dionysus | taekook

nine

hiç oy yok, hiç yorum yok, hiç düşüncelerinizi göremiyorum :(

çok üzülüyorum😭

siz böyle yapınca da içimden yazmak gelmiyor ve moralim düşüyor 😔

bu yüzden yakın zamanda final yapmayı planlıyorum :(

iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.

~

jeongguk elindeki köpek mamasıyla kapıdan girdiğinde, yeontan onu fark etmiş ve jeongguk'un ayaklarına dolanmıştı. jeongguk bu sırada küçüğünün nerede olduğunu merak ediyordu. elindeki mamayla küçük yeontan'a da basmamaya özen göstererek mutfağa ilerledi. taehyung mutfakta yoktu. elindeki mamayı yere bıraktı ve yeontan'a doğru eğildi.

"benim güzel kızım, neredeymiş babiş? söyle bakalım.."

daha sonra yeontan'ı yerden kaldırıp kucakladı ve mutfaktaki büyük adanın, yüksek sandalyelerinden birine yerleşti.

o sırada, duştan çıkmış olan taehyung, üzerine bornozunu geçirmiş ve mutfağa doğru ilerlemişti. jeongguk'un sesini duymuş olacaktı ki biraz duraksamış ve koridordaki aynaya yönelmişti.

bir eliyle bornozunun kalın ipini düzeltirken, diğer eliyle ise gözünün önüne gelen kırmızı tutamları kulağının arkasına atmıştı.

beline tutunan ellerle henüz neye uğradığını şaşırmışken, jeongguk'un elleri bir sarmaşık edasıyla, taehyung'un beline daha fazla dolanmıştı.

küçüğünün şaşkınlığına gülerken, kafasını onun boynuna yaslamış -yaslamakla yetinmemiş ve adeta gömülmüştü- kokusunu derince içine çekiyordu.

şu dünyada en en çok sevdiği koku, kesinlikle küçüğünün kokusuydu.

"güzelim benim.. kokunu hiçbir şeye değişmem. bunu söylemiş miydim?"

taehyung, yaşadığı şoktan sıyrıldığında gülümseyerek kafasını sağa sola sallamış ve aynadan kendilerini izlemeye başlamıştı.

taehyung, büyüğüne baktıkça büyüleniyor ve saatlerce onu izleyerek zamanını geçirebileceğini düşünüyordu. sadece onu izlemek, dünyanın en güzel şeyiymiş gibi geliyordu.. tıpkı şuan olduğu gibi.

onlar eşsizdi. onlar birbirlerine sıkıca bağlanmış iki halat gibiydi. o düğüm asla kopmayacaktı ve zedelenmeyecekti.

kim taehyung, aynadan büyüğünü izlemekle meşguldü ve yine büyülenmişti etrafındakileri fark edemeyecek kadar.

jeongguk, taehyung'u sıkıca belinden kavramış ve yüzünü kendisine doğru çevirerek hızla duvara çarpmıştı.

taehyung, çarpmanın şiddetiyle gelen hafif sızıyla; sessizce inlemiş, ardından sendelediği için jeongguk'un sert kollarına tutunuvermişti.

"sevgilim.." demişti jeongguk, taehyung'un kalın ve oldukça zarif olan dudaklarına bakarak.

taehyung, duyduğu güzel sözcük karşısında sırtındaki sızıyı unutmuş ve jeongguk'u "sevgilin." diye yanıtlamıştı.

"şimdi seni burada öpmeye başlasam ve yavaşça odamıza ilerlesek..." jeongguk, taehyung'un baldırlarını kavradığında; küçük olan büyüğünün dudaklarına doğru "hmm." dercesine mırıldanmıştı.

"ve ardından tüm geceyi odada geçirsek.. nasıl olur?"

jeongguk'un cümlesi biter bitmez taehyung, jeongguk'un yakalarına yapışmış ve dudaklarını, ince dudakların arasına yollamıştı. jeongguk hiç zaman kaybetmeden küçüğünün dudaklarını kabul etmiş ve üst dudağı sertçe kavrayıp, ezmeye başlamıştı.

taehyung, fazla dayanamayıp jeongguk'un ceketini üzerinden çıkartmış ve yerle buluşmasını sağlamıştı. yavaşça gömleğin düğmelerini açmaya başladığında jeongguk buna izin vermeyip taehyung'u kucaklamış, ardından düzgünce yerleşebilmesi için hoplatmıştı.

jeongguk, dikkatle ilerlemeye özen gösterirken küçüğünü öpmeye devam ediyordu.

üst kattaki, jeongguk'un odasına geldiklerinde içeri girmişlerdi. jeongguk hızlanarak küçüğünü yere indirmiş ve bornozun kemerini ağır hareketlerle çözmüştü.

jeongguk gözlerinin önüne serilen -ona göre eşsiz ama taehyung'a göre biraz utanç verici olan- manzarayı, parlayan gözleriyle süzmüş daha sonra ise bornozun yerle, taehyung'un ise yatakla buluşmasını sağlamıştı..

ay ben çok utandım 😲

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

sizi seviyorum 💜

hemen kaçıyorum, bai 🤭