Sezon Finali
Slizzer ile gerçekleştirdiğim kısa fakat yorucu konuşmadan sonra bir daha Slizzer'ı ikna etmeye gitmeyeceğime yemin etmiştim.
Fakat oda haklıydı.Dünya'daki işimiz ne kadar sürerdi bilmiyorduk ve bizim yerimize eğitmen ayarlaması gerekiyordu.
Ama öğrendiğim üzere zaten hepimizin bir yedeği bulunuyormuş ve ben o kadar dili boşuna dökmüşüm.
Eminim ben odadan çıktıktan sonra pis pis gülmüştür.
Saray'a döndüğümde ise Axel ile konuşmak istemiştim fakat Edmond yanıma gelerek kendisinin konuştuğunu ve Axel'in işinin başından aşkın olduğunu söyleyerek beni bir nevi Axel ile görüşmemem için ikna etmişti.
Neden böyle davrandıklarını adlandıramasamda abime veda edemeyecek olmamı da bir kenara atarak hazırlanmaya çıkmıştım.
Hızlıca bir sırt çantasına giyecek çoğunlukla spor kıyafetler koyduktan sonra masanın yanında duran katanam ile yayıma baktım.
Sakin ol Asena sadece dünyaya gidiyorsun diyerek kendimi biraz olsun sakinleştirdiğimde yine de tedbiri elden bırakmayarak çakımıda çantama attım.İyiki dünyaya havaalanı ile gitmiyorduk.
Hızlı bir duş alarak günün yorgunluğunu üstümden attığımda üzerimede yarım atletin üzerine bol bir atlet altımada hafif kapri taytımı giyindiğimde saçlarımıda sıkıca toplamıştım.
Aynaya baktın mı diye sorarsanız..Tabiki hayır.Bizimkilerin çoktan hazır olduklarını bildiğim için buluşma yeri olarak ayarladığımız arka bahçeye ilerledim.
Herkes hazırlanmış, kızlar daha çok tatile gider gibi bavullarla inmişlerdi.Onların bu haline ufak bir göz devirdikten sonra elindeki telefon ile uğraşan Ana'ya gözlerim takıldı. Oda benim gibi -hatta tıpa tıp aynı yalnızca benimki sıfır kolluydu-diyebileceğim bol bir t-shirt ve tayt giyinmişti yanına aldığı sırt çantası ile onunda en az benim kadar süslü giyinmediğini anlamış oldum.Fakat rol yeteneğinin gerçekten iyi olduğunu kabul etmem lazımdı.Regnum Krallığında iken ki Merlin karakteri tamamen Ana'ya zıt bir karakterdi.Ve Merlin'in giyindiği dekolteli abartılı kıyafetleri düşünürsek..İyiki Anastasia olmuş!
Gözlerim yavaşça gruptakileri tararken bir ümit Atakan ve Faris'de gelir diye ummuştum fakat yoktular.
Edmond yanıma gelerek."20 kişi gitmemiz çok dikkat çekerdi ve Pretus'ta da her ihtimale karşı birilerinin durması gerekliydi."dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
Ana,Arda,Edmond,Rima,Uras,Adel,Martin(!), Larissa ve Greyjoy vardı.
Martin uzun süredir oratalarda gözükmüyordu fakat gelmesine şaşırmıştım.Ona baktığımı gördüğünde göz kırparak kulağının arkasındaki kırmızı kertenkeleyi göstererek gülümsedi.
Onun bu haline gülümsedim. Martin'de böyleydi işte.
Lucas ile de her zaman iletişim halinde kalacaktık.
Edmond grubu toplayarak.Saraya daha doğrusu Axel'in odasına doğru döndüğünde ayaklarımın ucunda bir şimşek belirdi.
Bu Axel Darkblood'un dilinde Hoşçakal.Yanında olamasam da yakınında olacağım demekti.
Kafamı öne eğerek salladığımda üstümüze düşen devasa şimşekle anında havanın ve yerin değiştiğini hissetmiştim.
Gözlerimi açtığımda ise kendimi bulduğum yer Axel'in dünyadaki lüks eviydi.
"Vay anasını adam işini biliyor."diyerek eve giren Greyjoy'un peşinden gülerek ilerlediğimde "Sen bir de garajı gör."dediğimde gözlerini kısarak bana döndü."Abiyle bir yarış yaparsın o zaman bücür."diyerek saçlarımı karıştırdığında gülmeden edemedim."Benim gibi 1,75 'lik kızda bücür oluyorsa.."diyerek cümleye başladığımda "Benim gibi 2 metre 100 kilo adamın yanında bücürsün bücür."diyerek eve koca adımlarla girdi.Herkes odalara eşyaları bıraktığında 5 yatak odası olan evde herkes ikişer olarak gruplara ayrılmıştı.
Ben Ana ile kalıyordum,Larissa ile de Rima.
Larissa malum olaydan sonra aramıza giren soğukluğu aşamamıştı fakat normal davranabiliyordu.
Ana ise Larissa ile bir alakası olmadığı için direk benim yanıma gelmişti.Rima ise Larissa ile çok iyi anlaştıkları için bu sorum teşkil etmemişti.
Erkeklerin nasıl yerleştiklerini pek bilmiyordum fakat Edmond ile Martin'in aynı odada kalacağını tahmin edebiliyordum.Geryjoy ise Uras'ı kolunun altına atarak oda arkadaşı olduğunu belirtmişti.
Ve geriye Adel ve Arda kardeşleri kalmıştı.
Ana ile odaya çıktığımızda çantamızdaki kıyafetleri dolaba rastgele yerleştirerek Türkiye'nin sıcak havasından bulanmış halde kendimizi evin büyük salonuna atmıştık.