-Bir Avuç Sonbahar 4. Bölüm-
Saçlarımı sağıma attım. Rüzgar dudaklarımı titretiyordu. Vapur, Alsancak sularında yükselip alçalırken benim düşüncelerim de aynısını tekrarlıyordu.
Vapur bir iki hareketle sarsılarak durdu. Elimdeki son boyoz parçasını da martı kaparken düşüncelerimi de burada bırakmıştım artık.
Biraz yürüdükten sonra kafeye vardım.
Cıvı cıvıl olan kafeye bir anda ben girince sessizlik çökmüştü. Başımı kaldırdığımda herkesin bana baktığını fark ettim. Kaşlarımı kuşkuyla havaya kaldırdım.
"Noldu? Neden bakıyorsunuz?"
Bir anda herkes birbirine dönünce merakım ikiye katlanmıştı. Müşterilerden biri kıkırdayınca Mert'lerin yanına gittim.
"Noluyor ya? Şaka mı bu?"
Mert kendine engel olamayarak kıkırdamaya başladı. Neler oluyordu? En sonunda ısrarlarıma dayanamayıp cevapladı.
"Gel kendin izle."
Ben daha "Neyi izleyeceğim ya? Ne alakası var? Dalga mı geçiyorsunuz?" demeye fırsat bulamadan önüme konulan video her şeyi açıklamaya yetti.
Mert'in yüzünü sırıtış kapladı.
"Youtube da ünlüsün artık."
Videoda, aşırı sarhoş olduğum gün söylediğim şarkı -daha doğrusu hoplaya zıplaya tepinerek- söylediğim şarkı yer alıyordu. Ona gülüyordular.
Ama asıl soru bunu kimin çektiğiydi. Videonun arkasında solist dahil tüm grup gözüküyordu ve o sırada orada olan müşteri de hatırlamıyordum.
İçimi bir anda merak kaplamıştı.Kim çekmiş olabilirdi ki bu videoyu?
Bilmiyordum ve hemen öğrenemeyecektim.
----------------------
Oğuz'la ogünden beri hiç görüşmemiştik. Ne bir mesaj ne bir merhaba. Ben de eskisi kadar umursamıyordum artık. Eskiden olsa, sürekli bıkana kadar aynı olayın arkasından bir sürü senaryo kurar, kendiminki dahil herkesin kafasını şişirirdim. Ama bu sefer düşünmemeye çalışıyordum. Değişen olaylar ya da anılar değildi. Değişen bizdik ve bunu olabildiğince ertelemeye çalışıyorduk.
Düşüncelerimden sıyrılıp insanları izlemeye koyuldum. Aslında ilk geldiğinde gruba da dikkat kesilmiştim. Bugün üzerlerinde gerçekten garip bir hava vardı. Herkes birbirlerine ve etrafa çok soğuk davranıyordu. Özellikle Ege. Ege'nin yüzü sürekli asıktı.
Yanlarında gelen otuz beş-kırklı yaşlarında, kravatlı bir de adam vardı. Aslında bu adam arada bir geliyordu ama ben yeni fark etmiştim.
Grup mola verdiğinde ben de müesseseden gelen içkilerini koymak üzere kulise girdim. Tam girecekken içerideki seslere aradan kulak misafiri oldum. Ege ve o kravatlı adam vardı.
"Ne yani solist o mu olsun?"
Bu Ege'nin sesiydi. Nerede olsa tanırdım çünkü dinlemeye alışmıştım artık. Daha genç ve pürüzsüz çıkıyordu. Ve dediğine göre şikayet eder gibi konuşuyordu.
"Hayır bu sadece deneme süresi. Seni gitara alacağız. "
Ege kaşlarını çatıp biraz sonra söyleyecekleri için gözlerini yerde oyalayarak tereddüt etti ama durmadı.
"Ben yokum o zaman."
Tam sinirlice çıkacakken adam kolundan tutup çevirdi.
"Paranda azalma olmayacak şuan. Unutma, bu sadece deneme süresi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Sonbahar
Teen FictionSararmış yaprak ; Uçmayı hayal eder Düşmeden önce -Haiku/e.k. Sonbahar, bana eski evimizin bahçesinde açan çiçekleri hatırlatır. Her sonbaharda, bahçemizin kuzeyinde biriken aster çiçeklerinin bir diğer adı da yıldız çiçekleri ya da yıldızpatıdır. Y...