Multi Nefes çiçeem 😍🌸sevgilineftah'a ithafen yazıyorum. Sürekli soruyor cınım 😂😂
*Nefes'ten*
Kokusunu iyice içime çektim. İçimde çok kötü bir his vardı. Sanki onu son kez görüyordum. Son kez nefesini içime çekiyordum. Son kez ona sarılıyordum. "Seni seviyorum." Dedi. Gülümsedim ve "Seni seviyorum." Dedim. İçimden 'Allah'ım lütfen onu benden alma' diye geçirdim.
Göğsünden ayrıldım ve bu kez boynuna sarıldım. Bataklığıma gömdüm kafamı. Derin derin, ciğerlerimin en ücra köşesine çektim kokusunu.
Yukarı çıktım ve, kot pantolon, tişört giyip aşağıya indim. Saat 7'di. Konağa geldik. Kapıya vurduk ama açan yok. Bir kaç kez daha vurduktan sonra, telefonumu çıkardım ve Asiye ablamı aradım. "Alo. Asiye abla nerdesiniz?" Dedim. Sıkıntıyla üfledi. Canı sıkkındı sanki. "Nerde olabiliriz elticim? Dağdeviren'lere geldik. Siz nerdesiniz, ne yapıyorsunuz?" Dedi.
Gözlerimi devirdim. "Biz de konağa geldik aslında ama, kapıyı açan olmayınca seni aradım." Dedim. "Hee. Dur dur. Siz orda kalın, sakın bir yere kıpraşmayın. Ben onun bahanesiyle kaldırırım bizimkileri geliriz. Vallaha bunaldım burda yaa." Dedi isyan edercesine. Güldüm ve 'tamam' diyip kapattım.
Tahir ile biraz bekledikten sonra herkes gelmişti. Biz de konağa geçip oturduk. Çay içiyorduk. "Ne iyi ettiniz de geldiniz yaa. Valla bayılacaktım ha orada şıp diye." Dedi. "Ya aslında benim canım evde çok sıkıldı. Şimdi Baran ile Eslem de tatile gidicekler. Hazırlık yapıyorlar. Oraya gitmek ne kadar doğru olur bilemedim. Biz de buraya geldik." Dedim. "Oohh iyi yapmışsınız valla." Dedi.
Gülümsedim. "Yengelerin en ballısı. Bu gece burada kalsanıza." Dedi Murat. Güldüm ve "Bilmem ki yawrum. Abine sor." Dedim. "Olmaaz!" Dedi Tahir. Yüzüm düştü hemen. Tahir'e sokuldum ve "Tahir yaa. Niye ki?" Diye sordum. Kalsak ne güzel olurdu. Onun ailesi. Ama en çok ben istekliyim burada kalmaya. O da bana sokuldu ve "Olmaz Nefes. Bizim eve gitmemiz lâzım. Malûm hani bizim yapmamız gereken şeyler var ya haniiğ." Dedi imalı bir şekilde. Kıkırdadım ve başımı salladım.
Bizden cevap bekleyen yangazlara döndüm ve "Abinizi duydunuz akıl küplerim. Olmaz. Başka sefere artık." Dedim. İkisinin de yüzü anında düştü. "Tüh ikizim görüyor musun? Yine gidiyor Nefes'imiz." Dedi Murat ellerini göğsünde birleştirerek. İkisinin de dudakları büzülmüştü. "Görüyorum ikizim, görüyorum. Yine gidiyor ellere." Dedi Fatih de.
Tahir ikisine de yapıştırdı. "Zevzemeyin lan hemen. Yemin ediyorum, ıslak tuvalet terliğiyle ağzınıza vura vura döverim sizi." Dedi işaret parmağını sallayarak. Çok değişik fantazileri var benim kocamın, çook! Güldüm ve çayımdan bir yudum daha aldım.
Saat gece 2'ye geliyordu. "Hadi artık kalkalım biz." Dedi ve ayaklandı Tahir. Saniye Hanım çoktan yatmıştı. Dışarıda yangazlar, biz ve Asiye abla ile Musatafa abi vardı. "Olmaaz! Kusura bakma paşam. Bu saatte hiç bir yere bırakmam sizi. Gece gece bir şey olur. Mazallah. O yüzden bu gece buradasınız!" Dedi kesin bir dille. Tam Tahir itiraz edecekti ki "Yemezler paşam yemezler! İkna etmeye çalışma hiç beni. Bu gece burdasınız dedim bitti! Asiye Reis'e karşı mı çıkacaksın he?" Dedi ellerini beline koyarak.
Tahir de ellerini, teslim olur gibi kaldırdı ve "Tövbee! Ben hiç Asiye Reis'e karşı gelebilir miyim? O zaman iyi geceler yengem!" Dedi ve elimden tutup odaya çıktık. Dolaptan, geçen giydiğim Tahir'in pijamalarını giydim. Ve yattık. Popmu Tahir'e döndüm. Tahir de arkamdan sarılıp, ellerini belimde bireştirdi. "Of Nefes yaa! Ne güzel şu an evde olucaktık." Dedi. Güldüm ve "Yapıcak bir şey yok Tahir. Mecbur, katlanıcaz artık bir gece daha." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afitâb 🌸🕊
Genç KurguKaleli'lere, abisi ölmesin diye gelin gelen Nefes çiçeğimizin hikâyesi.🌸 . . "Afitâb ne demek?". Diye sordu genç kadın. Kelimenin anlamını bilmiyordu. "Eski Osmanlıca'da "Güneş". Demek". Dedi adam. Kadın bu kelimelerin ardından gülümsedi. Tahir on...