Hadi İkile Birader

23 6 2
                                    

Merhaba. Kitap hakkında fikir vermek isterseniz yorum kısmına yazabilirsiniz. Eğlenceli ve gizemli bir kitap yazmaya çalışacağım. Elimden geldiği kadarıyla tabii. İyi okumalar hadi

Eve geldiğimizden beri aklımda o mesaj vardı. Ne demek istiyordu bu kaba şey? Bu adamın adı neydi ya?  Bende iyice deliye bağladım ha. Adama takma isim takmaktan adını unutmuştum.

Hatırladım hele şükür!

Adı Emir'di.

Allah'ım ben bu isimle ne dalga geçerim ama. Bana karışmadıkça sıkıntı yoktu ama o bana karışmayı bırak yaralamıştı, hakaret etmişti vee
bana iğrenç kokuyorsun parfüm kullan demişti. İnat değil mi iğrenç kokuyorsam koklasında belki yanımda durmasın.

Kurban olsun be benim kokuma!

Kendisi sanki çok güzel kokuyordu?

'evet kokuyordu salak.' diyen iç sesimdi. Resmen ihanete uğradım. Nereye koymuştu annem bu çikolataları? Uzun bir süre deprosyana girme kararı aldım.

Daha fazla düşünme Sarya. O sana hiçbir şeyde yapamaz.
'yapar.'

O ne lannnn! Benim melek ve şeytan omuzumda durmuş bana bakıyorlar.

Tövbe tövbe! Allah'ım ne günah işledim? Valla bilerekten olmamıştır ya da olmuştur affet Allah'ım

"Kız Sarya bak buraya hele"
Konuşan şeytan bendii.

"Özür dilerim ya benim çok uykum var. Siz aranızda anlaşın."

Yalandan esneme hareketi de yapmıştım.

"Yok gitmek öyle bir yere. Şu emir sana emir mi veriyor?"

Allah'ım şeytan ben bile ne kadar harikayım!

"He valla veriyor. Şuna bir çözüm bulun ilk günden ne hâle geldim ya?"

"Bence yarın git merdivenlerden arkasından it. Tertemiz, mis gibi iş."

Melek ben ortaya atıldı. Kendimi övmek gibi olmasın ama bu kıyafette bana çok yakışmış bak ha. Gerçek bir melek gibi görünüyordu. Yani ben oluyorum o.

"Sen iyi bir kızsın Sarya. Gidip düzgüncene konuş eğer dinlemezse sınıfını değiştirip kurtulabilirsin."

Görünüşü için bile dediğini yapardım bu meleğin.

Şeytan ben lafa atladı hemen.
"Düzgünce konuşarak anlaşabileceğin biri değil o. Onun yüzünden kolun yaralandı. Gazozuna ilaç kat."

Lan şeytan ben Nuri Alço mu yapacaksın sende beni?
Tövbesteyşın.

Melek ben "Hayır eğer seni tekrar zor durumda bırakır ise bu durumu ciddi anlamda babanla konuşmak zorundasın."

Şeytan ben " Artık eşek kadar olmuşsun. Hâlâ ilkokul bebeleri gibi babanı mı çağıracaksın? Bak ne yap biliyor musun? Yarın sakın onun yanına oturma. Kendini ezdirme."

Güzel plan. Zaten öyle yapacaktım. Niye o malın yanına oturayım dime?

Ayy gidin başımdan diyerek ellerimi salladım omzuma doğru.

Nihayet!!

Neden onunla uğraşıp kendimi yorayım ki? Ayrıca o köpek var ya pislik beni çatıda sıkıştırmıştı. Neyi öğrenecektim ben?

Bunları hiç mi hiç düşünemem. Akışına bırak ayol. Ne öyle ilk günden beynini yakmalar , ağaca tırmanmalar, aksiyonlu koşular.

Bazen tam anlamıyla mal olabiliyorum gerçekten. Şimdi uyuma vakti. Yatağım beni özlemiş.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Sarya!!!!"

Uykulu bir şekilde efendim dedim.

"Kız saat kaç oldu? Sen hâlâ uyuyorsun!! "

"NEE, geç mi kaldım?

"Kalk hadi kalk."

Hemen kalkayım derken yorgana dolandığımı fark ettim. Hey maşallah gece gece biri mi gelip beni sarmıştı sarma gibi yorgana. Bunu başardığıma göre kesinlikle Nobel almalıydım.

Döne döne açmaya çalıştım. Ay bir kere daha döneyim bitiyor.

Ve bummm.

Bizim parkelerin rengi mi değişmiş?

Annem gelip elimden tutup kaldırdı. Hemen gidip elimi yüzümü yıkadım. Ayy formam neredeydi?
Gerizekalı ben dolapta olacak formam başka nerde olabilir?
Hemen formamı giyip bu sefer çantama birkaç tane test kitabı ve hangi dersin kitabı olduğu hakkında hiçbir fikrim olmayan kitapları attım.
Saçımada 2 tarak vurup aşağı koştum. Annem çoktan inmişti.
Merdivenleri ikişer ikişer muhteşem bir şekilde inip kapıya doğru hızlıca koştum. Gözüme ilişen duvar saatiyle olduğum yerde kaldım.

Saat 6 idi. Ve ben 7de çıkıyorum normalde evden.

"Anneeeee!!! Hani geç kalıyordum. Daha bir saat varmış be vicdansız ceydaaaaaa, vicdansız ceydaaaaaa."

Akasya durağındaki Sinan'ın kaynanasına ithafen söylediği  'vicdansız şaziment, vicdansız şaziment' şarkısını anneme uyarlamıştım.

Bana doğru 37 numara, pembe renkli bir cisim geliyordu. Ayy kafam, muhteşem kafam, içinde beynimi barındıran kafam, zekalı kafam terlik yemişti.

"Off acıdı bu "

"Anneyle düzgün konuş."

"Ama anne çok erken"

"Sus kız, gel yardım ette kahvaltıyı hazır edek."

"Tamam ya tamam."

Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra okula gittik.

Hehehehe erken gelmiştik. İstediğim yere oturabilirim. Yaşasın kötülüq

En ön?
Fazla dikkat çekici
En arka?
Hocaların gözünü ayırmadığı yer, olmaz.
En arkanın bir önü?
Muhteşem!

Duvar kenarındaki en arkanın bir önüne geçtim. İstediğim zaman uyuyabilirdim de. Harikaaaa
5 dakika sonra Ezgi gelmişti.

"Kızım gel ordan, dersi nasıl dinlicez? Sözde iyi bir üniversiteye gidebilmek için bu okula geldik?"

"Yaa burası çok güzel, lets comeee"

"Allah'ım sen bu kıza akıl fikir ver."

"Amin amin " deyip güldüm.

Ezgi' ye dün olanlardan bahsettim. Okul çıkışında da pansuman yaptırmaya gideceğimi söyledim.

"Evet benim kendini akıllı zanneden ama gerizekalının teki olan sarya arkadaşım. Bunları bana daha yeni mi anlatıyorsun? "

"Bu seferlik hakaretini göz ardı ediyorum ama bir daha olmaz sayın Ezgi hanım ve evet biraz yarın anlatmış olabilirim."

"Biraz yarın anlatmış olabilirsin?"

"Evet?"

"Sen birde edebiyat okumak istiyordun. Seni bu konuşmayla değil edebiyatçı yapmak çaycı bile yapmazlar."

"He he "

Biz böyle konuşurken içeri kabaşey geldi.

Kendi yerine geçip oturdu ve sınıfa bakmaya başladı. Tam bizim buraya bakacakken yüzümü çevirdim.

Bizim masaya gelip
"Karşıayak? Senin yerin burası mı ?"

"Sağ 2.50 sol ise 2.75."

Şaşırdı birden. "Ney ?"

"Gözlerin bozukta derecesini tahmin ediyordum. Burada oturduğuma göre burası benim yerim. Hadi ikile birader."

"Sen..."

Lafını kesip "hoca geldi." Dedim. O da tıpış tıpış yerine gitti. Adamı böyle ikiletirler işte.


Oy verirseniz sevinirim. Hoşçakalınnnnnn....kalp gönderiyomm.

Serseri Mayın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin