(Mira)
Şu an utancımdan her dakika yerin içine girme isteğim artmasına rağmen hala burda, Taehyung'un üstündeydim. Ayrıca bu yetmezmiş dibi dudaklarımız da üstüste duruyordu.
Allh'ım lütfen hepsi bir rüyadan ibaret olsun.
Lütfen.
Lütfen....
Ama hayır hiç biri rüya değil hepsi tamamen gerçek ve yaşanıyor.
Aklımdaki bütün düşünceleri bir kenara atıp hızla üzerinden kalktım. Vücumdaki bütün kanın yanaklarıma akın ettiğini aynı zamanda da vücut ısımın tavan yaptığını bütün varlığımla hissedebiliyorum.
Benim kalkmamla Taehyung da ayağa kalktı. Benim içindeki utanmayla kafamı önüme eğim kelimelerimi acemice sıraya koymaya çalıştım.
"Şe-şey be-ben şey ö-özür di-dilerim.
İs-istemeden ol-oldu."Ani bir cesaretle kısa bir süre sadece birkaç saniye için gözlerinin içine baktım. Önemli değil dermişçesine kafasını hafifçe salladığını gördüğümde, kafamı tekrar eğdim.
"Şey, şey i-iyi geceler. Ben gi-gidiyim. "
" İyi geceler. "
Hızla arkamı dönüp uzaklaştım yanından. Kalbimin atışlarının kulaklarımda attığını hissederken az önceki halimiz aklıma geldi ve kendimi istemsizce gülümserken buldum.
Yanağıma yavaşça tokat atıp kendime gelmeye çalıştım. Karşıma çıkan parkı görünce oraya ilerleyip salıncakların birine oturdum ve ayaklarımla yavaşça ileri geri sallanmaya başladım.
Tam olarak ne düşüneceğimi bilmiyorum ama hayatım boyunca ilk defa kalbimin böylesine hızlı çarptığı biliyorum. Ama neden?
Neden kalbimin atışları değişmiyor?
Utandığım için mi? Daha önce Kağan ile birlikteyken bile böyle olmamıştım, utansam da yakınlaşsam da... Peki ya şimdi bütün bunların bir tanımı, açıklaması var mı?
Çantamdaki titreşen telefonla dünyaya dönmeyi başardım..
"Efendim anne."
"Kızım kaç kere aradım cevap vermeyince endişelendim. Eve gelmiyor musun? Saat ilerlemeye başladı."
"Geliyorum anne. Ablam evde mi?"
"Evde evde sabah geldiler. Geç kalma."
"Tamam evde görüşürüz."
Yavaş adımlarla parktan ayrıldım. Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından kendime ait olan müstakil evimize vardım. Kapıyı zile basmadan tıklattım. Çok beklemeden kapıyı endişeli görünen annem açtı.
"Nerde kaldın?"
"Hiç sadece parkta oturdum biraz. Ablam nerde onunla konuşmak istiyorum."
"Yukarda odasında."
Kafamı daha fazla konuşmadan onaylamak için salladım ve merdivenlerden yukarı çıktım. Yavaşça kapıyı tıklattım.
"Abla müsait misin?"
"Gelsene Mira."
"Nasılsın abla?"
"İyiyim. Sen nasılsın?"
"İyiyim sanırım."
"Ne soracaksın sor hadi."
"Nerden anladın soru soracağı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü ๛ KTH
Fanfiction" Biri sana uçabilmek için kanatlarını nasıl kullanacağını öğretir. Uçmaya onunla devam edersin. Ama sonra etrafına bir bakarsın ki kanatlarını senden koparıp gitmiş. İşte o zaman sen hızla yere çakılırsın, ve kendini düşmekten kurtaramazsın. " Başl...