🎵

420 36 105
                                    

29.08.2019

886 kelime

sözlerin güzelliğiyle değil de daha çok kendi sesiyle büyüleyen sokak grubunun solisti mitsuri, önünden geçenlere canlı konser verirken sevinçle gülümsüyordu. sesini duyan âdeta büyüleniyordu ve aşık olmamak elde değildi.

o kusursuz gülüşüyle kısılan gözlerinin altındaki benlerin kırmızı tonları yanaklarla karışması kişiye huzur veriyordu. öylesine tatlı bir görüntüydü bu.

heyecanla söylediği şarkıyı duyan halkın insanları, yere serilmiş gitar kılıfının üzerine bir miktar para bırakıyordu ki emeklerinin karşılığını alabilsinler.

saçlarında üç büyük örgüyü bulunduran güzel kız, bu işi para için yapmıyordu elbet. eğlence için yapıyordu. halktan yükselen alkış sesleri onu daha da motive ediyordu, yakında düzenlenecek olan yetenek yarışması için.

haftanın belli bir tarihinde, öğle vakti kurmuş oldukları şemsiyenin altında sürekli bu eğlenceli işi yapıyorlardı.

gruplarında yer alan baterist sanemi, biraz kabaydı aslında. para vermeden, öylece izleyen seyircilere bağırıp duruyordu. bu, müşterilerin kaçmasına sebep olacak bir şey olsa da kimse mitsuri'nin o eşsiz sesinden uzaklaşmak istemiyordu.

günlerden bir gün sıcak bir yaz tatilinde, hasta olduğu için eczaneye ilaç almaya giden genç, ağız maskesi eşliğiyle ilerliyordu. duymuş olduğu müzikle, sesin geldiği yönü takip etmeye başlayarak yönünü değiştirdi. gördüğü manzara bir güneş misaliydi.

sıcak bir yazın öğlen vaktinin olması bir yana, hasta olmasının üzerine bir de ateşli bir solist duruyordu karşısında. üstelik sesi de acayip güzeldi.

kalabalığın içinden hızla sızıp öne doğru ilerledi obanai. ilaç almak için ayırdığı paranın artan kısmını önde duran gitar kılıfının üstüne bıraktı yavaşça. işte o an, işte o an mitsuri ile gözleri buluşmuştu. kızın o parlak zümrüt yeşili gözleri, iki gözü de farklı renk olan oğlanın gözleriyle buluşmuştu. 

sonsuza kadar bakmak istercesine büyülenmişti obanai. hastalandığı için değil de, güneşe bu kadar yakın olduğu için kızarmıştı aslında. eminim gözlerinin altında ağız maskesi bulunmasaydı mitsuri ona ateşinin olup olmadığını sorardı. o derece kaskatı kesilmiş, o derecede kızarmıştı işte.

utancıyla çömelmiş olduğu yerden kalkarak halkın arasına sızdı hemen. bu olağanüstü manzarayı görmek için ne hak etmiş olabilirdi ki? bu soruyu kendine ne kadar sorarsa sorsun hiçbir cevap bulamadı, bulamayacaktı.

cebindeki telefonundan sızlayan titreşim sesiyle, telefonu eline alıp gelen ilk mesajı okudu.

bu uzui isimli oda arkadaşından geliyordu. ilacı alıp almadığını soruyordu mesajda da.

dürüstçe cevaplamanın ardından en yakında bulunan eczaneye ilerledi. elindeki doktor tarafından verilen not kağıdını da yetkililere göstererek ilaçları aldı.

bu sefer eve gitmesi gerekiyordu fakat gönlü izin vermiyordu buna. biraz daha dinlese -en azından bitene kadar- bir şey kaybetmeyeceğini kendine inandırdı ve tekrardan müzik için toplanmış olan kalabalığın içine sızdı.

obanai yarım saat daha ayakta o mucizevi sesi dinlemeye devam etti. buna değerdi sonuçta. nihayetinde müzik sona erdiğinde seyirciler toplandıkları bölgeden dağıldı ve obanai için fırsat eline geçmişti.

yüzünden terler akarken soğuk suyu kafasına diken mitsuri, grup arkadaşlarına seslendi. "mükemmeldiniz!"

