5.BÖLÜM:İSTENMEDİK ÖPÜCÜK

8.4K 289 24
                                    

Burağın beni intikam almak için çetelerine istediğini duyduğumda çok kırıldım. Direk sınıfa girip yerime oturdum. Onu dinlemek istemiyordum ama atladığım birşey vardı. Burakla aynı sırada oturuyorduk. Sınıfta başka boş yer var mı diye göz gezdirdim. Bir tek selim adındaki bir çocuğun yanı boştu. Çantamı toparlayıp ayağa kalktığımda burak sınıfa girdi ve elimden çantamı alarak sıraya koydu. "napıyosun burak?" diye sordum. "çantan elinde kalmış sıramıza koydum." dedi ve geçmemi işaret edip elini sıraya doğru uzattı. Onunla artık uğraşmak dahi istemiyordum. Direk duvar kenarına geçtim ve onun yaptığı gibi sıraya kafamı direk gömdüm. Hiç bir şey demeden yanıma oturdu. Kulağıma eğilip "öyle demek istemedim" dediğinde ondan biraz daha uzaklaştım ve duvara yaslanarak yatmaya devam ettim. Hiç bir şey söylemeden kolumdan tuttu ve beni sınıftan dışarıya sürüklemeye başladı. "burak napıyosun?" diyip kolumu çekmeye çalıştım ama bırakmadı. "konuşucaz" dedi ve beni sınıftan çıkardı. Kapıda hocayla karşılaştığımızda "biz biraz konuşucaz hocam yok yazmayın" dedi. Hoca kafasını salladı ve sınıfa girdi. 'Okulun sahibinin oğlu olmanın kazancı' diye geçirdim içimden. Konferans salonuna girdiğimizde kolumu bıraktı ve konuşmaya başladı. "eylül ben öyle demek istemedim. Sadece tunaya öyle dedim sinirimden. Seni intikam için falan çeteye almıyorum. Eğer bunu yapıcak olsaydım sen tunanın çetesine girince yapardım." dediğinde bir yerde mantıklıydı ama bu önemli değildi. Kapıya doğru hamle yapınca önümü kesti. "cevap vermiycek misin?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım ve çıktım. Hocanın yok yazmiycağını umut ederek bahçeye çıktım. Hava almam lazımdı. O sırada yanıma tuna geldi. "burağı duydun. Buna rağmen onların çetesine mi giriceksin?" diye sordu. Doğru söylüyordu burak kendini affettirene kadar onun çetesine giremezdim. Tunaya baktım "girmiycem" dediğimde yüzü aydınlandı sanki "bizim çeteye mi giriceksin yani?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım "iki çeteyede girmiycem" dedim. Tuna birden bağrarak ayağa kalktı. "eylül çocuk oyuncağı mı bu? niye bizim çeteye girmiyosun burağın çetesine girmiyosan?" bağırdığı için biraz korksamda geri adım atmadım. "tuna ilk öncelikle bana bağırma ikinci olarakda onlar bana ilk başlarda kötü davranmış olabilirler ama etraftaki insanlara zararları yok. Sizinle ne zaman takılsam birileriyle uğraşıp ya onları üzüyor yada rezil ediyorsunuz. Ben böyle bir çetenin içinde olmak istemiyorum." dedim ve yürümeye başladım. Tuna kolumu tuttu ve kendine çevirdi. Kolumu çok fazla sıkıyordu. Eğer böyle devam ederse kesin morarıcaktı. Kolumu çekmeye çalıştığımda daha fazla sıktı. "tuna canımı acıtıyosun bırak" dediğimde aldırış etmedi. Gözünden alevler çıkıyordu resmen "son kez soruyorum bizim çeteye giriyo musun girmiyo musun?" diye sordu. Ne kadar çok korksamda geri adım atamazdım. "girmiyorum!" dedim ve kolumu çekmeye çalıştım. Ama sanki daha fazla sıkabilirmişçesine elini kolumdan çekmedi. Ne olduğunu anlamadan birden kolumdaki acı gitti ve tuna yerdeydi. Burak tunaya okkalu bir kafa atmıştı. Ben yere düştüğümde berke beni kaldırıp yanımızdaki banka oturttu. Kolum hâlâ çok acıyordu. Kolumu tuttuğumu berke farkedip elini elimin üstüne koydu sanki bakmak için izin istiyordu. Elimi yavaşça çektim. Gördüğüme bende inanamıyordum. Kolumu morartmıştı resmen.
Berkeye 'kimseye söyleme' der gibi baktım. Anlamış olacakki kafasını salladı ve beni kaldırdı. Sınıfa geldiğimizde burak çok sinirliydi. Bulaşmamak en iyisiydi. Sanırım ben tunayla uğraşırken zil çalmıştı.
Selin son bir haftadır okulda yoktu. Eski evlerinde sorun çıktığı için geri dönmüşlerdi. Ama bu hafta sonu geliceklerdi. Ona çok ihtiyacım vardı. Olanların hepsini ona anlatmam lazımdı. Düşüncelerimi bozam şey tunanın gelip burağa bir tane daha yumruk atmasıydı. Burak tam yanımda oturduğu için üzerime yığılmıştı. Çok geçmeden ayağa kalktı ve kavga etmeye başladılar. Tabi çeteleride kavga etmeye başladı. Hemen ayağa kalkıp burak ve tunayı ayırmaya çalıştım. O sırada tuna birden beni ittirdi ve yere düştüm. Başımdaki acıyla gözlerim bir anda kapanfı.
Uyandığımda okulun revirinde olduğumu düşündüm. Burak ve çetesi başımda bekliyordu. Burak uyandığımı görünce "uyandı uyandı" dedi ve herkes bana odaklandı. "noldu bana?" diye sorunca can konuşmaya başladı "tuna ve burak kavga ederken tuna seni ittirmiş. Yere düşüp kafanı sıranın köşesine vurmuşsun. Farkettiğimizde baygındın ve başın kanıyordu." elim direk başıma gitti. Başımın arkasında küçük bir bandaj vardı ve başım çok kötü ağrıyordu. İçeriye tuna ve çetesi girince herkes onlara dikkat kesti. Tuna yanıma gelip "özür dilerim eylül. Her şey için." dedi ve pişman gözlerle bana baktı. "önemli değil tuna. Ben iyiyim hem siz isterseniz gidin tatsızlık çıkmasın." dedim. Tuna başını salladı ve dışarı çıktı. Tam o sırada içeriye annem girdi. Endişeli gözüküyordu. "kuzucuğum iyi misin?" diyerek yanıma oturdu hemen. "turp gibiyim annecim." dedim ve güldüm. Annemde güldü. Sonra odadakilere baktı ve bana 'bunlar kim' bakışı attı. Tanıştırma gereği duydum ve saymaya başladım. "anne bu burak. Okulun sahibinin oğlu." dediğimde annem hiç beklemedigim bir cevap verdi. "hıı... şu yakışıklı ama öküz olan oğlan" dediğinde ben dışında herkes gülüyordu. Burak annemin elini sıktı ve "çok genç görünüyorsunuz ablası zannetmiştim." dedi. Yalaka diye içimden geçirip saymaya devam ettim. "bu berke en iyi anlaştığım insan diyebilirim. Bu can biraz sert görünuyo ama pamuk gibidir. Bu mert çetenin çapkınıdır. Ve son olarak da bu simge çetedeki tek kız. Yani çetenin göz bebeği." ismini söylediğim kişi annemin elini sıkıp 'memnun oldum' diyordu. Bu sefer çeteye döndüm ve "çete bu da annem melike" dedim. Artık tanıştırmıştım hepsini. Annem "kızım okulun geri kalanı izinliymişsin. Bende işten izin aldım. Eve gidelim birlikte. Gençler sizde okuldan sonra bize çay içmeye gelin hem daha yakından tanımış oluruz birbirimizi." dediğinde anneme şaşkınlıkla baktım. Napmaya çalışıyordu acaba? Burak "tabi efendim geliriz. Ama şimdi çıkalım da eylül biraz dinlensin diyip odadan cetesini de alıp çıktı. Annem direk bana döndü detayları istiyordu. Ne olup bittiyse detaylı bir şekilde anlattım. -kolumu göstermedim tabiki- annem duyduklarından sonra tunaya tanımadığı halde sinir olmuştu ama karışmiyacağına söz verdi. Canım annem benim yerdim ben bunu.
Eve geldiğimizde annem direk mutfağa daldı. İkramlık hazırliyacaktı. Bende odama çıkıp üstümü değiştirdim. Hem spor hemde uygun bir şeyler giyip aşşağıya indim.

