Jin'in Ağzından
Sabah odamda oturmaktan sıkılıp SooBin ve Namjoon'un yanına gitmiştim. İkisi de sıkıcı sıkıcı kitap okuyordu. Ben çok az kitap okuyan biriyken onlar benim aksime çok fazla okurlardı. Üstelik sadece tarih kitapları okurlardı. Namjoon'a ne zaman "Neden bu kadar tarih okuyorsun?" desem "Geçmişi bilmeyen geleceği göremez" derdi bana.
-Yeter artık bırakın şu kitapları da bahçeye çıkıp bir temiz hava alalım. Koca gün sarayın soğuk duvarları arasında tıkılıp kalıyorsunuz.
+Jin hyung şu an kitap okuyoruz istersen sen de oku belki bir işe yarar azıcık zeka edinmiş olursun fena mı?
-Namjoon sıkıyorsa gel bahçede sana biraz dövüşmeyi ve kılıç kullanmayı öğreteyim?
Sinirle başını salladı ve üçümüz birlikte bahçeye indik. Zırhlarımızı giyindik ve elimize kılıçlarımızı aldık.
+Bakalım dedikleri kadar iyi misin Jin?
-Bakalım savaş meydanına çıkamayacak kadar kötü müsün?Dediğim ile kızgın bir boğa gibi saldırmaya başladı ama tek yapabildiği boşa kılıç sallamak. Boşluk bir anına geldiğinde bir refleksle kılıcını elime alıp ikisiyle birden boynunu kıstırdım. Hareket alanı daraldıkça daralıyordu.
-Eğer şu an savaş meydanındaki iki düşman olsaydık ve sen benim düşmanım olsaydın çoktan başın ve gövden ayrılmıştı.
Bana daha sinirle bakmaya başlamıştı. Saraydaki hizmetçi kızlar bile başımıza toplanmış izliyor ve Joon'a gülüyordu.
Birden babamın alkış seslerini alıp o tarafa döndüm.
+Bravo oğlum cidden harika dövüştün
Elini omzuma koyup devam etti sözüne
-Ama daha önemli bir işimiz var , konuşmamız gerek odama gel
Muhafızlarını da peşine takıp geldiği gibi gitti. Kılıçları Joon'un önüne fırlatıp gittim. Arkamdan kızların gülme sesleri ve SooBin'in Joon'u teselli etmeye çalıştığı duyuluyordu.
Babam oraya gelince odasındaki bir sandalyeyi işaret etti ve oturmamı söyledi, annem de yanındaydı.
+Oğlum seninle önemli bir şey konuşmak için buraya çağırdık.
-Dinliyorum sizi... Ne hakkında konuşacağız?
+Senin geleceğin hakkında oğlum
-Nasıl yani?
+Oğlum biliyorsun ülkemizin geleceği her şeyden önemli bu yüzden seni evlendirmeye karar verdik.
Bir süre dediklerini idrak etmeye çalıştım ama olmuyor. Ne demek evlendirmeye karar verdiler beni.
-Sen neden bahsettiğinin farkında mısın?
+Sana evleneceksin dedim bu kadar
-Kimle peki?
+Tayland kralı Sunan'ın kızı prenses Lalisa ile
-Ben o kızı tanımıyorum bile baba ömrümde bir kere bile görmedim.
+Başka bir çarem yok
-Git çok zeki oğlun Joon'u evlendir onunla ben istemiyorum.
+Sana ne zamandan beri emirlerime karşı çıkma hakkı tanındı? Sınırını aşma sakın! Sen evleneceksin onunla
-Ne dersen de ben onunla evlenmeyeceğim. Bunun için cesetimi çiğnenen gerekiyor baba bundan asla emirlerine uyan bir oğlun olmayacak
+SÖZLERİNE DİKKAT ET JİN KARŞINDA BİR KRAL VAR
-Sen zaten sadece bir kralsın benim gözümde hiçbir zaman baba olmadın.
Son sözümü de söyledikten sonra odayı terk etmiştim.
Odama kendimi kapatmış günlerce kimseyle konuşmamıştım. Yoongi defalarca yanıma gelmişti onu bile kovmuştum.Lalisa'nın Ağzından
Bahçenin dört bir yanında Pravat, Lawan ve Aranla birlikte at sürüyor yarış yapıyorduk. Birden önümüzü Kiet ve Virote kesti.V- Baksana şu prensese ne güzel at biniyor
K-Bence o prens olacaktı ama son anda bir yanlışlık olduL- Siz iki beceriksizden daha iyi at bindiğim için mi?
K-Seni döverim küçük kız kiminle konuştuğuna dikkat et
A-Kiminle konuşuyormuş? Tek varsfı kral Sunan'ın oğlu olmaktan başka bir şey olmayan biriyle mi?
V- kapa çeneni Aran
L-Sen çok oluyorsun Virote artık yeter
K- Siz bizimle uğraşmak yerine yas tutun beyler, prenses kılıklı prensiniz gidiyor bu saraydan
P- Sen neden bahsediyorsun Kiet?
K- Diyorum ki bu Lalisa'nın da yaşı geldi , yakın zamanda evleniyor kendileri. Uygun biri bulundu bile
L- Sen neden söz ediyorsun? Kim bulundu?
K- Bu da sürpriz olsun canım git annemlerin yanına da kendin öğren
Koşarak soluğu kral Sunan'ın yanında aldım.
-Ne demek oluyor bu?
+Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bir kralın odasına asla kapı çalmadan giremezsin.
-Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Evlendirmek ne demek?
+Demek duydun, sevindim ne kadar çabuk duyup kabullenirsen o kadar iyi olur. Yakında evleniyorsun
-Bana sormadan bu kararı alma hakkını sana kim verdi ha?
+Lalisa yeter artık defol gözümün önünden evleneceksin işte.
-Ya hayır ben kimseyle evlenmeyeceğim ölürüm daha iyi
+Daha fazla sinirimi bozma ve yürü git şuradan
-Ya tanımıyorum bile
+Kore Prensi Kim SeokJin , oldu mu? Şimdi defolAğlayarak kendimi odama attım. Abimler geldi ama hiç kimseyle görüşmek istemiyordum. Ben daha evlenmek istemiyorum. Hem ben o adamı tanımıyorum bile. Ya bana kötü davranırsa? Ya yaşlı ihtiyarın tekiyse?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kore Prensi ve Tayland Prensesi / LisJin
FanficÜlkelerinin siyasi meselelerinin yoluna girmesi için , kral babaları tarafından bilmedikleri yollara sürüklenen iki genç , zorla evlendirilen iki genç... • BxG • Wattpad Türkiye'deki ilk LisJin kurgusu •Tarihi kurgudur olayları günümüze göre yarg...