12~"Ah, gözlerim!"

1.3K 69 34
                                    


Dumbledore gözlerini dört gencin üzerinde gezdirirken, çerçevelerin arkasındaki mavi gözleri en son Remus'un üzerinde durdu. "Burada, büyük salonu birbirine kattığınız için bulunuyorsunuz. O kadar şaka malzemesini nereden bulduğunuz konusunda bir fikrim yok."

Biraz duraksadı ve tekrar gençlerin üzerinde gezdirdi gözlerini. Hepsi kendilerini fazlasıyla baskı altında hissediyordu. "Ceza alacaksınız, her biriniz. Ancak şunu bilin ki hiçbir zaman ceza verme konusunda iyi olmadım. Sizi bunun için McGonagall'a göndereceğim. Sizi burada tutmamın başka bir nedeni var."

İşte şimdi herkes daha da gerilmişti. James "Nedir profesör?" diye sordu. Dumbledore oldukça karamsar görünüyordu. "Aslında tek bir şey de değil."

Derin bir nefes aldı ve sandalyesinden kalkıp odasına yavaşça turlamaya başladı. "Severus'un, Remus'u bildiğini öğrendik. Ama birilerine söyleyip söylemediğinin garantisini size veremem. Bu konuda bir şey söylemedi bana. Ben de üzerine gitmedim. Eğer üzerine gitseydim; söylemediyse bile söyleyecek konuma gelirdi."

Remus sessizliğini korurken Sirius "Peki ne yapacağız profesör?" diye sordu umutla. Ancak Dumbledore o kadar da umutlu görünmüyordu. "Yapacak pek bir şey Bay Black. Onu tekrar çağıracağım ve siz de burada olacaksınız. Bir şekilde onu kimseye söylememesi gerektiğine ikna edeceğiz. Ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum, ancak tek yol bu."

Yine kısa süreli bir sessizlik oldu. Dumbledore devam etti. "Gelelim ikinci meselemize. Eric Snow olayını hepinizin hatırladığını varsayıyorum. Kendisi 'Karanlık Lord' a destek veren bir ailenin oğluydu. Tabi ki okuldan atılmasının sebebi bu değildi. Yaptığı zorbalıklar onu bu okuldan uzaklaştırdı. Tıpkı o da ailesi gibi karanlık güce hizmet etmek istedi ve bunu safkan olmayanlarla dalga geçerek yapabileceğini sandı, ne yazık."

Bir süre daha sessizlik. Dumbledore daha önceki Hogwarts müdürlerinin portrelerinin önünde gezindi. "Bu daha önce de oldu." diye mırıldandı. Remus "Daha önce olan nedir profesör?" diye sordu.

"Bu karanlık zamanlar. Daha önce de oldu. O zamanlar gençtim." Dumbledore bir an için uzaklara dalmış gibi göründü. Odadaki gerginlik de bir anlığına arttı. Ardından Dumbledore bir şey kendisini dürtmüş gibi gerçekliğe döndü.

"İyilik her zaman kazanır çocuklar, bunu asla ama asla unutmayın." dedi son derece keskin bir sesle. Sirius "Büyücü dünyası o karanlık dönemden nasıl kurtuldu efendim?" diye sordu cesur bir sesle.

"Çok ağır bedeller ödendi Bay Black, çok ağır bedeller..." James kendini tutamayıp "Ne gibi?" diye sordu. Dumbledore gözlerini genç adama dikti. "Yakında öğreneceksiniz gibi gözüküyor Bay Potter. Ancak sizi bunların cidden ağır bedeller olduğuna dair uyarayım. Bu bedel... canınız bile olabilir."

Dumbledore tekrar masasına oturdu. "Her neyse. Diyeceğim o ki çok dikkatli olun baylar, çok dikkatli. Artık 6. Sınıftasınız. Mezun olmanıza kısa bir süre kaldı, gerçek büyücüler olacaksınız. Seçimlerinize çok dikkat etmeniz gerekecek. Şimdi, gidebilirsiniz."

Dört genç üstlerindeki gerginlik sebebiyle çıt bile çıkartmadan müdür odasının kapısına doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacakları sırada "Cuma günü öğle arasında burada olun. Severus işini çözeceğiz." diye seslendi. Hepsi başını salladı ve odayı terk ettiler.

****

Çapulcular akşam yemeği için büyük salona yol almışlardı ki, Lily önlerini kesti. "James, önemli bir konu var, konuşmamız gerek."

Sirius "Yüce Merlin, Evans'ın ağzından James ismini duyacağımız günler de geldi demek," dedi coşkuyla. "Artık 'mankafa', 'öküz' 'Potter!' gibi şeyler yerine James'i duymak beni fazlasıyla duygulandırıyor." dedi ve gözyaşlarını silermiş gibi yaptı. Lily bu hareketine karşılık göz devrdi ve James'in "Olur, konuşalım tabii." demesiyle genci kolundan çekti.

ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin