36.Bölüm💧

795 63 53
                                    

Yeni bir güne uyanmıştım telefonumdan gelen mesaj sesiyle. Gözlerim yarı açık halde telefonumu elime aldım ve gelen mesaja baktım. Kaşlarımı çattım. Bilmediğim bir numaraydı.

0555*****: biraz fazla ayrı kalmadık mı sence? Ben özledim peki ya sen?

Bu kimdi şimdi? Off, benim hiç normal bir hayatım olamayacak mı?! Numarayı engelledim ve telefonu geri komidinime koydum. Ama bir kere uyanmıştım, şimdi daha uyuyamazdım. Gizli numaraya kendimce küfür ederek yataktan kalktım.

Yaprak: bir uykumuz var, ona da rahat yok a*ına koyayım! Off!

Günlük rutinlerimi hallettim ve direkt mutfağa gittim. Bugün önemli derslerim olmadığını görünce, bir günlük kaçamak yapmak istemiştim. Kendime yiyecek bir şeyler hazırladım ve yemeye başladım bilgisayardan dizimi izlerken.

Diziye odaklanmışken, telefonum çalmaya başladı. Dikkatlice bakınca, biraz önce bana mesaj atan gizli numaraydı. Gözlerimi devirdim ve umursamamaya çalıştım. Israrla çalınca, açmak zorunda kalmıştım.

Yaprak: Kimsin ya sabah sabah beni rahatsız ediyorsun?!

Cevap bekledim ama hiçbir ses gelmedi. Kaşlarımı çattım. Hem kendi arıyordu hem de cevap vermiyordu. Gittikçe sinirleniyordum.

Yaprak: alo? Orda mısın?

Sadece iç çekme sesi gelmişti. Benimle oyun oymadığını düşünerek telefonu kapattım yüzüne. Sabah sabah gerilmiştim. Gereksiz insanlar hep beni bulurdu zaten.

🖤🖤🖤

Saat gece 10'a gelirken, ben ders çalışıyordum. Bugünü kendime ödüllendirmiştim ama çalışmayı da ihmal etmemek lazımdı. Bugün evden hiç çıkmamıştım ama evimde hepimiz toplanmıştık. (Oğuz, damla, sinan, Gökhan ve Ali) hepimiz ayrı üniversitedeydik ama elimizden geldiğince beraber olmaya çalışıyorduk.

Kapı çalınca, ilk anlam veremedim. Kim gelebilirdi ki bu saatte? Bir daha çalınca, tedirgince yerindem kalktım ve kapıya ilerledim. Kapının deliğinden kimin geldiğine bakmadım ve direkt kapıyı açtım.

Açmamla dona kalmıştım. Sadece şaşkınca bakıyordum kapıdakine. Gözlerime inanamıyordum. O...o gelmişti ve şu an karşımdaydı. Hareket dahi edemiyordum. Boğazıma bir yumru oturduğunu hissedip, sertçe yutkundum.

Bana yaklaşmaya başlayınca, ben yerimden kıpırdayamamıştım bile. Ben sadece onu takip ediyordum gözlerimle. En sonunda iyice bana yaklaştığında kendime geldim ve konuşmaya başladım.

Yaprak: s-sen gerçek olamazsın. D-değil mi?

Başını eğdi ve iç çekip, bana döndü. Gözlerim dolmuştu bile şimdiden.

Barış: benim. Gerçeğim.

Başımı inanmayarak sağa sola salladım. Göz yaşlarım firar etmişti bile.

Yaprak: senin ne işin var burda? Yetmedi mi bana acı yaşattığın?!

Sonlara doğru sesim yükselmişti. Gittikçe sinirleniyordum ve bu hayrı alamet değildi. Konuşmaya devam ettim el hareketlerimle.

Yaprak: nerdeydin 1 yıldır?! Ya neden geldin ya sen?! Hayatımı zindana çevirmek için mi? Ben u-unutmuştum seni...niye geldin?

Sonlara doğru sesim kısılmıştı ağlamamı engellemek için. O ise hiçbir soruya cevap vermeyip, sadece ifadesizce bana bakıyordu. Bu hareketsiz ve sakin hali sinirimi bozunca, ittim onu omuzlarından silkelemek için.

Yaprak: ya sen iyi misin?! Cevap versene! Durma öyle masum gibi, konuş...anlat ya anlat susma! Bari yüzüme bakacak bir nedenin olsun.

Hiçbir şey demiyordu öyle bana bakıyordu. Ve bu artık ben de son noktaydı dişlerimi sıkarak yakınına gittim. Tam tokat atmak isterken, dediği şeyle kaldım.

Barış: hepsi o zehiri bırakmak içindi...


Yeni bölüm geldi, nasıldı? 🖤

Yavaş yavaş gerçekler ortaya çıkıyor...

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin