Kurtarıcı

258 15 25
                                    

     Yazım hatalarım varsa lütfen belirtin. İyi okumalar :)

      Severus, şşt. Severus, uyan hadi.
Sarsmasıyla uyanan siyahlı genç şaşkınlıkla bakıyordu.
       Başucundaki ‘Sihir Tarihinin İlginç Yaratıkları’ yazan 1892 sayfalık kitabı gün boyunca durmadan okumuş ve muhtemelen oldukça geç yatmıştı.
      Onun kendine gelip iyice uyanmasını beklerken ilgisini çeken kitabın kapağını incelemeye başladı.
    
     -Lucius ne olduğunu söyleyecek misin?

      Karşısındaki çocuğa zaten belli olan bir şeyi gösterircesine ellerini yeniden baştan aşağı platin rengine dönmüş saçlarının arasında gezdirirken oldukça memnun görünüyordu.
       Bir mutluluktan kedi gibi mırlamadığı eksikti. Sabahın ilk saatlerinin verdiği loş aydınlıkla hala biraz karanlık olan revirde başıyla yan yatağı işaret etti sonra.

      -Kolunun daha tam iyileşmediğini bilsemde sorayım dedim; istersen Madam Pomfrey’den odanda dinlenmeni rica edebilirim. Sonuçta bölüm başkanı olduğumdan bu konuda sana biraz esneklik tanıyacaktır ve… öte yandan şu geveze başını şişirmediğinde daha rahat edersin. Hm?
  
        Tahmin ettiği gibi hızla başını sallayan çocuk zaten geçen 6 gündür revir hemşiresine sürekli odasına gitmek istediğini söyleyerek reddediliyordu.
        Sarışın onun bağlanarak boynuna bir askıyla asılan koluna bakarak zorlansada toplanışını izledi.
       Lucius ona yardım etmek için kitabını aldığında bu kalın sayfalı kitabın neden bu kadar hafif olduğunu düşünmüş, ardından da Madam Pomfrey’in çocuğa kıyamayarak kitabı ona vermeden önce rahatsız olmasın diye bunu yaptığını anlayarak hafif gülümsemişti.
       Kadın her ne kadar disiplinli davransada her öğrenciyi sevgiyle,ilgiyle ve tabiî ki biraz büyü ile iksirle uzun zamandır iyileştiriyordu.
       Revire ilk geldiği zaman 2. sınıfta bölüm başkanı olarak birkaç belge doldurmak içindi. Kadın Lucius’u görür görmez bir Malfoy olduğunu anlamış ve kendi belgelere bakarken onu memnun edecek ve gülümsetecek dedesi ve babasıyla ilgili birkaç anıyı anlatmıştı.
       O zamandan beri nedensizce bu kapıdan her girdiğinde o günkü sıcak atmosfer sürekli çevresini sarıyordu. Hatta buraya Quuditch dersinde yaralanıp geldiğinde revirde tek başına sıkılmasın diye ona eski revir kayıtlarını okuması için izin vermiş ve Malfoy’ların saçlarının çok hoşuna gittiğini söyleyerek överken bununla Lucius’un kalbini fethetmişti tabi.
      Onun de kendinde ve ailesinde hiç şüphesiz en sevdiği özellik saçlarıyken bu konuda oldukça hassastı.
      Kadın o revirde kaldığı 1 hafta boyunca saçla ilgili besleyici iksirlerden de hediye ederken Lucius mutlulukla kabul etmiş ve ilk defa başkasının kıymetli saçlarına dokunmasına izin vererek kadının onları taramasına izin vermişti.

       Küçüklüğünde ölen annesi de eğer yaşasaydı oğlunun saçını en az bu kadar özenle tarardı. Kadının sıcaklığı ve sevgisi ona hiç hissetmediği anne sevgisinin bir yansıması gibi görünürken aslında Madam’ın da annesinin öldüğünü bildiği bu çocuğa ayrı bir şefkat gösterdiğini bilmiyordu.
      Muhtemelen bilseydi sırf birinin kendine acıdığından sevgi gösterdiğini düşünerek, bunu gururuna yediremezdi.
      Madam da bu yüzden olsa gerek hiçbir zaman ‘anne’ lafını onun yanında ağzına almıyordu. Asalarını önceden alan Lucius asasını siyahlıya uzattığında onun gözlerinin parladığını görsede görmezden gelerek önüne döndü.
  
  Onun Slytherin olduğuna hala şaşırıyordu. Severus bir Slytherin için fazla masum ve iyiydi. Belki de karanlık sanatlara olan yatkınlığından olsa gerekti. Kim bilir?
       Sonunda ortak salondan girerek odalarına geçtiklerinde Severus bir büyüyle kolayca üstündekileri değiştirerek yatağına geçtiğinde Lucius ta havlusunu ve giyeceklerini hazırlayarak başkanlar banyosunda rahatlama planları kurarak hızla girdiği gibi çıktı odadan.
     
       Banyonun önüne geldiğinde şifreyi söyleyerek kocaman ve muazzam bir şekilde karşısında duran havuz ve musluklara bakarken bile bir rahatlama sardı bedenini.

Beni Deli EdiyorsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin