Medya:Passenger/Let Her Go
•••
Bakışlarımı tavandan çekip karşıya yönlendirdim.Tam oturduğu koltuğa.İşte o anda aklıma bir şeyler dank etti.İşten gelmemiştim,evimde değildim,burası benim yatağım değildi ve en önemlisi de ben yalnız değildim.Ben Park Chanyeol'ün önünde kendimi parmaklıyordum.Ben defalarca onun gözünün önünde ona muhtaç olduğumu göstermiş,onun adıyla inlemiştim ve ben bakışlarımı menilerini bulaştırdığı kaslı göğsünden çekip gözleriyle buluşturduğumda dakikalardır yapamadığımı saniyeler içinde yapmıştım.Onun adını sayıklayarak boşalmıştım.
•••Gözlerimi gözlerinden çekemiyordum.Elim ayağım titriyordu.Şimdiye kadar kimsenin gözünün önünde böyle bir şey yapmamıştım.Dahası o kimse değildi.Benim için hiçbir zaman sıradan bir kimse olmamıştı.
"Sen cidden mükemmelsin..."başımı yatak başlığına yasladım.Baygın baygın ona bakıyordum.
"Yorgunum Chanyeol...Yoruldum."Yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle altında ki pantolonunu çıkardı.İleride ki çoklu çekmecelerin birinden peçete çıkartıp içinden 1 tane aldı.Peçeteyi kaslı göğsünde dolaştırıyor bulaşmış menilerini siliyordu.İşi bittiğinde peçeteyi küçük çöp kutusuna attı.Her bir hareketini gözlemliyordum.
Gözlerim vücudunda geziniyordu.Onu izlemeye o kadar dalmıştım ki yanıma gelip sırtını yatak başlığına yasladığını ardından omzumu öpmeye başladığını çok sonradan kavrayabildim.Minik minikti öpücükleri.İşini bitirmiş olmalı ki yüzünü omzumdan kaldırdı.Elini saçıma koydu.Yavaş yavaş okşuyordu saç tutamlarımı.
"Çok mu yoruldun meleğim?"dudağımı büzüp başımı salladım.
"Bu halin çok savunmasız Baekhyun.Pençelerin,iğneleyici sözlerin,hırçın tavırların,keskin gözlerin yok.Aksine bir bebek gibisin.İlgi bekleyen minik bir bebek."Bir eli saç tutamlarımdan yanağıma indi.Bana bebek dediği için kızmam gerekirken yanağımı eline yasladım.
Karşısında tamamen soyunmuştum.Bu kıyafetten ibaret değildi.Kendimi koruma amaçlı var ettiğim duvarlarımı yıkmıştım-şu anlık-.Bundan ötesi yoktu.
Başımı göğsüne yasladım.Parmağımı kuş dövmesinde gezdiriyordum.
"Bunun hikayesini hâlâ anlatmadın."Bir sessizlik oldu.Dakikalarca hiçbir şey dememişti.Göğsü rahattı ve benim uykum vardı.Boğazını temizlediğinde soruma cevap verecek sanmıştım.
"Seni yıkayayım."Onu zorlamak istemiyordum bu yüzden bu konuyu tekrar rafa kaldırıp başımı salladım.
Bedenimi kucağına alıp yataktan kalktı.Beni bu kadar kolay taşıyabiliyor olmasına üzülüyordum.Uzun olsaydım,kaslı olsaydım,çok daha erkeksi yüz hatlarına sahip olsaydım belki onun yerinde ben olabilirdim.Onu taşıyabilirdim.Seme de olurdum.Aklıma dolan düşüncelerle gülümsedim.
Ayaklarım soğuk zemine değdiğinde gülümsemem soldu.Etrafımı inceledim.Gri tonunun hakim olduğu bir banyodaydım.
Chanyeol küvetin tıpasını takmış suyu ayarlıyordu.Uzunca bir süre vücudunda gezdirdim gözlerimi.Hatta işi bitip bana döndüğünde dahi çekmemiş yüzüne bir sırıtış eklemesine izin vermiştim.
"Vücuduma bayıldığını biliyorum güzelim."Bu bir gerçekti.Ondan saklayacak değildim.Küvete kurulurken onu cevapladım.
"Evet fazla seksi.Vücudunu seviyorum."eğilip alnımda ki saçlarımı yana yatırdı.Dudakları için açtığı boşluğa pembeliklerini uzunca bastırıp geri çekildi.Adımlarını kapıya yöneltti.Ne yani ben yalnız mı banyo yapacaktım?Hadi ama!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Byun Company And Park Company
Fanfiction"Baekhyun sana kıçını kaldırıp şirketi kurtar dedim.Git Park Chanyeol'ün altına yat demedim!" "Ama zamanında şirketi kurtarabilmek için babamda Bay Park'ın altına yatmış!"