"mükemmel olan sendin, herkes yine sana bakıyordu." sanemi kıskanmıştı biraz.

obanai şemsiyenin altında birbirleriyle gülüşün gruba baktı bir süre. sonunda neşeyle gülümseyen mitsuri onu gördüğünde heyecanla yanına çağırdı. "desteğin için teşekkürler, pekala şimdi ne düşündüğünü söyle lütfen!"

ağız maskesinin altından utanmıştı tekrardan. "harika olduğunuzu düşünüyorum!"

"yaaa! sensin harika, şapşik şey!" her iki gözünün de altındaki benlerin üzerine tekrardan pembe bir katman indiğinde kızaran yanaklarını tuttu hızla. genelde utandığında bu hareketi yapardı kendisi.

"sahi, yarım saattir ayaktasın gel otur çekinme." oturduğu yerden kalkarak obanai'ye öncelik verdi mitsuri.

siyah saçlı olan oğlan da alçakgönüllülüğünü aktifleştirerek onu elleriyle reddetti. "hayır hayır kesinlikle hayır, yine de teşekkür ederim."

mitsuri kaşlarını çatarak obanai'nin omuzlarını tuttu tek bir hamleyle. ardından oturması için zorladı onu. tekrardan gülümsedi mitsuri ve bu gülümsemeyle gözleri kısıldı.

"otur dedim sana." çatmış olduğu kaşlarını kaldırdıktan sonra yeni bir konu için söze atladı. "hastasın galiba." elini, iki gözü de farklı renk olan oğlanın anlına götürerek onu utandırmayı bir kez daha başardı. "geçmiş olsun öylesin kesinlikle."

mitsuri'nin ardı ardına bitmeyen cümlelerinin sonu yoktu neredeyse. "evde dinlenmen gerekiyor, haftaya belki yine burada oluruz istersen tekrar gel seni sevdim!"

obanai duyduğu cümleyle kısa bir şok yaşadı. onu sevmiş miydi? ne zaman ve neden? sevilesi birisi değildi hiçbir zaman. kendisi hayattan bezmiş olduğu davranışlarıyla meşhurdu. onun gibi biri tarafından sevilmeyi nasıl hak etmişti ki?

hızla başını sallayarak yeni bir soru yöneltti. "yarışma ne zaman olacak?"

soruyu cevaplayan diğer solist shinobu'nun ince ve kulağa hoş gelen sesiydi. "bir hafta sonra."

"anladım! sizi destekleyeceğim hep!" gitmek için oturduğu yerden kalkıp üstünü silkelediğinde mitsuri ona ilaçlarını hatırlattı. az kalsın unutuyordu, hızla minnetini iletip evine doğru yol aldı.

vardığında ilaç dolu poşeti masaya boşalttı ve içinde bulunan küçük not kağıdını görmesiyle çok şaşırdı. tek bir hamleyle eline geçirip içinden okumaya başladı.

küçük not kağıdının üzerinde bulunan şey, kime ait olduğunu bilmediği bir telefon numarasıydı. numaranın sağ alt köşesinde de numaranın sahibinin ismi bulunuyordu. "mitsuri,"

çığlık atmamak için elini ağzına bastırmaya yöneltti hızla. hiç beklemiyordu... hem de hiç.

numarayı kaydetti elleri tir tir titrerken. son bir kez daha kontrol ettikten sonra kesin olarak mesaj attı.

obanlove: mitsuri?

mitsuuri: hehe, şey... bize destek olacağını söylemiştin ve ben bu son görüşümüz olsun istemedim çünkü haftaya kazanırsak başka bir yere gidebiliriz

obanlove: çok şaşırdım cidden!

bir hafta boyunca daha bu şekilde konuşmaya devam ettiler ve sonunda yetenek yarışması için hazır hâle gelmişti her bir grup üyesi.

sahneye çıkmadan önce obanai tam vaktinde yetişmişti neyse ki.

maskesini çıkartarak mitsuri'ye gülümsedi. bu,kıza cesaret vermişti nedense. benlerinin üstü pembeleşince bakışlarını kaçırdı ve ardından kendinden daha kısa olan oğlanı öptü. bu sayede kendini daha huzurlu hissetmişti mitsuri.

"kazanın!"

"tamamdır!"

---

diğer hesaba bir şey olursa diye buradan yazdım

umarım sevdinizz 💖

bu arada sonda kazandılar ama yazmadım orayı hızlıca bitirmek için

sokak şarkıcısı [obamitsu] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin