3000 Kez [Kwon Jiyong OC]

🌷0🌷

"Bazen garip şeyler olabilir,

Senin benim gibi kötü bir adamla tanışman gibi

Merak ediyorum:

Tekrar birini sevebilir miydim?

Eğer bu sen değilsen, tekrar sevebileceğimi sanmıyorum.

Nereye gittiğimi düşünmeden yürüyordum

"Sen" adındaki bir ışık hiç durmadan üzerime parlıyordu

Titrediğimi hissettim, o güzel çiçekli yolda

Senin sayende durabilen bir roly poly oyuncağıydım."

BigBang-Flower Road.

***

Elindeki ufak pastanın üstüne mumu yerleştirdin ve çakmakla yaktın. Sabah işe gelirken meyveli güzel bir pasta almıştın ve şimdi onu kafenin mutfağında hazırlıyordun.

"Petunyam ne yapıyorsun?" Arkandan aniden gelen sesle irkildiğinde sana seslenen arkadaşın kıkırdamıştı.

"Bayılıyorsun değil mi beni korkutmaya?" Kaşlarını çatarak konuştuğunda arkadaşın kafasını sallayıp seni onaylamıştı.

"Yanakların kızarıyor hemencecik çok tatlı oluyorsun yahu!" Somurtarak ellerini yanaklarına koydun ve ardından gözlerini devirdin.

"Bana bak RiJin bir daha beni böyle korkutursan kafanda saç bırakmam ona göre!" Hırçın bir ses tonu ile arkadaşını tehdit ettiğinde RiJin her zamanki gibi kıkırdamıştı.

"Tamam tamam kızma gonca gülüm. Pasta işi nereden çıktı? Ne kutluyoruz?" RiJin merakla gözlerini büyütüp konuştuğunda dudaklarını birbirine bastırdın.

"Hani VIP bir müşterimiz var demiştim ya?" Pastayla ilgilenmeye devam ederken alçak bir ses tonu ile konuşmuştun.

"Evet?"

"Onun doğum günü de onun için." Sırtın RiJin'e dönük oyalanmaya devam ediyordun.

"Ne zamandır VIP müşterilerimiz ile bu kadar yakından ilgileniyoruz? Ben bir şey mi kaçırdım?" Arkadaşın muzip bir tavır ile konuştuğunda derim bir nefes alıp ona döndün.

"Bana bak sadece bir kere anlatacağım ve sen de aşırı tepki vermeyeceksin." RiJin merakla kaşlarını kaldırıp kafasını salladı.

"VIP müşterimiz Kwon Jiyong." Kızıl saçları arkadaşının gözleri şokla açılmış ve sanki çığlık atmak için hazırlanmışken ellerini çabucak onun ağzına kapattın. "Hani aşırı tepki vermeyecektin?!" Sinirli bir ses tonu ile konuştuğunda RiJin elini tuttu ve ağzından çekti.

"Bana her şeyi hemen anlatıyorsun!"

***
"Merhaba?" Jiyong merakla kafenin içerisine doğru seslendiğinde hiç bir cevap alamaması ile dudakları bükülmüştü.

Sırtındaki çantasının kollarını kavrayıp durduğu yerde yaylandı. 30 yaşını aşmış koskoca bir adamdı ancak şu an küçük bir çocuktan farkı yok gibiydi.

"Hoş geldiniz!" Kızıl saçlı ve oldukça coşkulu bir çalışan bir anda ortaya çıkıverdiğinde Jiyong irkilmişti. "Korkuttum mu? Üzgünüm." Çalışan onu saygıyla selamladığında Jiyong da eğilmişti.

"Hayır hayır sorun değil. Ben biraz dalgındım da." Kızıl saçlı kız gülümsedi.

"Acaba iş arkadaşınız nerede?"