~7.Bölüm~
Dilin kemiği yoktur ki. Hiç söylemeyeceğin bişeyi gider hiç söylenmeyecek birine söyleyiverir.
Geceligini bir kenera bırakıp üstüne bir sweat geçirdi. Uzun oldugu için altına birşey giymedi. Saçlarını dagınık bir topuz yapıp aşşagı indi.
Kar yagıyordu. Küçüklüğünden beri kara bayılırdı. Hep hayran büyümüştü bembeyaz örtüye. Hep içinde bir ukte kalmıştı ama. İçi yine kıpırdanırken hızla aşşagı inip masada ona bakanlara aldırış etmeyip kapının butonuna bastı ve kapının açılmasını bekledi. Kapı açılınca dışarı çıktı.
Bu mucizeye hayran hayran bakıp derin bir iç çekti ve kafasını gökyüzüne kaldırdı. Karlar usul usul gökten inip yüzüne düştü. Kadın gülmüyordu ama gözleri herzamnki gibi bakmıyordu. Usulca yere çömelip biraz kar aldı eline ve ufaladı. Çocuksu bir heyecan vardı kalbinde belki içindeki ölü çocuk canlanmıştı az da olsa. Kar yagdıgında hep böyle olurdu zaten.
Merdivenlerden hızla inen Beldayı görünce önce şaşırdı sonra tekrar tekrar hayran kaldı. Saçını dagınık bir şekilde topuz yapmıştı. O kadar yakışmıştı ki. Yüzünde hiç makyaj yoktu. En dogal haliyle bile bukadar güzel olması dehşete düşürücüydü. Bol uzun bir sweat giymişti üzerine. Bacakları çıplaktı. Kaşları çatılsada bu haline tam anlamıyla büyülenmiş. Derin bir iç çekip yutkundu. Kadın masadakilere göz ucuyla bakıp kapıyı açtı. Herkes ne yaptıgımı pür dikkat izliyordu. Kapı açılınca dışarı çıktı ve etrafı süzdü. Derin bir çekip kafasını gök yüzüne kaldırdı. Evran onu kalbimdeki tebessümle izliyordu. Gözleri boş bakmıyordu kadının bu hali onu öyle etkilemişti ki. Kadının içinde çocuksu bir heyecan vardı. İstemesede belli etmişti dışa. Adam kadının bu halini görünce içinde yine birçok duygu oluşmuştu. Sevgi merhamet şevkat arzu hayranlık hepsi.
Kadın tekrardan şöyle bir bakıp içeri girdi. Kapıyı kapatınca karşısında ona uzaylı görmüş gibi bakanları görünce kaşları çatıldı.
-Hiçbirşeyden hoşlanmadığımı düşnmüyordunuz herhalde dedi.
-Ona şaşırmadık dedi Işıl
-Ev halinle yani makyajsız bile bu kadar dehşetül vahşet görünmene şaşırdık dedi Teo.
-O da var tabi ama biz asıl-
-Biz asıl bi topuz bir insana nasıl bu kadar yakışır ona şaşırdık.
-Ay bi susta tamamlıyım biz asıl dedi ve durdu. Sonra devam etti.
ilk defa gözlerinde bir ifade gördük.
Tabi arada sırada saniyelikte olsa görüyoruz ama bu farklı dedi.-Karı severim diyip kestirip attı. Sonra masaya yaklaştı onun oturduğu yerin önünde viski dolu bardagı görünce çok hafifte olsa dudakları kıvrılıdı. Onu da düşünüyorlardı artık.
-Ih desen gülecen hadi be zorla zorla dedi Teo.
Belda boş boş baktı. Daha sonra oturup viskisini içti.Odasına girecekken Evranın önünde durmasıyla durdu. Gözlerine baktı direk.
-Sen... Gül gibisin. Çok güzel gözüküyorsun ama içinden ne çıkacağı belli değil. Hergün başka birşeyini keşfediyorum Dedi Evran.
-Dogru. Gül gibiyim. İnsanı istemesemde cezbederim. Sonra gelir koparıverir beni sonra ya yapraklarımı ayırır sapımı atar yada atar bir köşeye öylece kurur giderim dedi.
-Artık bi şeyleri anlatmanın vakti gelmedi mi sence.
-Herşeyin bizamanı vardır. Dedi ve yanından geçip gitti.
Adam ise kadının kalan kokusunu içine çekti.Ah bu kadın adamın başını döndürüyordu.
-Bu belki yaptıgımız en önemli iş olabilir. Dedi Evran.
-Piç rasimden de mi büyük dedi Teo.
Kafasının salladı.
-Şimdi tezgahı kurucaz kaç gün sürerse artık. Adamımız Sait Koç. Bi dernegi var adı Yoksula el uzat. Orta halli ailelerden iyi niyetli zenginlerin parasını sömürüp cebe atıyo. Kurnaz bi adam. Kimseye güvenmiyo. Biz de direk hayatına dalıcaz. Yarın akşam büyük bi davet vericek. Teo sen bize davetiyeyi kopyalıyosun. Deren sen güzelce süslenip adamı etkiliyosun. Kaç gün sürerse sürsün adamı avucuna alıyorsun. Ailecek gidicez. Senin sayende bizde yakın olucaz. İş baglıcaz. Elinde neyi varsa alıcaz. Bi şekilde yaptıgı bokları itiraf ettirip polise şutlucaz. Dedi Evran
-Güzel plan ama daha kısa sürmesini istiyorsak adamı Belda etkilemeli dedi Deren.
-Dogru. Ben yaparım dedi Belda.
-Olmaz.
-Niye.
-Yeni girdin sonuçta. Dedi dişlerinin arasından.
-Yeni girmiş olmam acemi oldugum anlamına gelmiyor.
-Sen başka yerlerde lazım olursun.
-Mesela.
Derin bir nefes çekip
-Adamın evine girersin dosya alırsın bi bok yaparsın işte.
-Tamam işte evine böylelikle daha kolay girerim.
-Sen yanlış anladın adamın evine gir diyoruz yatagına degil Dediginde masaya ölüm sesizligi düştü. Belda önce şaşırsada şaşırdığı için kendine küfür savurup sinirle elindeki bardagı sıktı. Bardak anında parçalara ayrılırken Evrana öyle soguk öyle yabancı baktı ki adam ilk defa pişman oldu söylediği sözden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Подростковая литератураGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...