"Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür." - Mustafa Kemal Atatürk
--------------------
Azradan;"Çok basit. Hapishane için verilen kuralları kullanıp kendi bakış açımızla bir kaçış planı yapacağız."
"Vooavv" diyen Heves'e gülümsemiştim.
"O zaman aklında var bir şeyler"
"Var Yoncacım var.. Safiye Ablayı duydunuz mu C blok'tan?"
Hepsi önce bi düşünmüşlerdi. Sonra Hasret gözlerini kocaman açmış ve bana dönmüştü.
"Ohaa kanka. Düşündüğüm şey mi?"
"Evet Haso'm. Hepimizin kaçış bileti Safiye ablada.. "
Heves"Bir dakika ya ben anlamadım. Safiye kim?"
Derya "Anlamamana şaşırmadık ki" deyip gülmüştü. Heves'in normal şartlarda bunun üzerine laf sokmaya çalışmasi gerekirken susmuştu. Bu haline şaşırmiş olsam da şimdilik bir şey dememiştim.
Yonca"Safiye abla nâm salmıştı kaçışı ile. Eğer o tünel hâla duruyorsa-"
"Sadece benim ve Deniz için değil,sizin için de son şans olabilir kızlar"
Dudu"Bir dakka,bir dakka.. Sizin için de derken ne demek istiyoru?"
Saldalyemden kalkarak Dudu'nun yanına gitmiş,elini tutmuştum.
"Sizin içinde dışarıda bir hayat olacak diyorum"
Etrafı sessizlik bürümüştü. Ne yani hem bana yardım edip hem de onları arkamda bırakacağımi mı düşünmüşlerdi?.. Yani başlarda evet,arkamda bırakacaktım hepsini ama o zaman bi mezar için yapacaktım ve sonunu düşünmüyordum. Şimdi ise.. Şmdi ise her şey çok farklı. Deniz yaşıyordu. Ve bu cehennemden hep birlikte çıkacaktık.
Ayağa kalkmıştım.
"Ben buradan gittikten sonra sizi bu cehennemde o şeytanın elinde bırakmam,bırakamam. "
Yonca"Azra.. hepimiz çok tehlikeli oluruz. Yani olmaz. Sen git ve Deniz'ini bul. Biz burada başımızın çare-"
"Asla!!! Bu işte ya hep beraberiz ya hep beraberiz. Anladınız mı?"
Hasret yanıma gelerek elimden tutmuştu. Ona doğru dönduğümde gözlerinin dolduğunu fark etmiştim. Onu ilk kez böyle görüyordum. Titrek sesi ile konuşmaya başlamıştı.
"Bana burada aile oldun. Kızkardeş oldun. Kısacası her şeyim oldun. Senin için canımi bile veririm Azo'm. " derin bir nefes alarak devam etti.
"Ama bizim dışarıda bir hayatımiz yok,bir bekleyenimiz yok kanka. Bizim borumuz burada ötüyor. Dışarıda,burada ki insanlar gibi olamamak." susmuştu.
"Korkutuyor bizi" cümlenin sonunu Yonca tamamlamıştı.
"Kızla haklı konuşuyoru Azra. Ne etcez ki biz dışarlarda?"
Hepsinin bu umutsuz konuşmaları yureğimi dağlıyordu. Kardeş bırakılır mıydı? Aile bırakilır mıydı? Neden 'tamam o zaman gelmeyin' diyemiyordum?
Gözümden akacak yaşı elimin tersi ile silmiştim.
"Bana bakın!!"
Masamın üzerinde duran kitabı elime aldım.
67. sayfayı açarak orada duran kolaj haline getirdiğimiz fotoğrafı elime alıp kitabi yerine koymuştum. Fotoğrafa önce ben bikac saniye baktıktan sonra onlara uzatmıştım bakmalari için."İceriye zoraki soktuğumuz telefonlar ile ölümsüzleştirdiğimiz an'larımizi hatırlıyorsunuz değil mi?"
Gözümden bir damla yaş akmıştı.
"Ben orada olupta şu an aramızda olmayan kardeşlerimi hiçbir zaman unutmadım. Unutamam da. İnsan ailesini unutabilir mi? Ha Hasret? Dudu?"
"U-unutmaz" demişti Hasret.
"Peki ya birbirmize verdiğimiz o sözlere noldu? Onlari neden unutmuş gibi davranıyorsunuz? Birlikte,dışarıya çıkma hayalleri kurmuyor muyduk? Jale,İlgaz,Rüzgar hatta Deniz bile.. Her biri bu hayallerin parçasıydı. Ve onlar dışarıdalar. Duydunuz mu beni? Buradan hep beraber çıkıyoruz ve ait olduğumuz yere gidiyoruz. Söz verdigimiz gibi.."
