Finale son iki bölüm. O yüzden biraz hüzünlüyüm bu akşam. Keyifli okumalar. :)
Multimedia'da Son Kez Isabell var.
Artık birbirlerine aitlerdi. Sevgileri onları bir araya getirmiş, dün gece de onları birleştirmişti. Şu dakikadan sonra onlar için önemli hiçbir şey almamıştı.
Isabell yattığı yerde doğruldu.
-Günaydın.
-Günaydın aşkım.
Robert dirseğinin üzerine yatmış Isabel'i izliyordu.
-Sen ne zaman uyandın?
-Bir iki saat oldu. Uyurken sessizce seni izledim.
Isabell kızararak üzerindeki örtüyü kendine doğru çekti.
-Tenin gittikçe yeşeriyor Iz. Kendini nasıl hissediyorsun?
-İyiyim Rob. Gerçekten. Kendimi oldukça iyi hissediyorum.
-Acaba neden? Robert çarpık bir gülümseme eşliğinde göz kırptı Isabell'e.
-Çok pisliksin.
Isabell dirseğiyle Robert'ı vurdu. Robert yalandan canı yanmış gibi yaparken Isabell;
-Abartma o kadar sert vurmadım. Dedi .Yine de endişelenişti. Belki de sert vurmuştu?
-Şaka yapıyorum öyle bakma.
-Pisliğin önde gidenisin. Dedi Isabell gülerek ve dirseğini yine savurdu ama bu sefer Robert dirseğini yakalamış ve onu yatağa yatırıp kollarının arasında hapsetmişti.
-Hey çekil üstümden. Diye bağırırken sesleri her yerdeydi.
Robert Isabell'in dudağına masum bir öpücük bırakıp yerinde doğruldu ve kısa süre sonra duştan su sesleri geliyordu.
Isabell yatakta kıpırdandı. Robert'ta yalan söylemişti. Her tarafı ağrıyordu ve her an kusacakmış gibi hissediyordu. Çarşafı üzerine dolayıp yataktan kalktı. Aynanın önüne geldiğinde aynada kendine bakmaya korkuyordu. Robert'ın söylediği kadar yeşil olabilir miydi?
Yavaş yavaş gözlerini açtı. Aynadaki görüntüsü yeşil limonu andırıyordu. Bu kadar yeşil olmayı beklemiyordu. Özellikle gözlerinin altı ve dudakları yosun gibi yemyeşildi.
Derin bir nefes alıp ciğerlerini doldurdu. Öleceğini düşünmek bile nefesinin kesilmesine neden oluyordu. Üzerindeki çarşafı elleriyle daha da sıkı tuttu. Başı dönüyordu, düşmemek için kendini yavaşça yatağa bıraktı.
***
-Mis gibi kokular geliyor?
Isabell bahçeye çıkıp elindeki tabağı masanın üzerine bırakan Robert'ın yanağına bir öpücük bıraktı.
-Bende sana kahvaltının hazır olduğunu söylemeye geliyordum.
-Ben kokuları takip ederek kahvaltıyı buldum bile. Robert Isabell'in masadan aldığı salatalığı ağzına atışını izledi. Saçlarından süzülen su bluzunu ıslatmıştı.
-Üzerine bir şey ister misin? Hava serin.
-Ben iyiyim Robert. Gerçekten hadi otur sende. Birlikte kahvaltı yapalım. Bir daha bu şansı bulamayabiliriz.
Isabell'in bu lafı üzerine Robert'ın yüzü asıldı.
-Hadi ama şaka yapıyordum.
-Hiç komik değil, diye devam etti Robert.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Hayat
RomantikDaha önce hiç kendinizi dejavu yaşarken hissetmiş miydiniz? Rüyanızda gördüğünüz bir olayı sanki yaşamış gibi ya da yaşadığınız bir olayı rüyanızda gördüğünüzü zannettiğiniz oldu mu? Hayır mı yoksa evet mi? Isabell Wood bunu on dört yaşından beri ne...