''Mine. Mine. Mine. Mine. Mine...'' uzaklardan tanıdığım ve uzun zamandır duymadığım bir ses beni belkide en uyuz uyandırma şekliyle, hayatımın tek aşkı olan uykumdan alıkoymaya başlıyor.
''Kimsin ve telefon numaran.'' diye mırıldanınca tanıdık bir kahkahayla tek gözümü açıyorum.
''Hass...'' Ulaş?
''Küfür etme.''
''...binallah ya. Sende beni iyice küfürbaz belledin. Yuh ulan ne işin var burada senin!'' Yatakta doğrulup bir türlü açılmayan diğer gözümü avucumla ovuşturup açıyorum.
''Asosyal kuzenimi asosyal hayatından çıkarıp dünya denilen bir gezegene sokmaya geldim.'' diyor ve geniş odamın, geniş kapısının yanındaki geniş duvarda dayalı geniş dolabımın geniş kapaklarını açıyor. Bir daha geniş demeyeceğim. Allah'ım yine dedim!
''Amcam bizi tatile götürecekmiş. Ailecek gidiyoruz. Ailecek.'' Dolabımdan mavi bir elbise seçip yatağın üstüne bırakırken devam etmesini bekliyorum.
''İnanabiliyor musun? Ailecek.''
''Tamam anladım. Sonra?''
''Ailecek gittiğimiz tatilde senin yanından bir dakika bile ayrılmama sözüne karşılık ikimizde yanımıza birer arkadaş alabiliyoruz. Bir dakika, bir dakika.'' Duraksayıp devam ediyor.
''İnanabiliyor musun? Bir dakika.''
''Anladım Ulaş.'' diyorum bıkkınca. Bana bir kot ceket seçerken devam ediyor.
''Ben yanıma Seçkin'i alacağım. Zaten sende şu cırtlak kız yok mu, hala onunla mı takılıyorsun neyse işte onu alacaksın.'' Kıyafetlerimi ayarlayıp yatağıma dönüyor. Üstümden yorganı çekip beni kucaklıyor.
''Cırtlak kız dediğin benim tek arkadaşım Ulaş Bey. Telefonda öyle kaydettim diye ismi öyle olmak zorunda değil. Onun bir adı var.''
''Kızım biz üç yıldır sadece internetten konuşuyoruz seninle. Nereden bileyim cırtlak kızın adını. Tüm hesaplarında ismi de cırtlakız yazıyor zaten.''
''Onun adı Selin. Sende ona asılan kişisin.'' kahkaha atıyor. Oha kahkaha attı. Ulaş Karaman kahkaha attı.
''Cırtlak kıza mı asılıyormuşmuşum neymiş?'' Ulaş'ın zekzi kahkahalarını duyan annem mutfaktan başını uzatıyor.
''Yenge ben cırt- Selin'e asılıyor muşum.'' Annem gülümsüyor ve başını aşağı yukarı sallıyor.
''Asılıyorsun. İnternette yazışmalarınızı okudum.'' Annem benim kafadan. Ulaş'ın gülümsemesi donakalmışken omzunu cimcikliyorum. Titremeyle kendine geliyor.
''Kucağında bacaklarını kullanamayan bir kız taşıyorsun bu gerçekle beni fırlatırsan ayaklanırım.'' Gülümsüyor ve başını umutsuz vaka olduğumu bilerek iki yana sallayıp beni banyoya götürüyor. Bir dizini duvara dayayıp dizinde oturmamı sağladıktan sonra havluyu dizlerime seriyor. Ben musluğu açıp ellerimi yüzümü yıkarken telefonuyla Seçkin'e mesaj yolladığını görüyorum.
Banyoda işimiz bittikten sonra beni odama getirip yatağıma bırakıyor. Ardından çıkıp kapıyı örtüyor. Ben pijamalarımı çıkartıp elbisemi giymeyle uğraşırken Ulaş'ı çağırıyorum. İçeri girip giyinmeme yardım ediyor.
''Dışarıya fırına gidecem. Seni de götüreyim de iyice açıl.'' dedikten sonra beni sandalyeye oturtup ayakkabılarımı ayağıma geçiyor.
''Yengemler içeride mi?''
''Annemle yengem mutfakta, amcamla babam salondalar. Eşlerine çok bağlı insanlar.'' Diyor gözlerini kısıp alaycı bakışlarıyla beni süzerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGEL
Teen Fiction''Olmaz Gece, yapamayız. Daha ne kadar götürebiliriz ki?'' ''Gider! Sonuna kadar gider! Sen ne dersen de senden asla bıkmam ben.'' ''Sana istediğin hiçbir şeyi veremem.'' ''Senden bir şey istemiyorum ben. Sadece birlikte olalım yeter.'' ''Gece ben y...