"Nereye dedin?"
"Çilek toplamaya! Babam, bana korede bir sürü çilek tarlası olduğunu söyledi. Belli bir ücret karşılığında istediğin kadar çilek topluyormuşsun. Burada da çilek tarlası var. Sadece biraz uzakta. Lütfen, Jungkook götür beni"
Kolunu tutmuş yerimde zıplayıp çekiştirmiştim. Memnun olmadığı kaşlarını çatmasından anlaşılıyordu. Yüzünde ise keyifsiz olduğunu açıkça belli eden ifadesi vardı.
"Huysuzluk yapmasana! Tamam, anlıyorum, benden pek haz etmiyorsun ama söz ağzımı açmayacağım. Bugün taciz de etmeyeceğim seni. Sadece çilek toplayıp geleceğiz"
"Bilemiyorum, Taehyung..."
"Lüüütfeeeen"
Dudaklarımı büzmüş, parmak ucuna yükselip burnumu çenesine değdirmiştim. "Lütfen lütfen lütfeeen"
Yavru köpek bakışlarımı gözlerine kilitlemiş, yerimde hafifçe sallanmaya başlamıştım. Şirin bir Taehyung'a kimse karşı koyamazdı.
"Ah! Pekala"
"Ay oha kabul ettin!"
Dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım sertçe. Kısa bir öpücükten sonra geri çekilmiş, koşturarak odama girmiştim. Krem rengi hasır sepeti dolabımın yanından almış yatağımın üzerinde duran çantamı da alıp koşturarak çıkmıştım odadan.
Jungkook, koridorda olmadığına göre aşağıya inmişti. Hızlı adımlarla merdivenlerden inmiş, dış kapıdan çıkmak üzere olan Jungkook'a yetişmiştim.
"Ben süreceğim" anahtarı avucundan alıp arabayı açmıştım ama elimden çekmiş, belimden kavrayıp kolunun altına sıkıştırmıştı bedenimi. "Yah! Bıraksana!" yere değmeyen bacaklarımı sallayarak kurtulmaya çalışmıştım ama tüy kadar halimle pek bir işe yaramamıştı. Arabanın kapısını açtığı anda beni yere bırakmış, kendisi binip kapısını kapatmıştı.
"Sen tam bir şerefsizsin!"
Zaferle sırıtırken orta parmak çekmişti. Arabanın kapısına tekme atmış ve eve koşmuştum. Babam evde olduğuna göre onun arabasını alabilirdim.
Anahtarı askılıktan almış ve dışarı çıkıp babamın arabasına doğru yürümüştüm. Jungkook'un gözleri ve ağzı şaşkınlıkla açılmıştı. Ben de zaferle sırıtmış ve arabaya bindiğim anda, karşımda duran arabanın içindeki bedene orta parmak çekmiştim.
Nereye gideceğini bilmediğinden beni takip etmek zorunda kalacaktı. Fazlasıyla egolu ve baskın bir kişilikti. Beni takip etmenin ve arkada kalmanın onu sinirlendireceğine emindim. Bu da beni ölümüne mutlu edecekti.
•••
Arabayı tarla girişinin çaprazında kalan bir yere park etmiş, sepetimi yan koltuktan alıp, inmiştim. Benimle aynı anda arabadan inen Jungkook'un yanına zıplayarak ilerlemiştim.
"Koca bebeğim biraz sinirli gib-"
Sözümü tamamlayamadan sırtım arabanın kapısı ile buluşmuştu. Jungkook'un dudakları dudaklarımın üzerine kapandığı anda ensesine tutunmuş, ani başlayan sert öpüşüne aynı sertlikle karşılık vermiştim.
"Ne içindi bu?"
Burnu, burnuma sürtünmüştü. Ellerimi ensesinden göğsüne indirmiş, sıkı göğsünü okşamıştım. "Kimin patron olduğunu anlaman için"
"Anlayamadım. Bir daha yapsana"
Geri çekileceğini sanmıştım ama tekrar dudaklarıma uzanmıştı. Bu sefer yavaş başlayan öpücüğümüzü kısa sürede sonlandırmış, memnuniyetsizce mırıldanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanficŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]