Sonbaharda çiçek açtırdın bana.
-P.Y.-
Hellööö kuzularKuzu ana geldi 🐑👑
Kimeler burada?
Bölüm yazıp hemen atıyorum daha da elimde bir bölüm yok. Neyse güzel bir bölüm.
Ve size kötü bir haberim var.
Bölüm sonunda kavuşalım o zaman
🐑🦋🦋
Ruhum bir çiçek bahçesi. Rengarenk bir çiçek bahçesi. Her gün yenisi açıyor. Her gün gitgide büyüyor içimde.
Her açan çiçek bende bir şey temsil ediyor.
Lale mesela zerafeti temsil ediyor. Menekşe mutluluğum, monolya huzurum, gelincik yaşamı ifade ederken papatya ise umut.
Papatya için ayrı bir bahçe var içimde. Her yaprağında bir umut var. Bazen soluyor çiçek aynı umutlarım gibi. Bazen de inatla rüzgara karşı dimdik duruyor.
Sardunya da bıraktım çocukluğumu, beyaz bir sardunyada. Babam ile çok sardunya ektim ve babam benim çocukluğumun en güzel yanı.
Aşk da var içinde ama daha açmadı. Hangi çiçek kim bilir?
Bir belirsizlik hakim içimde. Acaba belirsizlik hangi çiçek içimde?
Bir belirsizlik de dünkü çocuktu. Kim olduğunu bilmeden dün akşam konuştum.
Yazışma bitince pencereden onu izlemiştim tıpkı beni izlediği gibi. Sokak lambasının altında, yüzünün yarısını kapatan kapüşonu ile bekliyordu.
Beklemek yordu... Demişti. Ne ya da neyi bekliyordu? Kimi? Neden beklesin benim evimin önünde?
Bu sorular ile okul yoluma devam ettim.
WhatsApp'ı da yoktu. Olsa profiline bakardım ama yoktu. Lanet olsun!
Yalın - ki sen dinlerken biraz ileride giden bir genç fark ettim. Tabii bu yürüyüşün sahibi Kerem Sözeri'den başkası olamazdı.
Yalın'ı bir kenara bırakıp (Bu yüzden beni affet Yalın) koşarak Kerem'in arkasına geçtim.
Aramızda iki metre falan boşluk vardı. Telefonumu elime alıp aklımdaki fikri hayata geçirmeye başladım.
Gizli numaradan Kerem'in numarasını tuşladım.
"Alo!" diyerek açtı telefonu.
Sesimi biraz kalınlaştırarak "Arkana bak!" der demez aramızdaki mesafeyi kapattım. Arkasına dönemesi ile yüz ifadesi değişmişti.
"Hilal?" Sonra elimdeki telefona kaydı gözü. "Az önce beni arayan sen miydin?"
"Evet! Sabah şerifleriniz hayır olsun mrs. Sözeri!"
Diyip koluna girdim ve zorlu okul yoluna devam ettik.
"Kızım sabah sabah gerilime girmeden de günaydın diyebilirdin."
"Aaa olmaz!" dediğime durup kaşlarını çattı.
"Niye gı?" Arkadaş Egeli de.
"U zaman hangi uşak derdi bu honun gardaşı ? Her uşağın kendine has fındık toplama şekli var. Ben de Hilal Güney işte. " Ben de Karadenizli.
"Bak hele Hilal Güney'e. Gız sen esah Karadenizlisin ha." diyip omzuma bir yumruk geçirdi. O etki ile ben de kendimden geçtim. O neydi gı? Sol kolumda 7.2 şiddetinde bir deprem oldu ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Kanadında
Teen Fiction"Hop ! Ne yapıyorsun sen ya! Güpegündüz hırsızlık bu yaptığın! Çabuk bırak bisikletimi. Vallahi hırsız var diye bağırırım." Karşımdaki genç bana nefes nefese bakıyordu. "Ya ben polisim ve aracınıza ihtiyacım var. Çabuk ver. Gelicekler şimdi. " "Ge...