Fotoğrafı onlara doğru tutmayi bırakıp masanın üzerine koymuştum.
"Azra"
"Söyle Derya"
"Söylediklerin de haklısın ancak.. Ancak dışarıda bir kaçak gibi yaşayacağız. Ne ola-"
"Ama hep birlikte olacağız. Üstesinden gelemeyeceğimiz hicbir şey yok kızlar. Bana değil,bize güvenin. BİZE" son sözü bastırarak söylemiştim.
Derya konuşmak için ağzını açmıştı ancak vazgeçip önune dogru dönmuştü.
Heves sessizdi.
"Heves" diye seslenmemle bana bakmıştı.
"Sen neden susuyorsun? Bir şey demeyecek misin?"
Önce kızlara teker teker bakıp sonra bana dönmüştü.
"Azra.. Ben .." susmuştu.
"Sen ne Heves?"
Bu hallerine alışkın değildim.
"Gönlüm buradan hepimizin dışarıya çıkmasından yana. Dışarıda o hayallerini kurduğumuz hayatı yaşamak istiyorum,evet. Ancak. Ancak kızlar da haklı. Kimsemiz yok. Nasıl olur bilmiyorum. Evimiz bile yok Azra,evimiz. "
Haklıydı.
"Ben size kalacak yer ayarlayabilirim." sesin geldiği yöne doğru bakmamla Lara'yı görmüştüm.
"Ulan sen ne yüzle geliyorsun buraya?" diyerek ona doğru atılan Hasret'in önüne geçmiştim.
Sadece Hasret'in duyacağı ses tonuyla "sakin" demiştim. Arkamı dönerek kapının ağzında duran Lara'nın gözlerinin içine bakmıştım.
"Sen bizi mi dinledin?"
"Biraz dinlemiş olabilirim"
"Niye geldin?"
Kollarıni iki yana açarak,omzunu silkmiş
"Yardım etmeye geldim" demişti.
"Senin yardımıni isteyen mi oldu lan Deve"
"Heves!!" diyerek uyarmıştım onu.
Lara"Siz beğenseniz de beğenmeseniz de ayni taraftayız."
Derya"Seninle aynı taraf olmaktansa şu an mezarda yatan Kudret'i öpmeyi tercih ederim"
"Kızlaar!!" Bu böyle olmayacaktı. Hepsi Lara'ya öfkeli ve kinliydi.
Lara'nın kolundan tutarak odamdan çıkartıp onun odasına doğru süruklüyordum. Kapıyı açıp içeriye doğru itelemeştim onu.
"Bi süre kızlara gözükme bence"
"Benim bi hatam yok Azra. Saklanacak birisi değilim."
"Ne için geldin odama?"
"Dedim ya.. Yardım etmek için" karşısına gecmiştim.
"Sana bir daha güveneceğimi nerden çikarıyorsun?"
Of'lamiştı.
"Yalan söylesem haklısın. Ama ben sana yalan söylemedim. Yeter Azra. Aç şu gözünü. Anladık bir anlığına kızdın ve kırıldın. Uzatma"
"Böyle mi üste çıkıyorsun?"
Alaylı gözlerle bana bakıyordu.
"Çocuk gibisin çocuk. Sen de bal gibi biliyorsun benim yardımıma ihtiyacının olduğunu"
"Hadi yaa.. Nerden anladın bunu?"
Duvara yaslanıp kollarını birbirine bağlamiştı.
"Tünel'den kaçmayı planladığını biliyorum. Ve bu plan için de beni büyütmüş sayılan Safiş teyzeme ihtiyacıniz olduğunu da biliyorum. "
Şaşırmıştım.
"Seni büyüten mi?"
"Büyütmüş sayılan."----------------------------------
Zerrinden;"Zerrin müdürüm.. Zerrin müdürüm"
Telsizden gelen Meltem'in sesi ile önümde ki laptopu kapatmıştım.
Telsizi elime alarak düğmesine basıp konuşmuştum.
"Ne oldu Meltem?"
"Zerrin müdürüm B1 Blok'a acil destek. Mahkumlar birbirlerine girdi. Tekrar ediyorum B1 blok'a acil destek"
Bunun için mi rahatsız ediliyordum yani..
"Bırakın.. Karışmayın siz" demiştim.
"A-Ama nasıl karışmayalım. Lara ve Azra tarafları birbirlerini öldürecekler. Ayırmakta güçlük çekiyoruz"
Göz devirmiştim. Telsizin düğmesine basıp tekrar konuşmuştum.
"Meltem. Bırakın birbirlerini yes-"
"Olanları duymuyor musunuz siz?" Lafımın bölünme sebebi kapıyı çalmadan bir hışımla içeri giren Melis'ti...
Yüz ifademi hic bozmadan arkama yaslanmıştım.
