١

7.6K 634 274
                                    


Babamın bizi terk edişinin üzerinden iki hafta geçmişti. Annem önce onun gerçekten gittiğine inanamamış ve defalarca kez aramıştı. En son arayışında babam küfretmişti ve arkadan bir kadının inleme sesi geliyordu.

Annem her zaman dürüst bir kadın olmuştu. Ona babamın nerede olduğunu sorduğumda bana diğer yetişkinler gibi 'bir iş seyehatine çıktı, geri gelecek.' demesini beklemiştim. Ama kirpiklerinde asılı kalmış ıslak damlaların arkasındaki koyu kahve gözlerini cesurca benimkilerle birleştirmiş ve sigarasının dumanını suratıma üflerken cevaplamıştı, "Bizi terk etti. Şuan bir fahişenin yanında." O zamanlar fahişe ne demek bilmiyordum. Her neyse bu gereksiz bir ayrıntı. Annem o an çok kızgın olduğu için ikinci kez bir soru sorma daha riskine girmemiş ve 'fahişe' kelimesinin anlamı ben 12 yaşıma gelene kadar gizliliğini korumuştu, en azından benim için.

Babam gittikten sonra annem internette daha fazla vakit geçirmeye başlamıştı. Birkaç defa telefonla konuştuğunu da duymuştum. Ben çok küçükken gittiğimiz büyükannemlerle konuşuyordu. Dediğim gibi, ben küçükken birkaç defa gitmiştik Güney Kore'de yaşayan büyükannemlere. Daha sonra irtibatımız bir anda kopmuştu. Şu anda da annem sanırım ondan yardım istiyordu fakat reddedilmişti. Bunu küçük oturma odamızda hıçkırarak ağlayışından anlamıştım.

Fakat daha sonra, farklı bir şeyler olmuştu. İnternette birkaç kişiyle chatleşmeye başladı. Arada gizlice ona yaklaşıp konuşmalarını okumaya çalışıyordum ama ekranı hemen çeviriyordu.

Günler sonra, karne günü geçtiği zaman, elimde başarı belgemle gülümseyerek eve gelmiştim. Anneminde mutlu olduğunu görmek beni heyecanlandırmıştı fakat evdeki çoğu eşyamızın bir kamyonete bindirildiğini görünce kalbim sıkışır gibi olmuştu. Annem arkasındaki valizi sürükleyerek yanıma gelmişti, yüzünde bir parçacık da olsa mutluluk vardı. "Gidiyoruz." Dedi. "Seul'e gidiyoruz Jennie."

doll • jensoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin