11.Bölüm ❇ Bebek

1.6K 65 62
                                    

Violetta'dan;

"Kural iki! Kadınlar ikiye ayrılır; erkeklerde saç dökülmesine neden olanlar ve tamamen kel bırakanlar. Sen, ikincisi olacaksın kızım! León'u öyle bir hale getireceksin ki, o hoş saçları dökülecek!" Oturmuş, Camila ile iş birliği halinde olan Maya'yı dinliyordum. Bulduğum işteki patronumdu kendileri.

Ellerimi çenemin altında birleştirip, en gereksiz soruyu sordum, "Bir numaralı kural ne?"

Tüm ciddiyeti, düşen omuzlarıyla kaybolmuştu. "Bütün erkekler öküzdür." Bu mantıklıydı ama. Boşuna León'un ve diğerlerinin öküz olduğunu düşünmüyormuşum meğer. Erkeklerle ilgili birçok kuralı olan Maya'ya inanmayacaktım da kime inanacaktım?

"Neyse geri kalanları daha sonra konuşuruz ama söylediklerimi unutma! Tamamen kel bırakan kız olmazsan, başına belâ olurum."

Bu işi Camila sayesinde bulmuştum. Maya da bir arkadaşıymış. Benimle ilgili olayları öğrenince León'dan nefret etti. Bir sürü küfür ve ders geldi ardından. Şimdi ki de, dersin dünden kalanıydı işte. Buradan ayrılmama izin vermedi Camila sonradan. Tomás da öğrenince, iyice canavara dönüştü, sevgilisini haklı buldu. Ben de çaresizce bana verilen dersleri dinlemeye devam ettim. Zaten istesem de gidemezmişim. Çünkü müzik bölümündeki kızların gösterileri varmış ve onların sahne alacağı mekânı biz düzenleyecekmişiz. Yani, boyayarak. İstediğimiz resimleri çizebileceğiz duvarlara.

Ha, bir şey daha var! O gösteride sahne alacaklardan biri -ne tuhaftır ki(!)- León. Adamdan kurtuluş yok cidden! Mıknatıs-demir ilişkisi gibi bizimkisi. Ben ne kadar uzakta olursam olayım, o güçlü manyetik enerjisi yüzünden beni çekiyor. Gerisini de biliyorsunuz zaten...

"Tamam, patron." Az kalsın düşüncelerim yüzünden konumuzu unutuyordum. Neyse ki bir anlık boşluk oluştu beynimde ve düşünmeyi kesip, Maya'yı cevapladım.

Tezgâhın olduğu yere ilerledim. Kafedeki yardımcı çalışanlardan biri erkekti. Aslına bakılırsa, iki çalışan artı patron olarak üç kişiydik. Buna rağmen çok iyi işletebiliyorduk kafeyi.

"Eduardo! Beşinci masanın siparişlerini hallet!" Maya'nın bünyesine göre fazla olan sesi ikimizi de tetiklemişti. Eduardo hemen beşinci masaya gitti. Minik bir kafe olmasına karşın bir sürü müşterisi vardı. Maya'nın söylediğine göre, ben geldikten sonra böyle olmuş. Bana kalırsa, önceden de böyleydi. Böylesine sevimli olan bir yerde az mı müşteri olacakmış? Peh.

Elinde not defteriyle döndü Ed. Elindekileri bana uzattıktan sonra, "Siparişlerini sana vermek istiyorlarmış," dedi. Şaşkın şaşkın elindekileri alıp beşinci masaya doğru ilerledim. Attığım her adımda kalbim ağzımda atıyormuş gibi oluyordu. Çünkü masadakiler Tomás, Honoria ve León'du. Bu ikisi ne zamandır tanışıyorlardı ki?

"Ne arzu edersiniz?"

León alayla baktı. "Bir kahve, iki çay. Çaylar açık olsun. Ha, bu arada! Müşterilerin ile ilgilenirsen, seviniriz. Değil mi, Honoria?"

Hon başını kibarca salladı. Francesca için beni mahveden bu yaratık ne çabuk başka birisi ile birlikte olmuştu böyle? Ayrıca... Tomás'ın burada ne işi vardı?! Camila'ya haber versem, benim yanlış anlamamdan ötürü araları açılabilir. Peki ya yanlış anlaşılma değilse? Olabilirdi doğrusu...

Siparişleri Eduardo'ya bildirdiğim gibi telefonumu kaptım. Az sonra yapacaklarımdan ötürü kendimi affedebileceğimi sanmıyordum. Çok tatlı bulduğum çifti belki de yok edecektim...

Buna rağmen Camila'yı aradım. Artık benim aramalarımdan korkan Camila, hemen açmıştı telefonunu. "Alo, Camila? Sana söylemem gereken bir şey var..."

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin