksa kendimi öldürürdüm heralde.

O sırada siparişler hazır olunca direk götürdüm. Tam gidicekken önüme para atmasıyla durdum.
- Banaysa atmayın lütfen. Kabul edemem.

Karşımda gülmeye başladı.
- Sana niye olsun? Burdaki çalışanlarda çok garip. Bu yemeklerin parası.

Rezil olmuştum. Genelde insanlar böyle yapmazdı. Ah pardon insan dedim.

Parayı alıp geri para üstünü getirdim.
- Dur para üstü sende kalsın. Daha demin çok istemiş duruyodun. Senin olsun.
- Sizin olsun. Kabul etmem.
- Kız gururlu çıktı Yoongi hyung hahaha.

Adını Yoongi olarak duyduğum çocuk;
- Saygısızlık yapma. Al parayı.

Onları daha fazla dinlemeyerek içeri geçtim. Bugün bu kadar aşağılanmak yeterdi.

Bu dünya çok adaletsizdi. Yakışıklıydı ama kabaydı. Keşke biraz kibar olsaydı. Heykel gibiydi.

Jennie gelince direk onuda alıp eve götürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jennie gelince direk onuda alıp eve götürdüm. Zaten işide bitmişti.
- Sana bir şey mi dediler?
- O çocuk çok salak. Nasıl o holdingin sahibi?
- Orada söylemedim ama bunlar aslında çok kötüler.
- Bunlar derken?
- 7 kişiler. Başları Taehyung. Yanındaki Yoongi ne kadar iyi gözüksede o da kötülerden.
- Çete mi bunlar?
- O da denilebilir ama çokta kaba davranma.
- Ne kaba davranıcam be. O benimle uğraştı. 
- Tamam eğer bir daha görürsen bakma bile.

Yemeğimize yedikten sonra yataklarımıza geçmiştik. Aynı yatakta yatardık. (JENSOOO)

Ben hala onu düşünüyodum. Kötü derken en fazla ne olabilirdiki?

Yeni hikayee. Umarım seversiniz . Lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Sizi seviyorum💜
490 kelime.

MARRY ME(VSOO)💜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin