kesinkes uyanığım.
cümlelerimin, kelimelerimin, isyanlarımın susmadığı bir gece daha ve ben bu gidişle uyuyamayacağım. tanrım! bir gün daha böyle yaşamamalıyım.
bana yaşattığın cehennem bu dünya ile sınırlı, geçmişim dün ile bağlı kalmalı. anılarımsa hiç dönmemek üzere terk etmeli beynimi. bunları düşünmek amiyane tabir ile sadece düşünmek bırakmalı peşimi.
apartmanda oturmayı oldum olası sevmedim. işte az önce çıktım evden peki kapıyı kilitledim mi? hayır bu paranoyalara direneceğim. bugün bağcıklarımı bağlamadığım otuz yedinci gün olacak, not defterimi kontrol etmeliyim (hayır).
sesim kısık çıkacak (yorgunum) o nedenle konuşmuyorum. hatıraların gözlerinin içine bakarak düşünüyorum.
çıldırmış koca bir çocuk oldum ben. bu kocalık değil, fazla yeşermiş çocukluk değil, yalnızlığım ve çekildiğim kabuğum, kıramadığım tabularım, sık ördüğüm duvarlarım değil bana ait olan. aidiyetimi pekiştirdiğim tek bir bölgem var: zihnim.en sevdiğim ressam kimdi hatırlamıyorum, dize dize ezberlediğim şiirler, merak ettiğim şairler, tanıdığım kadınlar, tükettiğim adamlar nerede şimdi? attım onları da en ücra karanlık köşelere, biliyorum.
lanet ediyorum sana zihnim, çünkü sen tüm yaşanmışlıklarımı astın.
bu öyle bir zihin ki bana cayır cayır tutuşan ateşi anımsatıyor.
ressamın eserlerini kül eden o ateş gibi; öyle can evimden vuruyor, harap ediyor öyle acımasız ve ben böyle savunmasızım.delirmiş mi sayılıyorum delirmek üzere mi?
insanlar beni ne diye adlandırıyor, sıfatlara sığacakmışım gibi.
ağlıyor muyum, yağmur mu yağıyor, güneş çıktı sanki. korkuyorum ki korkmam da gerekir bu saçmalıktan.
(hayır saat sabahın dördü)bu asansörü inatla tamir etmiyorlar, sanırım bu boşluğa bir çocuğun yaklaşma ihtimalini düşünemiyorlar.
anne olabilseydim şüphesiz korkak olacaktım. bir bebeği yaşatmaktan ürkülebilir mi? tüylerimi diken diken ediyor bu sorular.
kendi kendimi her geçen gün yeniden tanıyorum.
her neyse işte, iniyorum merdivenleri.bazen her şeye koca bir "neyse" çekmeli, işe yarıyor.
...
rly
20 jan 2020