( Eylül'ün giyidikleri )👆 ( Fotoğraftaki başka biridir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Eylül'ün giyidikleri )👆
( Fotoğraftaki başka biridir.)

Koltuğa uzanıp televizyonu açtım. Kanalları gezinirken kapı çaldı. Kapıyı açmaya gittiğim sırada annemi gördüm. Sanki hava atması için arkadaşları geliyordu süslendikçe süslenmişti. Kapıyı açtım ve çeteyi içeriye buyur ettim. Ama aralarında simge yoktu. Nerde olduğunu merak etsemde sormadım ne de olsa çok yakın değildik. Hâlâ bana kötülüp yapıyordu. Geçen gün beni kızlar tuvaletine kitletmişti. Onun yüzünden iki ders boyunca yok yazılmıştım. Tabi sonra burak beni bulup çıkartmıştı ama neyse...
Annem benim sormadığım soruyu sorarak beni hiç şaşırtmadı. "sarışın olan bir kız vardı o nerde?" can direk lafa atladı. "o gelmek istemedi melike teyzecim." burak can'a dirseğini geçirip söze girdi. "gelmek istemedi dediyse kendini biraz kötü gissediyomuş o yüzden eve dinlenmeye gitti." dediğinde inanmamıştım. Kesin muzurluk çıkartıp gelmemişti ama annem onlara inanıp lafı çok uzatmadı. Annem "ben size bir şeyler hazırlayıp çıkayım. Bir randevum var da." dediğinde şok olmuştum. Şaşkınca "anne" diyip mutfağa geçtim. Peşimden geldiğinde açıklama yapmaya başladı. Kızım iş yerinden birisi beni yemeğe davet etti oraya gidicem. Hem sende arkadaşlarınla otur işte." dediğinde neden süslendiğini şimdi anlıyordum. Hazırladığı şeyleri masaya koydu ve kaçar gibi evden çıktı. Bense arkasından söyleniyordum. Annemi paylaşmayı sevmiyordum. Mutaftaki tabakları ve içecekleri içeriye götürüp oturdum. Herkes şimdi eski haline dönmüştü. Bu sefer ben sordum "simge niye gelmedi?" berke cevap verdi "eylül biliyosun sana pek ısınamadı. Sana geliceğimizi duyuncada muzurluk çıkardı işte." Tam da düşündüğüm gibiydi.
Mutfağa peçete almaya geldiğimde burakda peşimden geldi. "bir şey mi istedin?" diye sorduğumda beni mutfak tezgahı ile arasına aldı. "beni affettin mi?" diye sorduğunda heyecandan yutkundum ve başımı onaylar biçimde salladım. Tunanın elinden beni kurtarmıştı sonuçta. Tebessüm edip geri çekildi. İçeriye doğru geçerken birden başım döndü ve sendeledim. Burak beni hemen tutup "iyi misin?" diye sordu. "iyiyim. endişelenicek bişey yok. Başım döndü sadece normal." dediğimde birlikte içeriye geçtik.
Çeteyle biraz daha sohbet etmiştik. Daha sonrada hepsi gitmişti. Kapı tekrar çaldığında bir şey unuttuklarını düşünüp kapıyı açtım. Ama karşımda çeteden biru degil tuna vardı. Şaşırarak "senin burda ne işin var tuna?" diye sordum. Hafiften sarhoşa benziyordu. "iyi misin diye merak ettim." dedi. "iyiyim gördüğün gibi. Hadi saat geç oldu sen git." dediğimde ayakta durmakta zorlanıyordu. "niye ben değilde burak" dediğinde ne yapıcağımı bilmiyordum. O sırada berkeyi gördüm. Neden hâlâ gitmemişti bilmiyordum ama iyiki gitmemişti. Berkeye seslenip yanıma gelmesini işaret ettim. Tunayı görünce hızlı adımlarla gelmeye başladı. Tunaya döndüğümde "çok güzelsin" diyip birden dudaklarıma yapıştı. Şok olmuş bir vaziyette öylece kalakaldım.

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin