Ege'nin telefonu~Deniz'im görüntülü arıyor...
Deniz'in telefonu~
Ege görüntülü aranıyor...
Aramayı başlattıktan yaklaşık 15 saniye sonra telefon açıldı. "Telefonumu en hızlı açan insan olarak tarihe geçtin." Dalgaya vurarak kurduğum bu cümleden sonra kulağımı gülüş sesi doldurdu ve bu ilahi gülüş sesi dudaklarımı yukarıya kıvırmama sebep oldu. Kafamı ekrana dönünce gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü, gülüşüm yavaşça soldu ve beynimin çalışmayı yitirdiğini hissettim.
Gördüğüm şey Ege'nin köprücük kemikleriydi! O kemikleri görünce "Oha!" tepkisini vermekten alı koyamadım kendimi. Onu göremesemde suratının aldığı şekli parmak uçlarımda hissetmiştim sanki. "Ege, onlar nasıl köprücük kemikleri? Yemin ederim onlara su koy, iç." Karşıdan ufak bir kıkırdama sesi geldi, sonra da mekanik Google yapay zeka sesi!? "Beğendin mi?" dedi. Yani yapay zeka. "Beğenmek mi? Oğlum onlar kemik değil. Onlar belediye çukuru. Ayyy feels yeminle. Anonimime düştüm. Hay ben böyle işe sıçayım." Küfür ettiğimi fark edince ellerim bilinçsizce ağzıma gitti. "Ağzın hep böyle bozulsun Deniz'im. Küfür etmek sana çok yakışıyor." Ne? Yakışıyor mu dedi o? Allah'ım aklıma mukayyet ol lütfen!
"Sen iste yeter anonim."
"Deniz bana köprücük kemiklerini gösterir misin?" Üstünde bir şey olmadığı için boğazındaki âdemelmasından başlayarak göğsünün yarısına kadar görünüyordu. Âdemelması o kadar belirgindi ki, telefona elimi sürüp okşasam âdemelmasının çıkıntılı kavisi elimin içinde kayacak gibi görünüyordu. "Ne? Ege saçmalama. Nasıl göstereyim?"
"Deniz omzu açık kazağın yok mu?"
"Mantıklı fikir. O zaman görüntüyü kapatayım sende bana bir şeyler anlat."
"Tamam"
"Bekliyorum Ege,"
"Bir gün küçüklüğümün geçtiği evin yakınlarında bir parka gitmiştim," dedi mekanik ses. "O parkı ayrı severdim. Ki hâlâ arada giderim. Parka girdim, ama böyle ağır abi triplerindeyim. İşte parkın kapısından geçtim, içeriye girdim." Mekanik ses anlatırken ben üzerimi giyinip kamerayı açmıştım. Kamerayı açtığımda ses duraksadı. "Devam et," o ilahi sesiyle beni onaylamak adına bir mırıltı çıkardı. "6 yaşında falanım, böyle küçük bir çocuğum. Ama acayip coolum. Polat Alemdar kospilav olarak düşün." Kospilav mı? Yapay zekaya kospilav mı dedirtti bu çocuk. Allah'ım hiç normal şeyler olmuyor. "Ege, yapay zekaya kospilav dedirttin mi gerçekten? Oha yani. Neyse devam et." Gülerken onu dinleyemeye devam ettim.
"Parkta bir oyuncak vardı. Böyle hızlı hızlı dönüyordu. Hani sen çevirirsin o döner ya. Böyle kusanlar olur orada. Dedim ki 'Gayet coolum neden bunlardan çevirip daha da cool olmuyorum?' Hani bilek gücümü kanıtlayacağım aklım sıra. O zamandan arkadaşlarım; Ekin, Anıl, Yağmur, Batu ve Ali bindi alete. Çevirmeye başladım, her şey normal seyrinde. 'Tamam, yeter bu kadar' dediler ve bıraktım. Bu alet durdu. Anıl benim önümdeydi. Bir adım attı bana doğru. Adım atmasıyla üstüme kusması 3 saniye sürmedi bile. Kitlenmiş gibi 37 saniye üstüme kustu ve ben haraket edemedim. İyice midesini boşalttı. Kusmuklu açık ağzıyla bana bakmaya başladı. Dakikalarca birbirimizi izledik. Sonra dedim ki 'Anıl, kardeşim ya şimdi kaç ya da seni döveceğim.' Çocuğa nasıl bir korku verdiysem anında koşmaya başladı. 3 sokak koşturdum onu. En sonunda gerizekalı evine girdiği için bir şey yapamadım ama hâlâ sinirliyim o çocuğa." Beni öyle bir gülme krizi tutmuştu ki. Nefes alamıyordum. Sonra artık tanıdığım o ses geldi "Boğulacaksın az gül," Şimdi ne yalan söyleyeyim Translate ablamız haklı. O bana birkaç anısını daha anlattı sonra rahatsız olduğum için telefonumu yatağın yanındaki prize taktım ve yan konuma getirip Ege'nin beni görebileceği bir hizada yatağıma uzandım. Ege de benim gibi yapmıştı.
O bana bir sürü şey anlattırdı. Bu sırada uyku beni kendine doğru çekmiş, hatta içine dahi almıştı. Bilincim iyice siyaha gömüldü ve her şey sustu.
Yazdığım en uzun bölüm oldu. Değişik oldu. Ne desem bilemedim ya. Gidiyorum ben
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur |texting
RomanceAnonim: Hadi dışarıya çık. Deniz: Neden? Anonim: Yağmur yağıyor Deniz, sen seversin yağmuru. Hadi dışarı çık. 💫 "Deniz beni kalbine kabul eder misin, güzelim?" "Ederim anonim, ederim."