22.Bölüm

989 69 4
                                    

Kuzey'in o teklifinin üzerinden dört ay geçmişti. Her şey çok güzel gidiyordu. Gerçekten hayattan zevk alıyorlardı. Sergilere, konserlere, sinemaya, yürüyüşe hatta beraber kampa bile gitmişlerdi.

Kuzey biraz olsun o işkolik halinden sıyrılmıştı. Tamamen romantik bir adam olmasa da o yolda ilerliyordu. Bence sonunda başaracaktı.

"Divane hadi geç kalacağız."

Bir de ona Eylül ya da sevgi sözcükleri ile seslenmek yerine Divane demeyi tercih ediyordu.

"Tamam sabırlı ol Kuzey."

"Biliyorsun ben dakik bir insanım ama sen öyle değilsin. Beni hep bekletiyorsun. "

"Ben senin bana aşık olmadı o kadar bekledim şimdi biraz sen bekle."

"Siz kadınlardan korkulur. Hep bir laf sokma çabasındasınız."

"Biz kadınlar özcü değiliz tatlım o yüzden korkmanıza gerek yok."

Ben hazırlanınca evden çıktık. Kuzey bugün bir davete katılacaktı ve benim de onunla gelmemi istemişti. Ben de seve seve kabul etmiştim. Hem sevgilimi kurtlar sofrasına tek başına gönderemezdim orada bir sürü güzel kız olabilirdi.

"Davet çok mu kalabalık olacak."

Gözünü yoldan ayırmadan evet cevabını verdi. Araba kullanmak konusunda aşırı dikkatliydi.

"Kalabalık ortamlar beni geriyor."

"Gerilmene gerek yok. Hem çok rahatsız olursan erken ayrılırız davetten."

"Yok. Senin için önemli ise sonuna kadar duralım gerekirse."

"Evet bu gece benim için çok önemli."

"O zaman sana eşlik etmekten mutluluk duyacağım beni merak etme sen."

Bu aramızdaki son konuşma olmuştu. Araba sahilde durmuştu.

"Davet sahilde mi Kuzey."

"Evet sana söylemedim mi? Şu ışıklı yerde."

"Bu topluluklar ile nasıl yürüyeceğim?"

"Tahta bir yol var oradan yürürüz."

"Tamam o zaman."

Kuzey elimi tuttu ve beni sadece ışıklarını gördüğüm yere doğru götürdü.

"Burası çok güzel Kuzey. Ama neden kimse yok?"

Tahta yolun sonunda tahta bir platform kurulmuştu denizin üstüne. Platformun üstünde beyaz bir tül vardı ve beyaz ışıklar sarmıştı etrafını.

"Çünkü burası bize özel."

"Ne demek oluyor bu?"

"Şu demek oluyor Divane Hanım." dedi ve önümde diz çöktü. Ve mavi bir kutu çıkardı cebinden. Kutu da çok güzel bir tektaş vardı.

Şu an kalpten gidebilirdim.

"Divanem, gıcık anonimim, sevgilim benimle bir ömür yaşlanır mısın?"

Bu hayatımda verdiğim en kolay cevap olacaktı muhtemelen.

"Evet."

Kuzey yüzüğü parmağıma taktı ve elime bir öpücük kondurdu.

"Çok yakıştı."

Ayağa kalktı ve göz göze geldik. Gözleri çok güzeldi. Aşık olunacak kadar hem de.

"Gıcık dediğini duymadım sanma Kuzey."

"Şimdi bu güzel ortamda bana laf atmamalısın bence. Öpücük atabilirsin ama."

"Ben öpücük istemiyorsam ne olacak?"

"Ben istiyorum ama..."

Dedi ve beni öptü. Ya platform sallanıyordu ya da ben fazla dozda aşktan sarhoş olmuştum.

.......

Merhabalar. Nasıl buldunuz?

divane / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin