(Yugyeom) [ Kayan Yıldız] 3

497 37 23
                                    

Sabahın ilk ışıklarında gözlerini araladın. Zaten uyuduğun uykunun da bir yararı yoktu.

Etrafına ellerini sarıp üzerine de bacağını atan arkadaşından kurtulup kendini çadırın dışına attın. Henüz hava serindi. Kuşlar yeni uyanmış olmalı günaydın şarkılarını en güzel tınısıyla seslendiriyorlardı. Bu vakitte güzel bir yürüyüşün iyi geleceğini düşünüp ormana doğru ilerledin.

Soğuk hafif hafif bedenine ürpertse de yavaştan gökyüzündeki yerini alan güneş bunu engelliyordu.

Biraz yürüdükten sonra ağaçların etrafını sardığı yeşilliği gördün. Farklı farklı çiçekler ile süslenmiş yemyeşil bir alandı. Cebindeki telefonu çıkarıp sevdiğin bir müzik açtın. Çimlerin üzerine uzanıp gök yüzüne bakmaya başladın. Bulutların yavaş yavaş hareket edişini izledin.

Üzgündün belki ama depresyona girmek için fazlasıyla mutluydun. Taehyung üzülmüyorsa sen asla üzülmezdin. Derin bir nefes aldıktan sonra yavaşça doğruldun.

Küçük bir köpek sesi kulağına geldi. Etrafa bakındıktan sonra orman yolunun ilerisinden geldiğini anlayıp yerinden kalktın. Yolda yavaş yavaş ilerleyip sesi takip ettin çok geçmeden de küçük bir köpek ile karşılaştın. Üstü başı hep çamurdu. Seni görür görmez koşarak yanıma gelip bacaklarının arasında 8 çizmeye başladı.

“ noldu sana böyle?” gülümseyerek yere eğildiğinde boynundaki tasmayı gördün. ‘Coco’

“ Coco mu senin adın, sahibim nerde peki, bu hâlin ne?”

Hiç düşünmeden küçük köpeciği kucağına aldın. Geldiğin yolu geri yürümeye başladın. Bu köpeciği yıkamak ve doyurmak gerekiyordu.

Oyalanmadan kamp alanına indin. Henüz uyanan kimse yok gibiydi. Hiç kıpırtı yoktu.

Pet bir tabağa biraz süt koyup önüne koyduğun anda atılıp hızlı hızlı yemeye başladı. Kocaman açtın gözlerini kaç gündür açtı acaba diye düşündün. Bir kaç kez daha tabağı sütle doldurduktan sonra doyduğuna emin oldun. Sonrasında kendi şampuanın ve suyundan kullanarak onu güzelce yıkadın. Sana hiç zorluk çıkarmadan usluca durdu.

Kuruması için güneşte biraz beklemeniz gerektiği için deniz kenarına inmeye karar verdin.

Kucağında onu deniz kenarına kadar taşıdın. Sen kumsalın üzerine oturdun o da senin kucağına uzandı.

“ bembeyaz bir köpekmişsin az daha sana karabaş falan diyecektim. O kadar kirlenmeyi nasıl başardın?” başını okşarken  kucağındaki Coco iyice mayıştı.

“ kayıp mı oldun, terk mi edildin acaba ”

“(ismin) ”

İsmini duyunca arkana döndün. Taehyung gülümseyip el salladı. “ günaydın” Sonra sana doğru yürümeye başladı.

“ biraz konuşalım mı?”

“ hayır gerek yok” ayağa kalkmak için önce Coco'yu kucağına aldın. Toparlandığın anda da Taehyung kolundan tuttu.

“ (ismin) lütfen” yanına oturana kadar kolunu bırakmadı.

“ hızlı ol uzun durmayacağım senin yanında. ”  Tae başıyla onayladı.

“ (ismin) sakinleşmen için beklemek istedim. O gün yaptıklarının ne kadar saçma olduğunu anlamışsındır sanırım. O kızı kıskanman, beni terk etmen falan. Seni sevdiğimden nasıl süpe ettin. ”

Sinirle güldün. “ sen şaka falan mısın?”

“ seni sevdiğime inanmıyor musun?” dedikten sonra birden sana yaklaştı.

“ Tae saçmalama çekil.”

Tae eliyle önüne gelen saçını kulağının ardına itti.

“ seni seviyorum (ismin)”

Ona tekrar inanmak istemiyordun. Yine aynı şeylerin olacağını biliyordun. Bu yüzden seni yumuşatmasına izin vermeden yanından kalktın.

“ (ismin) yapma böyle”

“ (ismin)”

Sana seslenişini defalarca cevapsız bıraktın. Kumsal boyunca yürüdün. Sessizce...

Yürüyüşte sana eşlik eden sakin dostun birden bağırmaya başlayınca tedirgin oldun. Yere diz çöküp iyice inceledin. Bir yerine bir şey olup olmadığına hiçbir sorun yok gibiydi.

“O Coco değil mi?”

“ çok benziyor o mu?”

“ Coco!” 

Etrafına saniyeler içinde toplanan kişilere çatık kaşlarla baktın.

“ siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz dağ başı mı burası ” diye çıkıştığında bol giyimli gözlüklü çocuk yere eğilip Coco'yu kucağına aldı. Coco avazı çıktığı kadar havlarken çocukta bir o kadar mutlu görünüyordu.

“ senin için değil Coco için geldik” dedi uzun boylu zayıf çocuk.

“ şey... ben özür dilerim... birden öyle toplanınca siz...” utanarak kekelediğinde kolunda bir el hissettin. ”

“ A, hatırladın mı beni?”

Kolundaki elin sahibine baktığında net şekilde geçen geceki  çocuk olduğunu çıkardın.

“ evet hatırladım. ”

“ ya biliyor musun seninle tekrar karşılaşmayı ve Coco'yu bulmayı dilemiştim. İkisi aynı anda gerçek oldu. ”

Dediği şeyi geç fark edip çevirmeye çalıştı.

“ Coco orman havası yaramış güzelleşmissin. ”

Kısık sesle kıkırdadığında göz ucuyla sana baktı ve gülümsedi. “ şey bu arada ben Yugyeom. ”

Sende ona eşlik ettin. “ ben de (ismin) memnun oldum. ” elini uzattığında hiç bekletmeden elini tuttu.

“ bende”

“ sana bir teşekkür borçluyum. Barbekü yapacaktık bugün lütfen bize katıl”

Coco'ya sıkıca sarılan çocuğun  dediğini reddettin. “ yok önemli değil. ”

“ lütfen teşekkür etmek istiyorum. ”

“ (ismin) bize eşlik etmekten pişman olmazsın. Piknik alanında yapacağız. Kendini rahatsız hissetmezsin. Bir sürü insan oluyor. Gel hadi. ”

Yugyeom  birden uzanıp bileğinden tutunca şaşırdın. Seni çekerek piknik alanına doğru ilerledi.

Yugyeom yürürken başını gökyüzüne kaldırdı. “ sen dileğimi kabul ettin sıra bende”

GOT7 MİNİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin