Bölüm 8: Konuşma

13.8K 565 246
                                    

Aden KESKİN

Baran'ın kız kardeşi olduğunu öğrendiğim Rüya'nın, ben uyurken sürdüğü ojeleri tırnaklarımdan temizledikten sonra, Baran beni evin büyük salonuna getirmişti. Büyük demek bile hafif kalırdı aslında. Evin salonu resmen devasaydı.

Baran'ın evim dediği yer, iki katlı bir villaydı ve etrafı büyük ağaçlarla çevriliydi. Kocaman bir bahçesi, bahçesinde kocaman bir havuz, havuzun kenarında da kocaman koltuklar ve masa vardı. Yani her şey kocamandı! Daha önce bu kadar büyük bir evde hiç bulunmamıştım. Sadece filmlerde falan görmüşlüğüm vardı.

Ev çok büyük olsa da, evin içi oldukça sade ve şıktı. O an Baran'ın zevkli biri olduğuna karar vermiştim. Oturma salonundaki eşyalar genellikle beyaz ve gri tonlarındaydı. Duvarlarda oldukça pahalı olduğunu düşündüğüm tablolar asılıydı. Ama aralarında renkli olan yoktu, genelde siyah beyaz resimlerdi bunlar. Mutfak salonla birleşikti ve neredeyse salonun yarısı kadardı. Ortasında bir ada mutfak vardı ve tezgâhın üstünde de neredeyse hiçbir şey yok gibiydi. Mutfak da aynı şekilde gri tonlardaydı. Cidden, bu adamın siyah, beyaz ve gri dışındaki renklerden haberi yoktu sanırım. Yine de evin her yeri siyah, beyaz ve griden oluşsa da, kesinlikle soğuk ve itici durmuyordu. Her şey oldukça temiz ve düzenliydi. Evde her şey birbiriyle adeta uyum içindeydi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu an bu salonda tuhaf duran bir şey varsa o da bendim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu an bu salonda tuhaf duran bir şey varsa o da bendim. Üzerimde hala pislik içindeki kıyafetlerim vardı ve banyo yapamamaktan saçlarım perişan haldeydi. Bir an önce bu sorunu halletmeliydim.

Ben sessiz sessiz evi incelerken, Baran'ın da beni incelediğini fark ettiğimde utanmıştım. Tekli bir koltuğun önünde durmuş, ellerini ceplerine sokmuş, her zamanki ifadesiz suratıyla bana bakıyordu. Bir an ne yapacağımı bilemeden öylece durdum. Sonunda o bakışlarını benden çekmeyip, hala daha konuşmayınca, başımı yere eğmek zorunda kaldım.

''Oturmanı bekliyorum.'' dediğinde, başımı kaldırmış Baran'a bakmıştım. Oturmamı söylediği halde hala oturmamıştım. Ben öylece ayakta dikilmeye devam ederken, Baran kaşlarını çatmış, neden oturmadığımı çözmeye çalışır gibi yüzüme bakmıştı.

Siyahın CennetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin