Medyadaki şarkı tam bir Slytherin şarkısı bence.
-The only thing that's ever stopping me is me, hey!Bahsi geçen gri gözler.
3 Ay Sonra/ Morgana 5. Sınıfta
Hogwarts'a gitmek üzere trendeydik. Slytherin öğrencilerinin oturduğu kompartımanda oturmuş diğerleriyle konuşuyorduk. Daha doğrusu Regulus konuşuyordu.
Kızlar çoktan sohbetten sıkılmış çevredeki insanları rahat rahat çekiştirebilmek için başka bir kompartımana geçmişlerdi. Bense sohbetlerinin kısa sürede biteceğini umarak Evan Rosier'in rahatsız edici bakışlarını bile görmezden gelmiş ve Regulus'un yanında yerimi almıştım. O olmasa Quiditch takımının doluştuğu yeni yeni kalınlaşmaya başlamış seslerin yankılandığı bu ter kokulu yerde durmama imkan yoktu.
Regulus Hogwarts'ın yıllardır gördüğü en yetenekli arayıcıydı. Takımı onu el üstünde tutuyordu. Bir keresinde şakalaşırken koluna biraz sert vurmuş olmalıyım ki yüzünü nadiren gördüğüm bir oğlan kulağıma 'Ona karşı biraz daha hassas olmamı' söylemişti. Arayıcı olduğundan beri Slytherin kaybetmediği için bu ilgiyi normal karşılıyordum. Fakat artık gerçekten sıkılmıştım. Bir gözü zaten üstümde olan Regulus hareketlendiğimi görünce soran bir bakış attı.
"Sporla ilgilenmediğimi biliyorsun. Biraz da Sirius'un yanına uğrayacağım." onayladığını belli ederek başını salladı.
"Size birazdan katılırım. "
Kompartımandan çıkarken başımı çevirdim ve zaten bana bakan Evan'la göz göze geldim. Bakışlarımla onu ürpertmem saniyelerimi almıştı. Regulus'un ne yaptığımı gördüğünü çok yanlış bir anda savurduğu kahkaha ile anladım. Gryfindor'la yapılan antrenmanda Adrian Mclagen'ın hile yapmaya çalışmasından bahsediliyordu. Sürgülü kapıyı örtmek için sırıtarak arkamı döndüğümde ensesini kaşıyarak 'aklına gelen başka bir şeye güldüğünü' açıklıyordu. Göz göze geldiğimizde bana tehlikeli bir bakış attı.
Geçen senelerde birçok gücümü kontrol etmeyi öğrenmiştim. Artık gözlerim ben istemeden rengini değiştirmiyordu ve azıcık odaklandığımda insanların enerjilerini algılayabiliyordum. Pendragon soyunun ejderhalara dayandığı ve görüş yeteneklerimizi onlardan aldığımız doğru muydu bilmiyordum. Malikanemizdeki birçok portre gözleri dikkat çekecek şekilde resmedilmişti. Efsaneyse eğer çok eski olmalıydı. Ne olursa olsun işe yarar bir yetenekti. İnsanların gerçek niyetlerini sezebiliyordum.
Sonunda Hufflepuffların olduğu vagonu geçtim ve Gryfindor vagonuna daha da yaklaştım. O kadar çok kişiye selam vermiştim ki şu an boynum kendi kendine sallanıyormuş gibi hissediyordum. Hufflepuffların çoğu iyi niyetli insanlardı. Kendilerini koruyabileceklerini biliyordum ancak nazik olmaya o kadar alışmışlardı ki bazen saldırmaları gereken yerde barışçıl davranmaya devam ediyorlardı. Seneler içinde bu durumla o kadar fazla karşılaşmıştım ki artık kavgalarda araya girip destek olduğum Hufflepufflardan oluşan büyük bir grup vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]
FanfictionA Tom Marvolo Riddle Story *** Büyücülük Dünyasının en soylu hanesi Pendragonların tek kızı Morgana, ailesinin birden ortadan kaybolmasıyla teyzesi Walburga Black'in yanına taşınır. Karanlık aile sırlarıyla bilinen bu iki ailenin genç cadıdan sakl...