24🐠

320 18 2
                                    


Yoğun gürültü ile bir kez daha yüzümü buruşturdum. Her kesimden insan bir arada ve ayrı ayrı tükürük saçarak konuşuyordu. İçerinin havasızlığı ise nefes almamı biraz daha zorlaştırıyordu. 

Yoğun sigara dumanı sarmıştı etrafımı. En önde o kalabalıktan uzak olsam da yeterince rahatsız ediciydi. 

Doğa okula geleli iki aydan fazla süre geçmişti. Bugün, o büyük gündü. Aylardır buna hazırlanan Doğa'nın yanında olmam gerekiyordu. İlk defa böyle bir ortama giriş yapmıştım. Doğa ile bir çok ilkimi gerçekleştiriyordum. 

Şehir merkezinden biraz uzakta olan bu deponun bodrum katındaydık. Etraf görgüsüz zenginler ve kan emicilerle doluydu. Sanki horoz dövüşü izlemeye gelmiş sokak serserileri gibiydiler.

Gözlerimi önümde ki ringe çevirdim. Etrafında sekiz tane koruma vardı. Ve ringin ortasında yarı çıplak bir kadın elinde ki ponponu sallarken yüzünü buruşturdum. Burada ki insanlara seyir zevki için orada olduğu su götürmez bir gerçekti. Hele ki yüzünde arsız gülümseme...

Bakışlarım seyircilerin arasında öylece dolanırken gözlerime değen gözler ile kaşlarımı çattım. Onun burada ne işi vardı ?!

Serdar onu gördüğümün bilincinde sinsi bir şekilde sırıtıp kollarını göğsünde bir birine doladı. Hala onu görmenin şaşkınlığını yaşarken mikrofondan bir ses anons yapmaya başladı. 

"Evet sayın misafirlerimiz. Bugün 16.cısını düzenlediğimiz kadınlar boks maçına hepiniz hoş geldiniz. Aylardır bu anı beklediğinizi biliyorum..." mikrofonda ki adam sustuğunda salonda alkış ,ıslık ve 'evet !, hadi! ' gibi nidalar yükselmişti. 

Mikrofonda ki adam tekrar konuşmaya devam etti. Bu esnada bakışlarım tekrar Serdar'ı buldu. Doğa'nın bugün maçının olduğunu nereden biliyordu ? Ve hangi amaçla buradaydı ? Kesinlikle ona zarar verecek bir şey yapacaktı. Fakat ben bunu nasıl engelleyecektim?

"...Biliyorum ,biliyorum. Bende bu anı bekliyordum. Sizi çok bekletmeden yarışmacılarımızı takdim edeceğim şimdi " dedikten sonra ringin giriş kapısında ki Doğa'yı gördüm. Bu dakikadan sonra ona ulaşmam imkansız gibiydi. Ama denemek için onun olduğu yere doğru yürüdüm. Spiker tekrar konuştu.

"Eveeet ! İlk yarışmacımız Almanya'dan Emma Klein !" 

Alman yarışmacı iki elini de yukarı kaldırıp yumruk yaparak ringe doğru yürürken spiker devam etti konuşmasına. "Klein'in şuana kadar 34 galibiyeti ve 4 mağlubiyeti 2 beraberliği bulunuyor. Beyaz yumruk lakabını neden verdikleri belli oluyor.  Tek yumruğu ile rakibini beyaz ışığa kavuşturabilecek güçte. Şu kaslara bakın !" derken salonda büyük bir destek nidası yükseldi. 

Doğa'ya oldukça yaklaşmıştım ki önüme çıkan beden ile durmak zorunda kaldım. Benim iki üç katım olan koruma kaşlarını çatarak suratıma bakarken konuştum. "Doğa'nın arkadaşıyım ,acilen onunla konuşmam gerekiyor..." Ben daha konuşmamı bitiremeden spikerin sesi tekrar duyuldu. 

"Klein'nin rakibi ise 26 galibiyet , 0 mağlubiyet ve bir beraberliği bulunan ve hepimizin çok yakından tanıdığı, her maçında bizi şaşırtan Tuzakçı kız , Doğa Taşer !"

Doğa ringe doğru yürürken dudaklarımın arasından bir küfür savurdum. Hızla eski yerime doğru adımlayıp ringin önüne geldim. Spiker o sinir bozucu sesiyle konuşmaya devam ediyordu hala. 

"Ona neden tuzakçı dediklerini merak edenler vardır belki aranızda." dediğinde salonda meraklı sesler yükseldi. Devam etti konuşmasına " Size tavsiyem tuzakçının zayıf görüntüsüne kanmamanız. Çünkü bu kız rakibiyle adeta dalga geçer gibi oyun oynayıp tuzağına düşürerek kazanıyor "

Doğa ringin bir köşesine geçerken ona seslensem de beni duymamıştı. Öyle bir rakibine fokus olmuştu ki seyircileri bile gözü görmüyor gibiydi. Gözleri sadece Alman rakibindeydi. 

Serdar'a bir daha baktığım da yerinde yoktu. Hızla salonda gezen gözlerim onu ararken , sesini ensemde hissetmem ile tüylerim diken diken olmuştu. 

"Birazdan olacakları iyi izle Berkin. Nasıl tuzak kurulurmuş arkadaşın öğrenecek"

AKVARYUM   BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin