26

5.5K 376 568
                                    


Yaklaşık iki saattir yastığıma sarılıyordum.

Telefonum çalıyordu, parlayan ekrana baktığımda arayan Jaejoong'du. Şu iki saat boyunca belki yüz kere aramıştı. Kafamın içinde dönen düşünceler belki yüz bininci kez bölünmüştü. Düşünmeye vaktim bile yoktu.

Yatağımdan ayaklarımı sarkıttığımda kendimde kalkacak gücü bulamadım. Bedenim aynı pozisyonda kaldığı için uyuşmuştu. Gözlerimi kapattığımda bir şey yok, diye fısıldadım içimden.

Yanılıyordum çok şey vardı.

Jaehyun'la ben öpüşmüştük.

Ellerim çenemi ardından boynumu takip etti, dokunduğu yerleri ezberlemiştim. Onun teninin değdiği, yaktığı yerleri. Dudaklarının tenimde bıraktığı izlerden geçtim bir süre, boynumda dudaklarını gezdirmişti. Her bir yerimi sayısız kere öpmüştü, saymayı unutmuştum. Görüşüm bana dokunduğu zaman kaç kere bulanıklaşmıştı bilmiyorum.

Jaehyun benim bedenimi öperken ruhumu da öpmüştü sanki.

Kafamı iki yana salladığımda ellerimle gözlerimi kapattım. Kalbim çok hızlı atıyordu, zihnim hiç olmadığı kadar bulanıktı. Ne düşünmem gerektiğini hiç bilmiyordum.

Onunla ilk mesajlaştığım zaman, hatta onunla ortaokulda tanıştığımızda ona ne kadar soğuk dediğimi hatırlıyordum. Onun soğuk oluşuna hiçbir zaman anlam veremeyip ona hep kızmıştım.

Onu nasılda yanlış yargılamıştım.

Yanılmıştım, o sıcacıktı. Bana bakışı, bana dokunuşu, beni öpüşü. Bedenimi ısıtan teni benim tek kaçış yolumdu. Kahverengi gözleri tek sığınağımdı.

Onu kaybetmek istemiyordum.

Ama gerçeklerden korkuyordum.

Gök gürlediğinde ayağa kalkıp cama doğru yaklaştım. Perdeyi araladığımda karşı eve baktım. Onun evine. Gözlerim odasını, ardından kendisini aradı. Onu göremeyince içimde oluşan boşluğu hissettiğimde yutkundum. Belkide sorulardan ve soruların cevabından kaçmak istiyordum.

Yüzleşmekten korkuyordum.

Korkuyla dudaklarımı yaladım. Hâlâ dudaklarının tadını hissediyordum. Ellerini yanağıma götürüşünü, yanağıma ellerini koyuşunu, gözlerini dudaklarıma indirdiğini. Beni siyah yatağa serişini. Hepsi gözlerimin önünden film şeridi gibi geçtiğinde yavaşça dudaklarıma dokundum.

Dokunduğu yerler yanıyordu, bedenim yanıyordu.

Kalbim yanıyordu.

Elimi kalbime götürdüğümde hiç böyle hissetmemiştim. Sanki yanıp kül olmuştum, küllerim havaya savruluyordu. Nefesi nefesime karıştığı zamanı hatırladığımda nefesim kesildi. Bedenime dokunan ince parmaklarını hatırladığımda yanaklarıma nüfuz eden sıcaklığı hissettim.

Kollarımı yanan bedenime sardığımda başımı yere eğdim.

Ben onu reddetmiştim.

Gözlerimden yaş geldiğinde yaşı elimin tersiyle sildim. Korkaklığımdan dolayı dudaklarımızı ayırmış, gerçeklerle yüzleşmemek için onun kollarından kaçmıştım.

boyfriend // jaeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin