1- Mahmut'la Tanışma

673 18 3
                                    

Hayatımın en kötü yaz tatili başlamak üzere dostlar.

İnternet yok.

Alışveriş yok.

Manikür pedikür yok.

Yok işte lan yok!!

"Eylül! Hazır mısın?" diye bağırdı annem aşağıdan.

"Eveeeet! Ama gitmek is-te-mi-yor-um!!" diye bağırdım. Bir kaç dakika sonra annem odama girdi.

"Başka seçeneğin yok. Bizimle toplantıdan toplantıya koşamazsın. Ayrıca alt tarafı üç ay. Kalan dokuz ay ve diğer yıllar senin. Unutma, bu sadece küçük bir ceza."

"Küçük mü? Küçük ne anne??! Üç ay! Sen dedin üç ay! Yaz tatili! Okul yok? Bunları aptal bir çiftlikte harcamak istemiyorum ve harcamayacağım!"

"Zorundasın küçük hanım." diye odama girdi babam.

"Baba, gitmek istemiyorum!"

"Bunu, dört kredi kartının hepsini sıfırlamadan önce düşünecektin"

"Ama-"

"Bana karşı çıkma! Büyükbaban seni bekliyor ve sende gideceksin. Hem, küçükken orayı çok seviyordun. Şimdi ne oldu?"

"Büyüdüm baba. Hayatın eğlencesini çözdüm ve siz beni telefonların çekmediği bir çiftliğe gönderiyorsunuz!!?"

"Evet, sende gidiyorsun."

Yine karşı çıkmama kalmadan babam,

"Eğer, bir kere daha hayır dersen gelecek yaz da oraya gidersin." dediğinde sustum ve oflaya oflaya valizimi alıp aşağı indim. Neden ben? Neden yani? Anlatsana biraz.

Annemlere veda edip kapıda beni bekleyen arabaya bindim. İstanbul'dan Muğla'ya uzun bir yolculuk ve ardından işkence ile geçecek üç ay.

Bunu hak etmedim ki ben. Tamam, alışverişi abarttım. Tamam, telefonumu (üstelik Iphone) her gün iki kere şarja takacak kadar çok kullandım. Tamam, notlarım berbat ötesi. Tamam-

Düşündüm de haklılar...

Ama ben gitmek istemiyorum!!

...

Sonunda büyükbabamın evine geldik. Arabadan indim ve valizimi aldım. Sonra ne mi oldu?

ARABA GİTTİ!!

Oflayarak arkamı döndüm.

"Eylül!"

"Büyükbaba!" deyip ona sarıldım. Onu çok seviyordum, yaşıtlarına göre çok kafadengiydi ve 60 yaşında olmasına karşı beş yaşında gibi davranırdı.

"Hoşgeldin fındığım. İçeri gir hadi." Bu arada, bana hep 'Fındığım' der s.s.

"Tamam."

İçeri girdik. Büyük ve iki katlı bir çiftlik evleri vardı.

"Baban, annen nasıl?"

"İyiler."

"Bana nasıl yaramazlıklar yaptığını anlattılar Eylül. Dört kredi kartı, düşük notlar? Eski Eylül'e ne oldu Fındık?"

"Eski Eylül hala burda, ama büyüdü ve artık başka şeylere de önem veriyor."

"Bu cezada düzeleceğini biliyorum Fındığım. Hadi, odana çık ve üstünü değiştir. Sonra akşam yemeği yeriz."

Kafa salladım ve yukarı çıktım. Buraya geldiğimde kaldığım odaya girdim ve eşyalarımı dolaba yerleştirdim. Tayt ve kırmızı gömlek giydim. Altıma da siyah çizme giydim ve sarı saçlarımı açık bırakıp aşağı indim.

"Hmmm, tavuk kokusu alıyorum?" dedim mutfağa girerken. Ama, büyükbabam yerine bi erkek vardı.

"Nedeni, tavuk yapıyo olmam." dedi bana dönüp. Gözlerimi devirdim ve,

"Büyükbabam nerde?"

"Geldin mi Fındığım? Bak, bu çocuk Mahmut. Buraların delikanlısı. Bizimle büyümüştür. Çiftlik işlerinde sana yardım edecek." dedi. Ciddi misin? Mahmut mu?

"Anladım. Eylül bende. Aç Eylül. Hadi yemek yiyelim." deyip masaya oturdum. Büyükbabam da oturdu. Ardından Mahmut. Sonra yemeğe başladık...

👑👑👑👑👑👑👑👑👑

Merhaba Millet! İlk hikayemiz, ilk bölüm. Baya kısa oldu üzgünüm :( Umarım hepiniz sever ve okumaya devam edersiniz.

Öpüldünüz!

-DENİZ

Şaka Mısın Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin