*Nefes'ten*
Sus Nefes sus." Dedi. Pizzaları bitirdik. Ve odamıza geçip sevdiğim adam ile uyumaya başladım. Kokusu huzurdu benim için.
Sabah yine sevdiğim adamın kollarında uyandım. Düşünmesi bile beni heyecanlandırıp, mutlu ediyor.
Bu sefer her sabahınkinden farklı bir şekilde uyanmıştım. Boynuna burnumu gömmüş, elim sıkıca bedeninde sarılıydı.
Yataktan kalktım ve lavaboya girip, elimi yüzümü yıkadım. Aşağıya inip kahvaltı hazırladım. Çayın da demlendiğinden emin olunca yukarıya, Tahir'i uyandırmak için çıktım. Hâla uyuyordu. Yatağın kenarına oturdum ve biraz yüzünü inceledim. Her gün incelediğim gibi.
Biraz yaramazlık yapmaktan zarar gelmezdi bence, diyip sinsice sırıttım. Kapının oraya gittim. İyice geridiim. Koştum, koştum, koştum vee güm!
Yatağa zıpladım. "Allaaah! Noluyo laaan! Hii kesin deprem oluyor! Abooww! Kal kal kalk kalk kalk!" Diyip elimden tuttu ve aşağıya çekiştirmeye başladı.
Onun bu hallerine gülmemek elde değildi. Elinden tuttum ve kendime çektim. Aramızda çok az mesafe vardı. "Şşşş. Sakin ol. Sadece şaka yaptım." Dedim kahkahalarımın arasından. Ters ters bana baktı ve "Komik miydi şimdi bu Nefes Hanım?" Dedi. Hâla korkuyordu. Belliydi.
"Ya ama napiim. Her sabah klasik uyandırmaktan bıktııım." Dedim isyan edercesine. Yanağımdan makas aldı ve "Tamam güzelim. Atar yapma hemen." Dedi sırıtarak. Benim moodum iyice bozulmuşken, bu sefer o iyice sırıtıyordu. Kahkaha atarak yukarı çıktı. 10 dakika sonra aşağıya indi. Kahvaltımızı yapıp salonda oturduk. Saat daha erkendi. Bu gün hafta sonu olduğu için işe gitmemişti. Hoş. Zaten gitmiyordu ya.
Bulaşıkları hal ettikten sonra ben de yanına oturdum. Film izlemeye başladık. Saat 2'ye geliyordu. "Tahir." Dedim ona bakarak. "Nefees." Dedi benden cevap beklercesine. "Benim canım çok sıkılıyor. Bir şeyler yapalım mı?" Diye sordum. "Olmaz canım. Bu gün bir şey yapamayız." Dedi bana bakarak. Kaşlarımı kaldırdım ve merak edercesine "Niye kii?" Diye sordum. "Çünkü bu gün önce sizin konağa, sonra da bizim konağa gidicez güzelim." Diye cevapladı. Ellerimi çırptım ve "Hiii! Gerçekten mii?" Diye sordum. O da yine beni taklit etti ve ellerini çırparak "Gerçekteeen!" Dedi. Onun bu hallerine güldüm ve hemen boynuna sarıldım.
Sonra koşarak yukarı çıktım ve hazırlanmaya başladım. Üstüme bir tişört ve yırtık pantolon geçirdim. Altıma da o vaz geçemediğim, beyaz spor ayakkabılarımdan bir tanesini giydim. Üstüme de fazla kalın olmayan, uzun kabanımı geçirdikten sonra, dalgalı olan saçımı açtım ve büyük bir kısmını yana attım. Lavanta kokulu parfümümü de sıktıktan sonra lavabodan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afitâb 🌸🕊
Fiksi RemajaKaleli'lere, abisi ölmesin diye gelin gelen Nefes çiçeğimizin hikâyesi.🌸 . . "Afitâb ne demek?". Diye sordu genç kadın. Kelimenin anlamını bilmiyordu. "Eski Osmanlıca'da "Güneş". Demek". Dedi adam. Kadın bu kelimelerin ardından gülümsedi. Tahir on...