24.Bölüm🐟

1K 48 16
                                    

Yine benim hıçkırığım tutmuştu. Rezil olmuştum. Ne kadar yanlış zamanda geliyordu bu hıçkırık?!

Barış gözlerimi dudaklarımdan çekip, gözlerime baktı. Yine galiba tüm hayalleri suya düşmüştü. Ve bu benim yüzümdendi. Tam bir salağım.

Derin bir iç çekti ve yemeğini hazırlamaya devam etti. Ben ise salakça hıçkırıyordum. Ama yapabileceğim bir şey yoktu.

                           🖤🖤🖤

Bir yandan sohbet ediyor, bir yandan da kahvaltımızı ediyorduk. Gülüyor, eğleniyorduk ki, o konu açılana kadar.

Gökhan: kankacım tamam güldük, eğlendik de...şu melisa, ne yapacağız?

Birden öksürmeye başladım. Hemen sinan su uzattı. Teşekkür edip, içtim. Barış'a göz ucuyla baktığımda, o da bana sıkıntılı bir şekilde bakıyordu.
Ben ona baktığımda hemen kafasını çevirdi.

Barış: bilmiyorum. Halletmeye çalışacağım bir şekilde.
Ali: kolay halledilecek bir mesele değil. Sen de biliyorsun.
Barış: biliyorum kardeşim. Bakıcam ben.

Dedi ve masadan kalktı. Tam ben de kalkacakken Ali elimi tuttu ve dur işareti yaptı. Geri yerime oturdum. Şu Melisa olayını oldukça merak ediyordum. Soracaktım, umarım açıklardı.

                          🖤🖤🖤

Çocuklar gitmişti. Ama Barış'tan hala ses çıkmıyordu. Ben de etrafı topluyordum. O sırada telefonum çaldı. Teyzem arıyordu. Eminim kızacaktı. Tedirgin bir şekilde açtım.

Yaprak: alo, teyzeciğim?
Esra: yaprak sen nerdesin?
Yaprak: b-ben arkadaşımdayım. Ders çalışıyoruz teyzeciğim. Ama öyle böyle değil yani.
Esra: emin misin? Bak-
Yaprak: t-tabii ki teyzeciğim. Ben akşam gelirim sen hiç merak etme.
Esra: çok geç kalma bak. Tamam mı kızım?
Yaprak: tabii teyze tabii. Hadi akşam görüşürüz.

Telefonu kapattım ve rahatlamış bir şekilde nefesimi verdim. Yukardan tıkırtılar gelince, merak edip çıktım. Barış'ın odasına girdim. Eli ayağına girmişti. Tuhaf bakışlar atıyordum.

Yaprak: napıyorsun?
Barış: öylesine işte b-bir şeyler yapıyordum. Sen ne için geldin?
Yaprak: he, çocuklar gitti de ben de etrafı toplayayım dedim. Ama sesler gelince merak edip, geldim. İyi misin?
Barış: iyiyim iyiyim. Gel içeri.

Kapıyı kapattım ve sırıtarak boynuna sarıldım. Şaşırmıştı galiba. Ben de neden yaptığımı bilmiyordum ama içimden gelmişti. O da sarıldı bana şoku üstünden atıp.

Barış: bir şey mi oldu?
Yaprak: yoo, sana sarılmam İçin bir neden mi olması gerekiyor?
Barış, hayır tabii ki. Ama şaşırdı im sadece.
Yaprak: asıl sana bir şey olmuş gibi. Neden öyle masadan kalktın?

Ayrıldım ve cevap bekliyormuşçasına gözlerine bakmaya başladım. Gerildiği belliydi.

Barış: yok aslında bir şey. Düşünmesek bunları bir süre. Olmaz mı?
Yaprak: peki, sen nasıl istersen.

                         🖤🖤🖤

Saat akşama doğru 6'ya gelirken, bir koltukta tek beden gibi olup yatıyorduk. Ben film izliyordum. Neden ben? Çünkü Barış'a her döndüğümde bana bakıyordu. Gülümsedim ve mısırımdan aldım ve ağzıma atıp, izlemeye devam ettim.

Saçlarımla oynayıp, bir şeyler mırıldanıyordu. Dikkatle dinlemeye başladım.

Barış: delirmemek için, senin aklına sığındım. Saklasana beni orda...
(Öfa🖤)

Bir değişik olmuştum. Ona bir şey belli etmemeye çalıştım. Bu sefer beni kendine çevirdi ve çenemden tuttu. Sertçe yutkundum ve gözlerine bakmaya başladım.

Barış: öyle güzelsin ki, dokunmaya bile kıyamıyorum...

Burası gittikçe sıcak mı oluyordu, yoksa bana mı öyle geliyordu? Söylediği sözler...beni büyülemişti ama hiçbir tepki veremiyordum. Kafasını yaklaştırdı ve usulca dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

İlk defa bu kadar özel, güzel ve hiç bırakmayacak şekilde öpüyordu.
Sanki yüz yıllarca unutmamak ister gibi öptü beni, uzun uzun, nefesimi içine çeke çeke...
(Karantina💕)

En sonunda kendini çekti. Ben de gözlerimi açtım. Sadece sessizce birbirimize bakıyorduk, yine...
Ama onun sessizliği yüzbinlerce insanın cümlesinden daha güzeldi...
(3391 Kilometre)


Bölüm nasıldı? Benim çok hoşuma gitti. 💞

Bu bölümde birkaç alıntı yaptım, sizce böyle yapmalı mıyım?

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin