Tahir arabaya bindi ve eve doğru yol aldı. Nefes eve gelmişti. Anahtarı çıkardı ve içeri girdi. Gördüğü manzarayla şok olmuştu. 'Keşke hiç gelmeseymişim' diye geçirdi içinden.
Çünkü eve geldiğinde, her yer her yerdeydi. Dün, Tahir evi çok dağıtmıştı. Her yeri yıkıp, dökmüştü. Toplayan da olmamıştı. O yüzden içerisi savaş alanı gibiydi. Nefes yüzünü buruşturdu. Sonra salona baktı. Asiye, Mustafa ve yangazlar oradaydı. Herkes ile tek tek sarıldı. "Tahir nerede?" Dedi ortaya. Kimseden çıt çıkmadı.
Sonra birden kapının açılma sesi geldi. Herkes o tarafa bakarken, Nefes de görmüştü Tahir'in geldiğini. O kadar aşıktı ki o adama. Gülümsemeden edemedi. Tahir cephesinde de olaylar farksızdı. Sevdiği kadını görünce gülümsemişti.
Birden hiç kimseye bir şey demeden, Nefes'in elinden tuttu ve arabaya doğru ilerledi. "Tahir, napıyorsun ya?! Bırak!" Dedi ama Tahir dinlemedi. Kapıdan çıkarken"Yangazlar! Evi toplayın lan. Yengeme iş yaptırmayın, sikerim sizi. Yenge! Sen de kılını kıpırdatma kurban olayım" dedi.
Uzun zaman sonra, tenleri birbirine değince ikisi de ürperdi. İkisinin de midesinde kelebekler uçuştu. Tahir, kızı arabaya bindirdi ve sürmeye başladı. "Nereye gidiyoruz Tahir?" Dedi kadın. Çok normal çıkmıştı sesi. Tahir garipsedi ve kadına baktı. "Gerçekleri öğrenmeye gidiyoruz Nefes'im." Dedi adam.
Bir süre sonra araba durdu. Mercan, hâla Tahir'in bıraktığı yerde, bir ileri bir grri yürüyüp duruyordu. Tahir arabadan indi ve Nefes'i de indirdi. Elini tutarak, Mercan'ın yanına gittiler. Tahir direkt "Anlat Mercan." Demişti. Nefes kaşlarını çatmış, olayları analamaya çalışıyordu. "Ben yaptım." Dedi. Güzel kadının kaşları iyice çatılmıştı. "Neyi sen yaptın Mercan? Ne oluyor burada?" Dedi. Hiç bir şeyi anlamıyordu. "Mercaaan! Anlat dediim!" Diye kükredi adam. Artık Nefes'in gerçekleri bilmesini istiyordu. Çok ayrı kalmıştı sevdiği kadından. Hasretinden, yanıp tutuşuyordu. Sarılmak, kokusunu doya doya içine çekmek istiyordu artık sevdiğinin.
"O mesajları ben attım Tahir'e. Oldum olası onu sevmiştim. Seninle evlenmesini kendime yediremedim. Çok sevdim onu. Sizi ayırmak istedim. Belki seninle ayrılınca, beni görür zannettim. Yanılmışım." Dedi. Gerçekleri bir bir anlattı karşısında duran iki insana. Nefes hepsini, şaşırmış, sinirlenmiş, ve utanarak dinlemişti. Şaşırdı çünkü, Mercan'ın nasıl böyle bir şey yapabildiğini aklı almadı. Sinirlendi çünkü, onun salak oyunu yüzünden, sevdiği adamdan ayrı kalmıştı. Kokusundan, göğsünden, gözlerinden. Utandı çünkü, sevdiği adamı dinlemedi. Yargısız infaz yaptı ona karşı.
Nefes, Mercan'a bir tokat attı. "Sen nasıl bir kadınsın ya? Onu sevdim diyorsun. İnsan sevdiğine böyle mi yapar Mercan? Ulan ben sevdiğim adama bakmaya kıyamıyorken, sen onu benden nasıl ayırırsın Mercan?! İnsan sevdiği kişiye acı çektiri mi? Onun yıkılacağını bile bile, nasıl böyle bir şey yaparsın sen ya nasıl!?" Dedi Nefes. "Seni Allah'a havale ediyorum Mercan. İnşallah bir daha böyle saçma sapan bir oyun oynamaya kalkışmazsın." Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Bir anda durdu ve, Mercan'a dönüp "Haa bu arada, kocamdan ve benden uzak dur." Dedi.
Sevdiği adamın elini tuttu ve araba bindiler. Nefes bunları söylerken, gözleri dolmuştu. Mercan zaten ağlıyordu. Tahir ise karısını izlemekle meşguldü. Arabaya binip, eve gitmeye başladılar. Araba da hiç kimse konuşmuyordu. Eve geldiklerinde, hiç kimse yoktu. Her yer toplu ve düzenliydi. Hiç bir şey olmamış, sanki ev hiç savaş alanına dönmemişti. Nefes, adamın elinden tuttu ve odalarına gitti.
Odalarına gittiklerinde, kadın adamın elini bıraktı ve başını aşağıya eğdi. Adam ise sadece, karısına bakıyordu. Kaç gündür mahrum olduğu güzelliğe, yeşillerine bakıyordu. Aynı zamanda da gülümsüyordu. "Nefes." Dedi adam. Sevdiği kadının adını ağzına almak, ilk defa bu kadar anlamlı gelmişti. Kadın kafasını kadırıp, sevdiği adama baktı. İksi de birbirlerine hasret ile bakıyordu. "Tahir. Tamam bir şey deme. Özür dilerim. Seni dinlemeden, etmeden tepkimi ortaya koydum. Hata yaptım." Dedi. Tekrar başını öne eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afitâb 🌸🕊
Teen FictionKaleli'lere, abisi ölmesin diye gelin gelen Nefes çiçeğimizin hikâyesi.🌸 . . "Afitâb ne demek?". Diye sordu genç kadın. Kelimenin anlamını bilmiyordu. "Eski Osmanlıca'da "Güneş". Demek". Dedi adam. Kadın bu kelimelerin ardından gülümsedi. Tahir on...