İyi Okumalar😁
Sabah uyandığımda düne göre daha iyi hissediyordum. Kızların uyanmamasına dikkat ederek okul için hazırlandım. Dün akşam bir şey yemediğim için sabah canım bir şey istemese de yemekhaneye gidip sandviç aldım. Yine her zamanki gibi otobüs kartını açtırmayı unuttuğum için sıkış tepiş olan minibüse binmek zorunda kalmıştım. Okula geldiğimde Itır'ın sınıfa gelip gelmediğini sordum. Geldiğini söyleyince fakülteye doğru yürümeye başladım. Fakültenin koridorlarında amfime doğru yürürken amfinin kapısında Kağan'ı gördüm. Elindeki çiçek miydi bana mı öyle geliyordu? Çiçekler kimeydi ? Bana değil herhalde? Bizim sınıftan biriyle mi çıkıyor? Sorularımın cevabını çok merak etsem de yanına gitmeye cesaret edemiyordum. Bir köşeye geçtiğim için beni göremiyordu. Saat ilerliyordu ve Kağan elinde çiçekle kapıdan bir dakika bile ayrılmıyordu. Gelip geçen öğrenciler ona Bakıyordu ama Kağan bunu umursamıyordu. Kimdi bu şanslı kız acaba sınıftan. Kağan'ın bana aşkını itiraf ettiği video geliyordu aklıma. Kimi kandırıyorum çiçekler banaydı. Peki niye almıştı? Bana hiç bir şey yokmuş gibi çiçek alması. Hem de beyaz papatyalar almıştı. En sevdiğim çiçek olan papatya almıştı. Ne yapmaya çalışıyordu? Dersin başlamasına 5 dk vardı ve ben hala yerimden çıkamamıştım. Ne yapacağımı düşünürken Alev amfiye girmeden Kağan'a laf attı. Belli ki Enes ve Hakan onu kesmemişti . Yeni arayışlar için de olduğunu vücut dilinden anlarken Kağan ile konuşmasını fırsat bilip amifinin reji kapısından içeri girdim. Yerime geçerken Itır nerede kaldığımı soruyordu ama ben ona cevap vermek yerine kapıya bakıyordum. Alev hala içeriye girmemişti. Yoksa Alev çoktan Kağan'ı kafalamış mıydı? Çiçekler Alev'e miydi? Şaşırdın mı hayır? Sonuçta Kağan'ın eski çıktıklarını düşünürsek. Yine de bedenimi esir alan kıskançlık duygusunu engelleyememiştim. Bu kıskançlık Kağan'a ilgi duyduğum için değildi. Yani her kadın yanındaki erkeği kıskanırdı. Kağan benim erkek kardeşim gibiydi önceden ve onun yanında ona uygun bir kız görmek isterdim . Eski günleri özlüyordum. Alev, Nil'den de kötü biriydi. En azından Nil terk etmişti ama Alev aynı anda birkaç kişiyi elinde oynatmayı seviyordu. Nil her kız gibi Eymen' den hoşlanmıştı ama asıl sevdiği Kağan'dı bunu gözlerinde görmüştüm. Kağan'ı terk ettiği için gerçekten pişman olmuştu ama Alev öyle değildi. Nil... Ona karşı hala içimde bir suçluluk duygusu vardı. Ona yaptığım hareketin bir sebebi olamazdı. Yaptığım hareket affedilmezdi.
Hoca sınıfa girmeden hemen önce Alev elinde çiçekler ile içeriye girmişti. Herkes ona meraklı gözlerle bakarken onun bakışları beni buldu ve gülümsedi. Gülüşünde bir tuhaflık , sinsilik vardı. Yerine geçene kadar bana baktı ve gitti Hakan'ın yanına oturdu. Oturduktan hemen sonra kendisine sorgu dolu bakan Hakan'ın yanığına öpücük kondurdu. Allah'ım ya bu kadarı da yüzsüzlük ama. Kağan'ın çiçeğini al ,Hakan'a öpücük ver. Enes'i elinde nasıl tutuyor acaba? Aklıma gelen sapıkça düşünceleri geri yolladım. Bana ne herkes kendi yoluna.
Yine de Kağan'ın kızıl kafaya çiçek vermesini yediremiyordum. Neden Kızıl kafa? Neden bir başkası değil? Hem de benim sevdiğim çiçekten almıştı ona. Gül alabilirdi, bir orkide. Papatya olmak zorunda mıydı?
Itır kulağıma eğilip ; "Neyin var Yeşim. Alev içeri girdiğinden beri bakışlarını hiç ayırmadın üzerinden. Şimdi de dudağını kemiriyorsun. Sana bir şey mi yaptı?" Diye sordu.
"Hayır." Dedim ve devam ettim.
"Kağan ona çiçek almış." Dedim.
"Kağan?" Dedi.
"Yok mu benim grup arkadaşlarımdan biri hani." Dedim.
"Onu sormuyorum Yeşim. Niye Kağan'ın Kızıl kafaya çiçek almasına takıldın? hayırdır?" Dedi."Düşündüğün gibi bir şey değil." Dedim.
"O zaman ne? Kağan'dan hoşlanıyor musun?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Kız 2
ChickLitArtık bir lise öğrencisi değillerdi. Aradan iki yıl geçmişti ve onlar artık bir yetişkindi. Çocuk değillerdi ve bu yüzden işleri daha da zorlaşmıştı. Yeşim , gittiği üniversitede Eymen'i görmeyi beklemiyordu. Tabi birde Kağan vardı. Sinem'i de unu...