1964 yılında, Kansas Üniversitesinin mezunlarından biri, kız arkadaşı ile birlikte arabayla eve dönüyordu ki aklına bir fikir geldi: benzini bitmiş gibi yaparsa, bunu biraz oynaşıp koklaşma fırsatına çevirebilirdi. Arabayı kuytu bir yere çekti ama kızı baştan çıkarma çabaları boşa çıktı. Dahası arabayı çalıştırmaya kalkışınca araba çalışmadı. Kız arkadaşına birkaç kilometre gerideki bir benzin istasyonuna koşup geleceğini, bütün kapıları kilitlemesini ve ne olursa olsun arabadan inmemesini söyledi. Kız radyo dinleyerek onun dönmesini beklemeye başladı. Sonra arabanın tepesinde tuhaf bir çatırtı duydu. Dışarı çıkıp ne olduğuna bakmak istedi, ama erkek arkadaşının uyarısını hatırladı. Radyoyu sonuna dek açtı ama tepedeki gümbürtü gitgide güçleniyordu. Sonra yanıp sönen mavi ışıklarla birlikte bir polisin ona megafondan.seslendiğini, arabadan çıkıp hiç arkasına bakmadan ona doğru gelmesini söylediğini duydu. Son dakikaya kadar ona söyleneni yaptı, son dakikada Lut'un karısı gibi dönüp arkasına baktı. Bir tuz yığınına dönüşmedi, ama ARABANIN TEPESINE OTURMUŞ HAPİS KAÇKINI BİR PSİKOPATIN ERKEK ARKADAŞININ KANLI KESİK KAFASINI ARABANIN TEPESİNE VURUP DURDUĞUNU gördü.
