"Hwang Hyunjin'den nefret ediyorum!" Felix sinirle çantasını kanepeye attığında Jisung hafifçe yerinden sıçradı.
"Felix? Sorun ne?"
"Dans yarışmasına katılıyorum."
"Gerçekten mi?! Bu harika bir haber!" Jisung heyecanla ayağa kalktığında Felix elini saçları arasından geçirmişti.
"Ama Hyunjin ile birlikte."
"NE?! Neden!?"
"Yarışmanın yeni kuralı öyleymiş ve dans hocası Hyunjin ile benim katılmamı istiyor. Kurtulamıyorum tanrım!"
"Tamam Lix sakin ol. Film izleyelim hadi. Ne izlemek istersin?"
"Ninja kaplumbağalar!"
"Yine mi!"
"Evet yine! Hadi izleyelim!"
"Lixie? İyi misin?"
"Christopher! Ninja kaplumbağalar izleyeceğiz çabuk gel!" Felix odasına gitmekte olan Chan'ı çağırdığında Chan içeri birkaç adım atmıştı.
"Senin için hyung oluyor o Lixie. Leonardo çıkınca haber verin mısır patlatıp geliyorum." Chan mutfağa yönelmişti ki Jisung onu durdurmuştu.
"Bütün film Leonardo üstüne kurulu zaten! Sen gir içeri ben patlatırım mısırları."
"Otur oturduğun yere Jisung. Sonra bütün sahneleri kaçırdım diye ağlıyorsun." Minho, Jisung'u oturtup mutfağa ilerlediğinde Felix çatık kaşlarıyla ona bakıyordu.
"Onun burada ne işi var? Sahi senin burada ne işin var Jisung?"
"Chna hyung çağırdı." Jisung omuz silkerek cevap verdiğinde Felix de omuz silkip Jisung'un koluna sarılmaya devam etti.
🔥🔥🔥
Felix omzuna düşen ağırlığı hissettiğinde bakışlarını Jisung'un huzurla uyuyan yüzüne indirdi. Dudaklarındaki hafif gülümsemeyle Jisung'un gözlerine dökülen saçlarını çekmişti.
Jisung'un gözleri yavaşça açıldığında Felix'in gülümsemesi büyüdü. Jisung omzundan kalkarken saçlarını karıştırdı.
"Günaydın uykucu."
"Hala uykum var."
"Tekrar uyumaya gidelim o zaman. Gel hadi." Felix, hala Jisung'un koluna sarılıyken onu yukarı, odasına çıkardı. Jisung hemen kendini yatağa bıraktığında Felix zorla onu kaldırmış ve üstünü değiştirmesi için kıyafet vermişti.
Jisung kapalı gözleriyle üstünü değiştirdi ve yatağa girerek Felix'in gelmesi için kollarını açtı. Felix gülerek yatağa geçti ve kollarını Jisung'un beline sardı sıkıca.
"Seni seviyorum Lixie."
"Ben de seni seviyorum Jisungie"
🔥🔥🔥
Ertesi gün erkenden okula gelen Felix kimsenin olmayacağını düşündüğü dans odasına gitti. Odanın kapısını açtığında içeride dans eden Hyunjin'i gördü. Bıkkınlıkla nefesini vererek çantasını kapının kenarına bıraktı ve şarkıyı kapattı.
"Birlikte çalışacağız demiştik?" Hyunjin havluyu eline alıp terini silerken ve yere otururken Felix'in yüzüne bakmamıştı.
"O zaman senin bu saatte burada ne işin var?"
"Çalışmaya geldim."
"Ama beni gelip sorguya çekebiliyorsun öyle mi?"
"Öyle bir şey yapmadım." Hyunjin ayaklanıp Felix'in karşısına geçti konuşmadan önce.
"Benim ne yaptığım, ne zaman gelip çalıştığım seni ilgilendirmez çilli. Dans hocası ikimizi bir takım yaptı diye bana ne zaman gelip çalışacağımı söyleyemezsin. Zaten bu takım işi hoşuna gitmiyor. O yüzden mümkünse, sadece birlikte çalışmaya ihtiyaç duyduğumuz zaman birlikte çalışalım. Onun dışında bırak ben kendi başıma çalışayım. Olur mu?"
"Ne yapıyorsan yap umrumda bile değil. Ama eğer senin yüzünden o yarışmayı kazanamazsak... O zaman seni bu dediklerine pişman ederim."
Hyunjin'in cevap vermesini beklemeden üstündeki hoodieyi çıkarttı ve şarkıyı başlatarak çalışmaya başladı.
Hyunjin bir süre orada durup Felix'i izledikten sonra eşyalarını alarak odadan çıktı ve düş almaya gitti. Hyunjin'in çıktığını gören Felix hafifçe sırıtarak dans etmeye devam etmişti.
Felix'in fark edemediği şey ise Hyunjin'in odanın koridora bakan penceresinden onu izlemeye devam etmesiydi.
Bu kadar geç geldiği için özür dilerim😭😭😭😭 kısa olduğu için de😭😭😭
