OTOSTOP : ÇARPIŞMA

3.Bölüm: Okul alışverişi

Medya: Kadir

Şarkı: Charlie Puth - Attention

Bir süredir yazamıyordum çok sorry:(

3.Bölüm: Okul Alışverişi

Yüzüme hasret mi kaldın, Aktaşçı?

■■■■■■■■■■■■■■■■■■

Eve girdiğim gibi eşyalarımı üst kattaki odama taşıdım. Bir hafta önceden mobilyalar ve bavula sığdıramayacağım eşyalar buraya getirilmişti, ayrıca evin temizliği de özenle yapılmıştı. Telefonumu kot pantalonumun arka cebinden alıp müzik listemden rastgele bir şarkı seçtim. Charlie Puth 'ın Attention şarkısı çalmaya başladığında gülümseyerek telefonu komodine koydum ve şarkı eşliğinde bavullarımı yerleştirmeye başladım. Çok temiz bir insan değildim ama düzene önem verirdim. Yamuk bir şey gördüğümde duramaz düzeltirdim. Büyük kıyafet bavullarımı yerleştirince kişisel eşyalarımın olduğu ortanca bavuluma geçtim. İlk önce gözüme posterlerim çarptı. Tam bir Shawn Mendes hastasıydım. Onun olduğu tüm dergileri alır ve tüm posterlerini saklar duvarıma asardım. Şarkılarına da bayılıyordum ve en güzeli  Señorita. Posterlerimi özenle duvarıma astıktan sonra dergilerimi ve favori romanlarımı kitaplığa yerleştirdim. Kulaklığımı şarj cihazımı mp3 çalarımı şuan okuduğum kitabı ve abimin fotoğraf albümünü yatağımın yanındaki komodine koydum ve işim bittiğinde duşa girdim.

Sıcak su günün bütün yorgunluğunu silip almıştı. Beyaz köpüklerin üzerimden süzülüşü ve giderken bütün kiri alıp götürmesi beni rahatlatıyordu. Duştan çıkıp gri havlumu üzerime sardım ve dişlerimi fırçalayıp baş havlumu alıp bir yandan saçlarımı kurulayıp bir yandan da odama girdim. Kedili gri-mor pijamalarımı üzerime giydiğim sırada telefonum çalmaya başladı ve ben o an dünyanın en gerizekalı insanı olduğumu bir kez daha anladım. Ben o kadar saat boyunca Kadir ve Ecrin 'i aramamıştım. Hızla telefonumu alıp arayan kişiye baktım.

Babam arıyordu. Gülümseyerek telefonu açtım.

"Baba." Dedim sesimi neşeli tutarak. "Vardınız mı kızım?" Dedi. Onun da sesi gayet iyi geliyordu. İşler yolunda  demekti bu.

"Vardık babacım." Dedim. Olanlar aklıma tekrar geldiğinden dolayı sesim biraz sinirli çıkmış olacak ki babam hemen ciddileşerek, "Canberk 'le ilgili bir sorun varsa hemen alırım böbreğini yeter ki söyle." Gözlerim kocaman olurken hemencecik düzeldim ve,"Ne sorunu babam yok bişey olduğu falan eşyaları yerleştirmeme yardım edip gitti."

"He iyi o zaman, sen iyiysen sorun yok." Dedi ve "Hadi seni meşgul etmeyeyim madem yat uyu yol yorgunusun." Dedi ve hoşçakal faslını geçip telefonu kapadı.

Ben de hemen rehbere girip Kadir 'in numarasını aradım. Telefonu iki çalışta açmıştı. "Alo Masal, neler olduğuna inanamaycaksın." Dedi ve nasıl arabanın ağrızalanıp yolda kaldıklarını ve traktör ile buraya geldiklerini anlattı. Yeri geldiğinde gülüp yeri geldiğinde dalga geçtiğim olaylar yaşamışlardı ve şuan kendi yaşadıklarımı anlatıp onların moralini bozmak istemedim.

"Eee sen ne yaptın, rahat mıydı yolculuk?" Dediğinde yutkunup," Fena değildi işte." Diyerek geçiştirdim ve kısa bir konuşma daha yaşadıktan sonra aramayı sonlandırdım. Derin bir nefes alıp yatağıma oturdum. Evi gezecek halim bile yoktu. Tabii internet şifresini girmek için her türlü yorgunluğu aşabilirdim. Aşağı kata inince büyük oturma odasına baktım. Bir duvarı ful camdı ve önünde de güzel bordo bir köşe koltuğu vardı. Camı kırık beyaz ince bir tül örtüyordu. İki tarafına çekilmiş gri perdeler de oldukça şıktı. Halı açık kahverengi parkeleri tam kapatmayacak orta boy gri ince bir halıydı ve odanın ortasında cam bir masa vardı. Sol duvar ful kitaplıktı. Evdeki tüm kitaplarımı buraya getirtmiştim ve burada ki kitaplığı doldurmuş odamda ki kitaplığa taşmıştı. Koltuğun karşısındaki dev ekran televizyon ve televizyonun iki yanındaki uzun müzik sistemine baktım. Oturma odası cidden çok güzeldi ve arka bahçeye bakan büyük cam da bir artıydı. Arka bahçe bir harikaydı üçlü ahşap bir oturma grubu, oldukça geniş açık mavi fayanslı bir havuz ve iki çınar ağacının ortasındaki hamak. Cidden harikaydı. Ful çim olması da çok iyiydi. Bahçenin çevresinde de bir çok türden çiçek vardı ve ben çiçeklere bayılırdım.