"Kapı çalma âdetiniz yok mu sizin?" Demiştim.
"B1 blok kargaşa içindeyken bana burada kapı çalmaktan bahsediyorsunuz. Bir şeyler yapmayı planlıyorsanız söyleyin bunu bizde bilelim"
O an telsizden Meltem'in sesi tekrar duyulmuştu.
"Zerrin müdürüm. Işler cok ciddi bir hâl almaya başladı. Mahkumlarda kesici aletler mevcut. Zerrin müdürüm. Tekrar edi-"
Elime telsizi alıp konuşmuştum.
"Destek ekip geliyor"
Melis zafer kazanmış edâsı ile bana bakıyordu.
"Her zaman başta yapmanız gereken hamleleri sonda yaptığınız için kaybediyorsunuz Zerrin hanım." Lafıni bitirdikten sonra çekip gitmişti.
Sinirle masaya vurmuştum.Elime telsizi de alarak çok beklemeden B1 blok'a doğru gidiyordum.
Sola dönmemle blok kapısının ağzına kadar taşmış bir kargaşa görmüştüm. Fakat ters giden bir şeyler vardı. Kapı ağzında duran ve kavga eden mahkumlar B1 blok'un mahkumlari değildi.
Telsizin düğmesine basmıştım.
"Oktay. Oktay nerdesin?"
Çok geçmeden cevap gelmişti.
"Kargaşa da yaralanan bir hastayı revire getirdim Zerrin müdürüm"
"Tamam. B1 blok'a dönmeden önce tüm bloklara geçiş kapılarının kapalı olduğundan emin ol. "
"Anlaşıldı"
Gelen cızırtılı sesle mikrofunun açıldığını anlamıştım. Fakat ses gelmiyordu. O an telsizimden de Oktay'ın sesi duyulmuştu.
"Zerrin müdürüm C blok kapıları hariç tüm blok kapıları kapalıydı. Şimdi C blok'un kapısını kapattım ve olay yerine geliyorum"
İşler garip bir şekilde seyrini devam ettiriyordu.
Kargaşaya doğru ilerlemiştim. Destek ekiplerde gelmişti.
B1 blok'tan içeriye girdiğimizde gözlerim Lara'yı bulmuştu. Ekipler ve görevli memurlar mahkumları ayırırken gözlerim Azra ve tayfasını arıyordu.
"Meltem" diye seslenmemle yanıma gelmişti.
"Buyrun Zerrin müdürüm"
"Azra ve tayfasi nerdeler?"
"Burada...." blok'a doğru kafasıni çevirip etrafa göz atmıştı. Çok geçmeden bana doğru dönmüştü.
"Burada olacaklardı"
Ellerimi yumruk yapıp sıkmıştım.
"Tüm mahkumları sıraya dizip sayım yapın. Hemen!!""33 son" mahkum sayımı bitmişti. Tüm memur ve destek ekip ile B1 bloktaydık.
Murat"40 kişi olması gerekiyor"
Oktay"Azra ve kızlar yok"
Melis yanıma doğru yaklaşıp sessizce konuşmuştu.
"Bunu verdiği bedeli ağır ödeyeceksiniz"
Söylediği söz ile ellerimi yumruk yapıp gözlerimi yummuştum. Sakin olmaya çalışıyordum.
Özlem"Ben tüm blok'u aratıyorum o zaman"
Gözlerimi tekrar açtığımda pis pis sırıtan Lara'yı görmüştüm.
"Dur Özlem!!" Herkes şaşırıp bana bakmıştı.
"Blok içinde aramana gerek yok. "
"Neden?"
"Çünku hapishane de değiller"---------------------------------
Azradan;"Hasret tut.. tut Dudu'nun elinden" demiştim.
Tünelin çıkışı hapishaneden 20 km uzaklıkta ıssız bi sokağa çıkıyordu.
Dudu"Gızz eyi tut elimden. Çıkamıyoruu ha"
Hasret"Daha ne kadar tutabilirim. İyice kendini salmışsın sende bana"
Derya"Dur dur bekle yardım edeyim" gülerek yanlarına geçen Derya'da Dudu'nun elinden tutarak çıkartmışlardı onu oradan.
Heves"Oh be artık özgürüz ha?"
Öykü"Yaşasssın"
Yonca"Şaka gibi.. Şu an burada olmamız grrçekten bir rüya"
Hasret"Ben en çok o Gerrin psikopatının suratıni merak ediyorum ha"
Hepimiz gülmuştük.
Heves"Amaan onu bunu bırakın da havaya yaslanın ve koklayın. Oh beeee buram buram özgürlük kokuyor havaa"
Gözlerimi kapatmış,Heves'in dediğini yapmıştım. Bu mutluluk bu heyecan paha biçilemezdi.. Artık Deniz'e bir adım daha yakındım.