Kim Taehyung.
Umursamaz, çapkın, aykırı ve arsız.
Her gün okul müdürümüz Bay Kang'ı sinirden delirten kırmızı, parlak saçlara sahip. Kıyafetlerinin rengi ise dikkat çekici saçlarının aksine her zaman baştan aşağıya siyah ve bütün bu "kötü çocuk" görüntüsüne yakışmayacak şekilde, sürekli elinde çilekli süt kutusuyla geziyor. Basketbol takımının kaptanı, belki de başarılı olduğu tek konu bu. Son sınıf öğrencisi olmasına rağmen, dersleri bir ilkokul öğrencisinden bile kötü ve üniversite kaygısı yok. Okul bahçesinde sigara içmekten dahi çekinmiyor, yakalanma korkusu yok. Aynı zamanda o, aletine isim verecek kadar deli.
En yakın arkadaşım Jennie onun arkadaşı Yoongi ile çıkmaya başladığından beri, aynı ortamda denk gelmek ve birkaç kez birlikte takılmak zorunda kaldık. Ondan hoşlanmıyordum, herkesle alay etmesinden ve arada üzerimde gezindiğini hissettiğim bakışlarından hoşlanmıyordum. Ben onun peşinden koşan, altına girmek için imkanları olsa ruhlarını bile satacak olan o kızlardan değildim.
Ben kim miydim? Ben sadece, dersleriyle ve okul gazetesi başkanlığıyla kafayı bozmuş bir son sınıf öğrencisiydim. En büyük hayalim gelecekte iyi, tanınmış bir gazeteci olabilmekti. Bu yüzden liseye geldiğimde katıldığım ilk -ve tek- kulüp gazetecilik olmuştu. Hoseok, Rosé ve benden oluşan üç kişilik küçük bir ekiptik belki ama her hafta olay yaratacak haberler bulabilmeyi başarıyorduk. Ayrılan çiftler, yeni başlayan ilişkiler, partilerde sarhoş olarak kendini rezil edenler, yemekhane çalışanlarının dikkatsizliği yüzünden tabaklarımızdan çıkan böcekler genel olarak gazetemizin değişmeyen haber başlıklarıydı. Birkaç öğretmen çıkarttığımız gazetenin okul için uygun olmadığını, bizim sadece magazin haberi yaptığımızı söylemiş ve gazeteyi kaldırmak istemiş olsa da, okul müdürümüz en değerli öğrencisini, yani beni kırmayarak devam etmemize izin vermişti.
Gazetenin en dikkat çeken köşesi ise şüphesiz, öğrencilerle yaptığımız röportajlardı. Her hafta okulun en popüler öğrencilerinden biriyle röportaj yapıyor, onların bilinmeyenlerini ortaya çıkarıyorduk. Bu elbette okuldakilerin oldukça hoşuna gidiyordu, çünkü onlar için değerli olan birçok bilgiyi bizden öğreniyorlardı. Mesela okulun sevimli çocuğu Park Jimin'in pembe renkteki saçlara olan zaafını herkes bizim gazetemizden öğrenmişti ve ertesi gün okuldaki onlarca kız, Jimin'i ayartabilmek uğruna okula saçlarını pembeye boyatmış bir halde gelmişlerdi. Bir an da bütün okul yürüyen birer pamuk şekere dönüşmüştü, oldukça komik bir olaydı.
Ah, tabiki bir durum daha vardı ki, başarılı gazetecilik hayatımızdaki adeta koca bir kara lekeydi. Herkesin en çok istediği, hatta onunla röportaj yapmamız için bize yalvardığı kişiyi, Kim Taehyung'ı asla ikna edememiştik. Gururumu ayaklar altına alarak onunla yüz yüze dahi konuşmuştuk fakat o kendini beğenmiş pislik sadece gülmüş ve cevap dahi vermeden yanımdan gitmişti.
Fakat... Tanrı beni seviyordu ve hiç beklemediğim bir zamanda önüme Taehyung'u röportaj yapmaya, hatta belki de daha fazlasına ikna edebileceğim mükemmel bir koz düşürmüştü ve ben de, tabiki bunu ona karşı sonuna kadar kullanacaktım.
•
Kim Taehyung メ Lalisa Manoban
Beğenmeniz dileğiyle,
—Carmen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries and cigarettes
Fanfictionlalisa manoban, şimdi seni bütün okulun önünde öpeceğim ve sen, bu haftaki okul gazetesinde kendi haberini yapmak zorunda kalacaksın.