5. Bölüm

25 4 0
                                    

Aldığım dosylar ve yeni kimliğimi yan koltuğa atıp yola çıktım. Yine beyoğluna gitmek geçiyordu aklımdan, hem şu hediye paketi işini halledecektim hem de dosyaları incelemek için rahat bir yer edinecektim. Önceleri pansiyon işi gerçekten hoşuma gidiyordu ama artık çok yorucu bir vaziyete dönmüştü. Bu konuyu etraflıca düşüneceğim diye kendime söz verdim. Patron her zaman ki gibi üstünkörü bilgi aktarımı yapmıştı yine işin ne olduğunu kendim öğrenecektim. Dosyaları incelediğimde ekstra bir kaç şeyle karşılacağımdan emindim. radyodan sakin bir şarkı bulup biraz ruhumu dinlendirme ihtiyacı duydum. Biraz radyo frekansları arasında dolandım ama maalesef isteğimi karşılayacak şeyi bulamayınca bir küfür patlattım ve işe yaramaz radyoyu kapattım. Pansiyonun önüne geldiğim sırada arabayı yine her zaman ki gibi uzağa bırakmıştım. Yağmur çiseliyordu 4 numara olan saçlarım küçük küçük ıslanıyordu. son bir kaç yıldır saçlarımı kısa tutuyordum, yaşlandığımda kafamın saçsız kalmasını istemezdim doğrusu. Kapıya geldiğim de pansiyonun içinde bir hareketlilik vardı, buranın bugün müşteri almayacağını tamamen unutmuştum.  Kapıdan 3-4 metre uzakta sabit kalmıştım yağmur aynı şekilde çiseliyordu ama sonunda sağanağa dönecek gibiydi. resepsiyonda ki kızı görünce pansiyonu arayıp kızı dışarı çekip olan biteni öğrenme fikri kafama düştü. bende tam olarak böyle yaptım. kız zorluk çıkarmadan geldiği için mutluydum. İsminiz neydi size öyle hitap edeyim.
"Aslıhan ama Aslı denmesini tercih ederim"dedi yakından daha güzel görünen kızıl.
"burada neler oluyor öğrenebilir miyim ? dün gece burada konaklamıştım sabaha karşı çıktım,çıktığım sırada bir sarhoş vardı merdivenlerde ve düşeceğine emindim.'' Tahmininiz doğru beyefendi ama eksik'' şaşırmıştım ama belli etmemeye çalışarak sordum eksik tarafı ne ? size söylemem ne kadar doğru bilmiyorum bay.. kahretsin ki yeni kimliğimde adımın ne olduğuna bakmamıştım. böyle basit bir hatayı nasıl yapabilirdim. kendime başka zaman kızmalıydım. Aklıma gazateci kimliğimi çıkartıp ona göstermek geldi. gösterdiğimde kızda bir anlık endişe oldu bende onu rahatlatmak için kelimeleri pusmuş boğazımdan dışarı çıkarttım. korkmayın aslıhan hanım pardon aslı hanım, sizi sıkıntıya sokacak hiçbir şey olmayacak sadece biraz bilgi almak istiyorum. hem dün burada kaldığım için hemde işim gereği anlıyorsunuz dimi ? kadın ifadesiz suratıyla onayladı beni. gazeteci kimliğimi ona gösterdiğim sırada yakaladığım küçük bir anla patronun bana hangi isim soyisimle kimlik çıkarttığını görmüştüm. ''Mehmet Güneş ''. Paçayı son anda sıyırmıştım kızın ağzından laf almaya gelmişti sıra. merdivenlerden düşen adam öldü. Üstelik karnından aldığı bir kurşunla. Beynimin 4 bölgesinde fırtınalar kopmuştu, adeta 3. dünya savaşı gerçekleşiyordu. o adamdan kim ne isteyebilirdi ki ? içimi ağır bir pişmanlık kuşatması sarmıştı, ona yardım edebilirdim ve şuan hayatta olabilirdi. Kız kekeleyerek iyi misiniz mehmet bey dedi. Islanan bir köpek gibi silkelenip kendime geldim. Evet iyiyim Aslı  hanım peki vurulduktan sonra mı merdivenlerden düşmüş ? "Polisler vurulduktan sonra atma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyledi. Kafasını merdivenlere çarpmış bir çok kırık da olabileceğini duydum. Otopsi için adli tıppa gönderdiler. Daha fazla bilgi veremeyeceğim umarım bu kadarı yeterli olur."dedi son derece kararlı bir şekilde. Aslında kıza sormak istediğim bir çok soru vardı ama daha fazla üstüne gitmeyecektim başka türlü halledecektim bu işin kalanını. demek ki beni arayan adam şaka yapmamış peki bana bıraktığı hediye bir ceset miydi yani ? Başıma bela olmak isteyen biri vardı ve sevdikleriyle vedalaşsa iyi ederdi çünkü bu dünyadaki son günlerini yaşıyordu.


bu geceyi pansiyonda geçirmeyecektim hatta uyumayacaktım bile. patronu aramaya karar verdim sonra gözüm telefonun ekranındaki saate ilişti. 01.23 çok geç olmuştu arayıp rahatsız etmek istemedim. haberi öğrenmemin üzerinden saatler geçmişti ama ben kendim raskolnikov gibi hissetmekten alıkoyamamıştım. sanki o adamı ben öldürmüştüm. onu merdivenlerden indirseydim şuan hayatta olabilirdi. zifiri karanlığa odaklandıkça adamın yanaklarında ki kesikleri görüyordum sanki. sanki bende o kesiklerden biriydim şimdi. bu psikolojik koğuşta tıkılıp kalmıştım işin kötü tarafı gardiyanda bendim mahkumda.

Saatler sabahın ilk ışıklarına geldiğinde yemin etmiştim, o adama bunu yapanı bulacaktım. Yeni aldığım görevdeki dosyaları da gözden geçirmiştim. edinilen bilgilere göre bugün buraya 2 rus gelecekti iki istihbaratçı rus. Oleksandr Kirilenko ve Dimitri Gabulov. patron iyi iş çıkartmıştı. Ruslar istihbaratta en güçlü devlettir açık vermezler ama ikiside avucumuzdaydı. Edindiğimiz bilgilere göre kadiköyde bir otelde rezervasyonluydular. aldığım emir onları adım adım takip etmekti. Her ne olursa olsun müdahalede bulunmam yasaktı. Biri resmi olmak üzere iki görevim vardı ikisinide başaracağıma and içtim. Kafamı kurcalayan tek şey bu görevde yalnız olmamamdı. Daha önce hiç çalışmadığım ama yüzünü tanıdığım birini yanıma vermişlerdi. Genelde göreve kadınlarla çıkmazdım patron beni şaşırtmaya devam ediyordu. Ruslar saat 9 da Atatürk havalimanında olacaklardı. Saat altı buçuğa geliyordu. Bana verilen dosyada ekip arkadaşımla ilgili bilmem gereken her şey mevcuttu telefon numarası, ev adresi,bulunduğu görevler vs . Telefonunu tuşlayıp arayacağım sırada o beni aramıştı. günaydın amirim ben eylül çelik, görev arkadaşınızım nasılsınız ? Karşımda bir orkestranın en güzide sesi varmış gibi hissettim bir an için. sonra olabildiğince nazik bir şekilde yanıt verdim. ''Günaydın eylül ben anıl bekiroğlu tanıştığımıza memnun oldum. göreve başladığımızda gerçekten iyi olduğumu söyleyebilirim . şimdi seni nerden almamı istersin ? beni almana gerek yok dedi bozulmuş bir suratı olduğuna emindim. sonra cümlelerine devam etti ben atatürk havalimanındayım geç kaldığın için de bana bir kahvaltı ısmarlamasılın.şimdi ben bozulmuştum harika bir hamle yapmıştı ve beni haddinden fazla şaşırtmıştı. pekela dedim bozulduğumu belli etmemeye çalşarak 1 saate ordayım kahvaltın benden. o halde buna sevindim bekliyorum anıl bekiroğlu dedi alaycı bir üslupla. orda görüşürüz dedim ve telefonu kapattım.

SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin