16.Bölüm

1K 87 13
                                    

"Demek geldin."

"Gelmeseydim karşında olmazdım." gibi saçma bir şaka yapmıştım ama Kuzey bu dediğime gülmüştü. Ve benim kelebeklerim firar etmişti.

"Doğru diyorsun."

Aramızda bir sessizlik olmuştu. Kuzey'in zaten çok konuşkan olmadığını biliyordum. Ben de zaten karşısında tutukluk yapmıştım.

"Ben seni daha önce gördüm mü? Yüzün çok tanıdık geliyor."

"Görmüş olabilirsin. Karşındaki evde oturuyorum. "

"Tabii, şimdi hatırladım. Sen Eylül Aslan."

"Evet taa kendisi."

"Bir kaza geçirdiğini duydum. Şimdi nasılsın?"

Kazadan bahsetmek beni biraz sarsmıştı. O günleri hatırlamak istemiyordum.

"Gayet iyiyim. Sonunda tamamen yürüyebiliyorum. Karşına çıkmak için o yüzden zamana ihtiyacım vardı."

Bana çok anlayışlı bakıyordu. Şu an ona sarılmak istiyordum.

"Karşıma o şekilde de çıkabilirdin."

"Evet ama..."

"Aması falan yok. Bana anonim olduysan bu önemsemeyeceğimi bilmen lazımdı."

"Biliyorum zaten. İşkolik olsan da insanlara karşı her zaman anlayışlısın."

"Sen beni bu kadar tanıyorsun ben de seni tanımak isterim."

"Ben Eylül, 17 Şubat 1995 doğumluyum. İstanbul Üniversitesinde İşletme okudum ama şirkette çalışmıyorum şu anlık. Ama pek çalışmak istediğimde söylenemez ben resim çizmek istiyorum. Belki ileride bir sergi açarım."

Beni dikkatlice dinlemişti. Bu da utanmama ve neredeyse duraksayarak konuşmama sebep olmuştu.

"Güzel bir hayalin var umarım gerçekleştirirsin. Bir konuşmamızda bana koskoca şirketin olmadığını söylemiştin ama var."

"Ben o şirketi o kadar gözümde büyütmüyorum o yüzden öyle dedim."

"Ben galiba işimi fazla önemsiyorum."

"Bunu kabullenmen güzel."

Buluşmanın geri kalanı muhabbet ile geçmişti. Kuzey'in bu kadar rahat olacağını tahmin etmezdim. Sanki yıllardır birbirimizi tanıyorduk.

Hatta eve beni o bırakmıştı. Zaten evlerimiz karşılıklıydı. Camdan onu seyretmek ve babamdan onu dinlemekten çok farklıydı bu buluşma. Çok güzeldi. Umarım daha da güzelleşecekti.

divane / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin