"Tarih 24 Kasım 1963. 26 yaşındayım. Aslında daha fazla... Çok daha fazla ama şimdilik sadece 26 diyelim. Birini çok sevdim çok sevdikçe çok kaybettim. Çok acı çektim, yıkıldım aynı zamanda yıktım. Defalarca...
En başında Tanrı ile bir antlaşma yaptığımı bilmiyordum bunu çok sonradan öğrenecektim. Şans mıydı yoksa lanet mi bunu hala çözemiyorum. Öldükten sonra bunu öğrenmek için Tanrı ile bir daha antlaşma yapmam gerekiyor mu ondan bile emin değilim. Emin olduğum tek şey benden pek hoşlanmadığı."Yeni taşındığımız evin çatı katındaki çürümüş dolabı sağa doğru ittikten hemen sonra yerde fark ettiğim delikten çıkardığım sararmış yapraklı defterin ilk sayfasını yere oturmuş bir şekilde işte böyle okudum. Yapmak istediğim tek şey sayfayı çevirmekti fakat aşağıdan çocukluk arkadaşım aynı zamanda ev arkadaşım Kim Jongin'in sesini duyduğumda durmak zorunda kalmıştım.
"Baekhyun! Oraya bakmak için daha sonra çok zamanın olacak. Şimdi kıçını kaldırıp kolileri taşımamıza yardım eder misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dileğimi oğlana fısıldadım, tanrı duydu
أدب الهواةAma sen haylaz çocuğum, diyorsun ki bana: "Yüreğinde tutkunun boruları çalmada!" Aldırma sen borular bildiği gibi çalsın! Alnını alnıma koy, ellerini elime Yarın bozsan bile gel andiçelim seninle, Ve ağlayalım sabaha dek, ey küçük çapkın!