1. Bölüm

51 8 96
                                    

Hola!

Bölüm şarkısı; Çağan Şengül & Yasir Mit & Lalfizu - Yıldızlara

Herkese merhabalar! Yeni bambaşka bir kurgu ile geldim. İlk bölüm sadece olayların nasıl geliştiğini anlamanız içindi.

Herkes hangi tarihte başladığını buraya bıraksın lütfen 👉

Birde sizden küçük bir ricam var. Her satır arasına üç yapraklı gonca koyar mısınız lütfen 🙏

Umarım beğenirsiniz 😊 Gene diğer kitabım gibi yapacağım bunu, her yayınladığım bölümü bir kişiye ithaf edeceğim. Ama bu ithaf edeceğim kişilerin mutlaka bu kitabı okumaları ve ithaf istediklerini belirtmeleri gerekiyor.

Ve ilk bölümü hemen birine ithaf ediyorum. Hem kapağın sahibi, hemde sevdiğim bir arkadaşa ithaf ediyorum 😘 Aden_Kara

MEDYAYA ŞARKIYI KOYAMIYORUM 😥 AMA ULAŞI BIRAKIYORUM😁! ŞARKIYI DİNLERSENİZ SEVİNİRİM, BEN BU ŞARKI İLE YAZDIM BÖLÜMÜ😄

Ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Çok yanlız hissediyordum ve uzaklaşmaya ihtiyacım vardı, o yüzden ormana doğru gidiyordum. Orman dediğime bakmayın, büyük değildi.
Yeşil alanları sevmiştim oldum olası ve son bir hafta içinde evime 2 saat uzaklıkta bir küçük orman bulmuştum ve zamanım olduğu için ayrıntılı bir şekilde gezecektim.

Üzerimde siyah tayt, beyaz askılı tişört vardı ve sağ bileğimde çilek desenli bir bandana bir de sol kolumda ufak bir çanta vardı. Bandana ve bileğe de takılabilecek herşeye ilgim vardı ve bu bandanayı gördüğümde çok sevinmiştim. En ortasında büyük bir çilek vardı ve yan taraflarında küçük küçük çilekler vardı. Bu bandanayı 1 ay önce almıştım ve o günden beri çıkarmıyordum resmen kokum sinmişti üzerine. Bazenleri saçıma ve keyfi boynuma takıyordum.

İki saatin sonunda nihayet ormana gelmiştim. Derin bir nefes alıp ormana girdim ve biraz keşfe çıktım. Aslında o kadarda küçük değilmiş. 1 saat boyunca ormanın derinliklerine doğru yürüdüm ve dinlenmeye ihtiyacım olduğu için bir ağacın altına oturdum.

Her tarafta ağaçlar vardı ve çok güzel bir görüntü veriyordu. Bazı ağaçlar yeşil olmak yerine sarı renkteydi. Aslında sarı olması gerekmiyordu çünkü sonbaharda değildik.

Daha fazla düşünmek yerine kuş seslerini ve yaprakların rüzgar yüzünden çıkardığı sesleri dinlemeye başladım. Ama iki saniye bile dinleyemeden bir hıçkırık sesi duydum.

Hıçkırık sesimi? Burdan benden başka biri daha vardı ve duyduğum sese göre ağlıyordu.

Ben birinin anlamasına asla dayanamayan bir insandım.Oturduğum yerden kalktım ve sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Ağaçlar etrafı kaplamıştı. Bir kaç ağaç daha geçtikten sonra gözlerim bir göl ve gölün başında ayaklarını suyun içine sokmuş bir erkek ile buluştu.

Üzerinde siyah bir tişört ve altında siyah dizine kadar gelen bir şort vardı. Siyah dağınık saçları alnını gölgelendiriyordu. Uzun ve kalın kirpikleri ve zümrüt yeşili gözleri vardı.

O gözlere ağlamak yakışmaz be göl çocuğu.

Yapılı vücudu üzerinde duran siyah tişörtten gayet açık bir şekilde belli oluyordu. Sessizce Bir kaç ağaç daha geçip tam arkasında ki ağaçta durdum. Ağacın kalın ama kısa dalında siyah bir okul çantası vardı. Aklıma gelen fikirle sessizce odadan uzaklaştım ve bir ağacın arkasında durup sağ kolumdaki çantayı çıkarttım ve içinden mavi tükenmez kalemi aldım. Daha sonra bileğimde sarılı olan çilek desenli bandanayı çıkartıp sağ alt köşesine bir cümle yazdım.

Geri almak üzere, göl çocuğu.

Kalemi tekrar çantam'a bıraktım ve çantamı kapatıp küçük adımlarla çocuğun çantasının takılı olduğu ağaca gelip bandanayı dala taktım.Çocuğa bir kez daha baktım ve sessizce bir önceki durduğum yere geçtim ve gene çocuğu izlemeye başladım. O anda bir telefon çalmaya başladı. Benim olamazdı çünkü yanlız kalmak istediğim için yanıma telefonumu almamıştım. Çocuk telefon sesi ile dalgınlığından çıkıp ayaklarını sudan çıkardı ve arkasını döndü, ve o an bandanayı gördü. Bir kaç saniye bandanaya şaşkınca baktı ve daha sonra kaşlarını çattı. Elini bandanaya uzattı ve daldan çıkartıp eline aldı. Dudaklarını aralayıp bandananın üzerine yazdığım cümleyi mırıldandı.

Kafasını bandanadan kaldırıp etrafa bakmaya başladı. Ağacın arkasına sindim ve küçük aralıktan ona bakmaya devam ettim. Bandanayı oraya birinin bıraktığını fark etmişti.

"Hey! Kim bıraktı bunu?"

Tekrar çalmaya başlayan telefon ile etrafa bakmayı bıraktı ve çantasını açıp içinden siyah kılıflı telefonunu çıkarıp kulağına dayandı.

"Ne var hakan! Bir yanlız bırakmadınız oğlum!" karşıdaki kişiyi dinledikten sonra gözlerini şaşkınlıkla açtı ve telefonu kulağından çekip baktı ve tekrar kulağına dayadı. " O kadar olmuşmu ya? Hiç fark etmedim. Tamam hemen geliyorum. Yav oğlum boşver nerede olduğumu, bekle sen geliyorum." Telefonu tekrar çantaya koydu ve sesli bir şekilde mırıldanmaya başladı.

"Ah Ulaş ah! Vaktin nasıl geçtiğini unuttun resmen."

Demek ismi Ulaştı. Acaba anlamı neydi? Eve gittiğimde mutlaka bakıcaktım. Ulaş aklına bir şey gelmiş gibi elindeki bandanayı bileğine sarıp etrafa bakınmaya başladı.

"Seni bulacağım, göl kızı."

Benden bahsediyordu ve bandananın üzerine göl çocuğu yazdığımdan kız olduğumu anlamıştı muhtemelen.

O beni bulmadan, ben onu bulacaktım.

~Bölüm sonu~

☘ İthaf istiyorsan buraya yaz lütfen 👉

☘ İlk bölüm nasıldı?

Diğer bölümlerde görmek istediğiniz olaylar varsa lütfen buraya yazın 👉

~Yeni bölümde görüşmek üzere ~

Çilek / Texting (ARA VERİLDİ!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin