SUSTURMAYA ÇALIŞTIĞIM GÜRÜLTÜLER

ÖLÜM VE ÖLÜMSÜZLÜK İKSİRİ

Eğer beni ölümsüzleştirmek isterseniz , kefenimi onun yatağının çarşaflarından dikin
Onun teninin kokusuyla sarmalansın naaşım.
Bir kere saçlarını okşamadım, çarşafına düşen birkaç saç teli vardır belki, onlara sarılırım.

Hiç boynundan öpmedim boynundaki yoğun ten kokusunu içime çekmedim
Zaten bi kere öpseydim boynundan, ölmezdim.
Sadece ben değilim senden ayrılınca derin hüzne boğulan..
Dökülen her saç telin senden ayrıldığı için eminim ki feryat figan.
Sen omuzlarındaki heybeti görüyor musun mesela?
Aynalar gösteriyor mu sana omuzlarındaki mücevherleri..
Ve cılız olmasına rağmen bütün dünyayı taşıyacak kadar geniş omuzlarından haberdar mısın?
Omuzlarındaki ölümsüzlük iksirinden içebilen kadınlar ne şanslı öyle değil mi?
Şayet ben içebilseydim omuzlarındaki ölümsüzlük iksirinden ne senin çarşafından kefene ihtiyacım olurdu,
Ne de gözlerinin arkasındaki seni aramaya...
Gözlerinin arkasından gerçek seni görmek için bakıyorum sana
Ve
Konuşurken göz kontağı kurma benimle
Ezberleyemiyorum yüzünün sayısız güzelliğini
Kaç kelimeden sonra göz kırptığını, ağzının nasıl hareket ettiğini, kirpiklerinin nasıl sallandığını ezberleyemiyorum
Gerçek seni bulmak o kadar zor ki
Çelik betonlarla kaplı etrafın
Çelikten betonlarla...

Aramıza hem kendini koyuyorsun şimdi sen hem etrafındaki çelikten buzları..
Rakamların ötesinde sana duyduğum şehvet,
Rakamların ötesinde saçların ve omuzların...
Biz rakamlara takılmış iki insanız,
Rakamları gözümüzde büyütmüşüz
Rakamlardan bir dünya kurup kendimize,
Kendimizi rakamlardan dünyada zincirlere vurmuşuz.
Aramıza üçer beşer kat tuğla örmüşüz,
Bari dostluğumuz baki kalsın diye..
Hem yanyana oturmuşuz, hem de gözlerimizle yalanlar anlatmışız birbirimize..
Olur da birgün çarşafından değil boynundan alırsam kokunu o zaman bütün dünya benim olacak..
O zaman dünyadaki tek ölümsüz insan ben olacağım..